Euro bölgesi borç krizinin geleneği haline gelen bir batış potasına girecek bir sonraki ülke tahminleri Güney Kıbrıs karmaşası ile yeniden alevlendi.

İrlanda, Portekiz, Yunanistan derken sırdaki kim sorularının muhatabı geçtiğimiz yıl İspanya ve İtalya olurken bu yıl ilk sırayı şimdilik Slovenya almış gibi görünüyor.

Slovenya hükümetinin artan politik risk nedeniyle bankaları desteklemekte zorlanabileceği yönünde açıklamalar gelmeye başladı.

Nomura analistlerinin hazırladığı raporda, Başbakan Alenka Brantusek Kabine’sinin, dün yaptığı açıklamada kemer sıkma karşıtı,  büyüme yanlısı politikalara yönelineceği sinyaline; dikkat çekildi.     

Peter Attard ve James Burton’ın müşterilere gönderdiği raporda, mali konsolidasyon tarafında bozulma be muhtemel bir not kırılması riskine karşı uyardı.

Slovenya için risklerin arttığı ve kriz yolunda olduğu kaydedilirken, politik  zorluklar, fonlamanın sınırlandırılması ve not riski ile ülkede mevcut durumun muhteşem fırtınayı destekleyen bir ortak hazırladığına değinildi.

Ülkede artan sorunlu kredilerin temizlenmesinde 4 milyar euroluk  bankaların yeniden sermayelendirilmesi planı gündeme gelirken, piyasaların odak noktasına ülkenin geldiği belirtildi. Montalto ve Burton analizinde Yunanistan, İrlanda, Portekiz ve Güney Kıbrıs’tan sonra yeni hedefin Slovenya olduğuna dikkat çekildi.

Slovenya ve Rum Kesimi için sorunların ortak olduğu kaydedilirken bankalar üzerinde baskının büyük olduğu belirtildi. Bankacılık aktiflerinin Slovenya’da GYSH’ye oranı yüzde 135 olurken, Rum kesiminde bu oran yüzde 710 seviyesinde.

Ekonomistlerin değerlendirmelerine göre, üzerinde anlaşılması gereken sıkı bir finansman programı olan Slovenya’da, mali dengenin çok zor olduğu kaydedildi.  IMF raporlarına göre ise ülkenin 1 milyar euroluk taze sermayeye ihtiyacı var.

S&P geçtiğimiz 13 Şubat’ta ülkenin notunu A-‘ye çekerken, Fitch tarafında da ülke notu A- seviyesinde bırakıldı. Moody’s ise Slovenya’nın notunu Baa2 seviyede.THE LİRA