Kılıçdaroğlu aynı tarih ve aynı sayı ile verilmiş mahkeme kararının bir başka örneğini daha basına dağıttı. Savcıyı doğruyu söylememekle eleştiren Kılıçdaroğlu isim ve adreslerin kapatıldığı iddia edilen mahkeme kararı ile boş mahkeme kararındaki imza ve mühürün farklı olduğunu belirterek "Bizim iddialarımızı sadece ben değil sayın savcı yaptığı açıklama ve dağıttığı belgelerle de doğrulamıştır" diye konuştu. Kılıçdaroğlu Adalet Bakanı’nın şu ana kadar suskunluğunu korumasının ‘suç ortaklığı’nın kanıtı olduğunu belirterek, "Öyle anlaşılıyor ki Ankara ile Erzurum arasında ciddi bir işbirliği var" dedi. Kılıçdaroğlu "yargının ipini yargı çekmemelidir, ipini çekerse arkasında siyasi irade var demektir" diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Komisyonu’nun CHP’li üyeleri ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’le birlikte Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, ‘Hamili çek gibi arama kararı’ konusunda Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş’a yanıt verdi. Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı’nın yaptığı açıklamaların doğru olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, basın mensuplarına, aynı tarih ve aynı sayı ile verilmiş bir mahkeme kararının örneğini dağıttı. Kılıçdaroğlu, "Bu kararın özelliği hakkında arama yapılacak kişilerin ad, soyadı ve adreslerinin açıkça yazılı olmasıdır. Sayın savcı, ‘bu kararda boş bırakıldığı belirtilen isim ve adreslerin, konunun hassasiyetine ve gizliliğine binaen delil karartma durumunun önüne geçilmesi açısından isim ve adreslerin üzerine kapatılarak faks çekildiğini söylüyor" dedi. Biri boş diğerinde isim yazılı mahkeme kararlarını karşılaştıran Kılıçdaroğlu, iki karardaki yargıç ve katibin imzası ile mahkeme mührünün birbirinden farklı olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, "İsim ve adreslerin kapatıldığı iddia edilen mahkeme kararı ile boş mahkeme kararı farklıdır. Daha açıkçası yargıç boş mahkeme kararının altına imza atmıştır. Böylece bizim bu iddialarımızı sadece ben değil sayın savcı yaptığı açıklama ve dağıttı belgelerle de doğrulamıştır" diye konuştu.

-"ANKARA İLE ERZURUM ARASINDA İŞBİRLİĞİ VAR"-

Adalet Bakanı’nın şu ana kadar suskunluğunu korumasının açıkça ’suç ortaklığı’nın kanıtı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

"Öyle anlaşılıyor ki, Ankara ile Erzurum arasında ciddi bir işbirliği vardır. Buradan açık ve net ifade ediyorum; Sayın Adalet Bakanı gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorsa Ankara’dan kimlerin Erzurum Mahkemelerini ve savcılığını aradığını açıklasın. Bu durum kolaylıkla aydınlığa kavuşturulabilir. Sayın Bakan Teftiş Kurulu’na görev verir, müfettişler iletişim kayıtları üzerinden tüm haberleşmelere kolaylıkla ulaşabilirler."

-"SAVCI DAĞITTIĞI BELGEYLE BİZİ DOĞRULADI"-

"Hamiline çek gibi mahkeme kararı"nı açıklarken, diğer belgenin de elinde olduğunu ancak yargıya duydukları saygı gereği o kararı açıklamadıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ama sayın savcı yaptığı açıklama ve dağıttığı mahkeme kararları ile yanlışın arkasında durmuş, olayları örtbas etmeye çalışmıştır. Sayın savcı, mühür ve imzalardaki farklılığı göremeyeceğimizi sanacak kadar bir çaresizliği kabul etmek durumunda kalmıştır" dedi. Hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığına herkesin ihtiyacı olduğunu ancak hukuk ve demokrasinin AKP iktidarı ile birlikte katledildiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Asıl üzücü olan ise yargının siyasallaştırılarak AKP’nin emrine sokulmasıdır. Yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını savunan hukukçular ise yine AKP’nin kararları ile en ağır baskılarla yıldırılmaya, yok edilmeye çalışılıyor. Bu gidiş böyle devam ederse yandaş medya kavramı yanına yandaş yargı kavramı da eklenecektir. Asıl tehlikeli olan da budur" diye konuştu.

