Türkiye’de her zaman olduğu gibi Kürt sorunu terör örgütü PKK’nın kullandığı şiddetin dozunu arttırması ile gündeme geldi, terör eylemlerini rutine bindirmesi ile de önceliğini kaybetti. Seçim sürecine girilmesi ve Türkiye’de yükselen Türk milliyetçiliğinin yarattığı oy potansiyeli nedeniyle de siyasetçilerin gündeminden düşen Kürt sorunu, siyasetin Kürt cephesinde kıyasıya süren bir mücadelenin de merkezini oluşturmayı sürdürüyor. Demokratik Toplum Partisi (DTP), PKK’nın yükselttiği şiddetten dolayı zor bir dönem yaşarken, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP)’nin Türk siyasetindeki etkisi giderek artıyor. PKK’dan ayrılanların kurduğu Kürdistan Yurtseverler Demokrat Partisi (PWD) KDP ve ABD’den beklediği desteği alamayınca ve şiddetle karşılaşınca dağılma sürecine girdi.
- DTP: 11 Haziran’da yapacağı Genel Kurulu’nu 25 Haziran’a erteledi. Yargıtay’ın uyarısı doğrultusunda iki genel başkanlı model olan eş başkanlık sisteminden vazgeçiliyor. Ancak buna parti içindeki kadınların ciddi itirazları var. Kadınlar ile parti içindeki radikal kesimler parti tüzüğünün değiştirilmesi yerine Yargıtay’ın uyarısına muhalefet ederek partinin kapatılması sürecine kadar direnilmesini talep ediyor. PKK’nın şiddet eylemlerini arttırması partinin tabanından kaymayı hızlandırdı. Bunun en somut örneği DTP Diyarbakır il kongresinde ortaya çıktı. Daha önce on binlerle yapılan kongrenin katılımcılarının sayısı 2 bini zor buldu. AK Parti’nin il kongresinde bile, çevre illerden gelenlerle sayı 15 binin üzerindeydi. Bu arada KDP ile DTP arasında yaşanan soğukluğun bir ölçüde giderilebilmesi için parti üst düzey yönetimi Kuzey Irak’a bir haftalık ziyaret gerçekleştiriyor. Sosyalist Enternasyonal’in Kuzey Irak’ta bir gün sürecek toplantısına katılacak olan parti heyeti kalan 6 günde de başta Mesut Barzani olmak üzere üst düzey KDY ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) yöneticileriyle görüşecekler.
- PWD: PKK’dan, örgütün kullandığı şiddeti gerekçe göstererek ayrılanların Osman Öcalan önderliğinde kurduğu PWD aradığı desteği KDP ve ABD’den bulamayınca dağılma sürecine girdi. Osman Öcalan örgütten ayrıldı yerine PKK eski üst düzey yöneticisi Nizamettin Taş geldi. Ama bu değişiklik de bir işe yaramadı, şimdi daha popüler bir isim aranıyor. PWD yönetimi destek almaları halinde PKK’nın dağ kadrosunun büyük bir kısmını yerleşik hayata geçirecekleri iddiasında.
- KDP: Türkiye siyasetiyle PKK’nın yarattığı boşluktan yararlanmak için biraz daha ilgilenmeye başladı. PKK’ya karşı Türkiye tarafından yapılması talep edilen operasyonlara “Kürt’ün Kürt’e silah çekmesi doğru değildir” diye karşı çıkmasıyla yarattığı siyasi zemini kullanıyor. Türkiye için kısa vadede öngörülen modellerinde KDP merkezli yeni bir parti yok. Onun yerine kendisine yakın isimleri içinde barındıran ve milletvekili seçtirebilecek siyasi partiler var. KDP’nin bu anlamda izlediği iki siyasi yapı AK Parti ve Anavatan. Bu iki partide kendisine yakın isimler yer bulamazsa bağımsız adaylıklara bakılacak. Bu arada KDP’nin ciddi bir biçimde PKK’nın Kuzey Irak’taki tabanında da etkinlik kurmaya başladığını not düşmek lazım. KDP’nin yarattığı ortam nedeniyle çok sayıda deneyimli PKK’lı militanın Kuzey Irak’ta yerleşik hayata geçtiği biliniyor.
- PKK: Uzun bir sürenin ardından, PKK Lideri Öcalan, görüşme notları aracılığıyla hem PKK’ya hem de DTP’ye talimatlar yağdırdı. Türkiye gündemine hakim olduğunu anlatmak isteyen Öcalan, olası seçimler sonrasında MHP- CHP koalisyonu kurulacağını söyledi. Öcalan, DTP’nin yaptığı çağrıya karşın, kendisinin PKK’ya silahsızlanma çağrısı yapamayacağını açıkladı. Öcalan, Kürtlere her alanda örgütlenerek komala modelini kurmalarını istedi ve örnek verdi, “meşe ağacı derneği kurun”. Öcalan DTP’ye bir de model önerisinde bulundu: “. DTP’ye de önerim, geniş katılımlı ve demokratik bir birlik yaratmalılar. ıtalya’daki Prodi pratiğini örnek alabilirler. Yalnız birebir taklit değil, Türkiye koşullarını da dikkate alarak daha geniş bir tabanı esas almalılar. Ancak ben kimin Prodi olacağını söyleyemem, belirlemem, kendi Prodilerini kendileri bulsunlar ve yaratsınlar. Koşullarım biliniyor. Bana sorunla gelmeyin”
Sedat BOZKURT/THE NEW ANATOLİAN