-"YARGININ İPİNİ YARGI ÇEKMEMELİDİR"-

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, yargının üçüncü erk olduğunu ifade ederek "yargının ipini yargı çekmemelidir. Yargının ipini yargı çekerse arkasında siyasi irade var demektir. Buna Türkiye’nin her tarafındaki yargı mensuplarının dikkat etmesi gerekir. Bizden daha fazla titiz olması gerekenler yargıçlardır"dedi. "Hamili çek gibi mahkeme kararı"nı sonuna kadar takip edeceklerini de belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Adalet Bakanı konuşmuyor, niçin konuşmuyor bu kadar önemli bir konuda. Her konuda konuşan Adalet Bakanı ve hükümet yetkilileri niye bu konuda dut yemiş bülbül gibi duruyorlar. Onların da konuşması lazım. Adalet Bakanlığı’nın derhal teftiş kurulunu harekete geçirmesi lazım. Harekete geçirdiği müfettişleri de bizim bilmemiz lazım. Elinde AKP kılıcı oraya giden Adalet Bakanlığı müfettişi istemiyoruz. Onların isimlerini çok iyi biliyoruz ama yargıya duyduğumuz saygıdan açıklamıyoruz. Ama yeri ve zamanı gelirse AKP’nin kılıcını eline alıp, yargının üzerine acımasızca giden siyasal raporlar yazan o müfettişlerin isimlerini de açıklarız. Dürüst, namuslu, tarafsızlığa inanan, Adalet Bakanlığı’nda pek çok müfettiş var, onları görevlendirsinler. Bu olay nedir, açığa çıksın."

-"MAHKEME KARARLARI ÜZERİNDE OYNAMAK SAVCININ YETKİSİNDE Mİ?"-

Hiçbir yargıcın açığa imza atamayacağını, böyle bir yetkisi ve görevinin olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu "Mahkeme kararları üzerine fotokopi çekeceksiniz, ismi kapatacaksınız, fakslayacaksınız. Alan insanlar ne yapacak bu kararı? Erzincan’da bu kararı alan ne yapacak? Bana bir karar geldi üstü kapalı. Nerede arama yapılacağını bilmiyorum kimi arayacağımı bilmiyorum. Bana üstü kapatılmış bir mahkeme kararı geliyor. Mahkeme kararları üzerinde oynamak savcının yetkisinde mi? Hangi savcı mahkeme kararları üzerinde oynayabilir? Böyle bir yetkisi var mı? Bizatihi bizzat bu soruşturma konusu olmak zorundadır. O zaman her savcı istediği mahkeme kararının üstünü kapatsın, o bölümü işleme koysun. O zaman yargının bağımsızlığı ne oldu? "diye konuştu. Kılıçdaroğlu eline belge geçtikten sonra Erzurum savcısıyla konuşup konuşmadığının sorulması üzerine "Erzurum’da delillerin karartılmasından endişe ediyorduk" dedi.

-BAYDEMİR’E "KÜFÜR" TEPKİSİ-

Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in dün basın açıklaması sırasında ‘küfürlü’ konuşmasının sorulması üzerine "Özellikle seçimle gelmiş, siyasetle uğraşan, halka örnek olması gereken siyasetçilerin diline ve üslubuna yakışan bir açıklama değildir. Herkesin beğensin beğenmesin rakiplerini arkadaşlarını mutlaka belli bir saygı üslubu içinde eleştirmesi ve o saygıya dikkat etmesi gerekir. Bu rahmetli Bülent Ecevit’in Türk siyasetine getirdiği ve bizim de özenle sürdürmeye çalıştığımız bir üsluptur. Bu üsluba herkesin uyması gerekir ve dikkat etmesi gerekir" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddialarının sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Arınç ciddiyetini kaybetmiş bir politikacı, onu ciddiye alıp cevap vermek doğru değildir" dedi.