Farelerde yapılan deneylerin ortaya koyduğu sonuç, uzun vadede erkekten kaynaklanan kısırlık nedeniyle çocuk sahibi olamayanlar için umut yaratıyor.

Developmental Cell (Gelişme Hücresi) adlı bir tıp dergisinde yayımlanan araştırmada, bu yöntemle üretilen spermlerle yedi yavru fare dünyaya getirildi.

Bunlardan altısı yetişkin olana dek yaşadı.

Ancak farelerden bazılarının büyüme şekillerinin anormal olduğu ve bazı sağlık sorunları ortaya çıktığı belirtiliyor.

Yöntemin ne ölçüde güvenli olduğunun yanı sıra, embriyolardan yapılmış
spermlerle döllemeye başvurulması etik olarak da tartışma yaratıyor.

Zira bu yöntem, tamamen laboratuvar ortamında bebekler yaratılması ihtimalini ortaya çıkarıyor.

Almanya'nın Göttingen kentindeki Georg-August Üniversitesi'nden uzmanlar önce bir kaç günlük bir fare embriyosundan kök hücreler aldı.

Bu kök hücreler daha sonra laboratuvar ortamında geliştirilmeye başlandı ve sperm olarak gelişen bir bölümü ayrıldı.

Bu spermler dişi farelerden alınan yumurtalara enjekte edildi.

Döllenen yumurtalar dişi farelerin rahmine yerleştirildi ve bu şekilde yedi yavru doğdu.

'Mekanizmayı anlayacağız'

	Nayernia yapay spermin yaratacağı olanaklardan umutlu

Çalışmayı yürüten uzmanlardan Profesör Karim Nayernia, yapay sperm yaratmanın, bunun insan vücudunda nasıl yaratıldığını ve bazı erkeklerde neden bu mekanizmanın sorunlarla karşılaştığını anlamaya yardımcı olacağını söylüyor.

Ayrıca belki uzak bir gelecekte, kısır olan herhangi bir erkeğin de biyopsi yoluyla kök hücre örneği vererek çocuk sahibi olabileceği öne sürülüyor.

Sperm sayımı düşüklüğü gibi unsurlar kısırlıkta yüzde beş gibi bir oran yaratıyor.

Ancak uzmanlar denemelerde ortaya çıkan anormalitelere dikkat çekerek bu gibi çalışmaların çok büyük riskleri de beraberinde getirdiğini bu nedenle uzun yıllar tartışılması gerektiğini belirtiyorlar.

Kök hücreler her türlü dokuya dönüşme potansiyeli yarattığından bu alandaki araştırmalar pek çok sağlık sorunu için umut olarak görülüyor. Fakat bu süreçte embriyoların kullanılması ahlaki açıdan uygun görülmüyor.

Bu nedenle pek çok ülkede bu alandaki araştırmalara sıkı kısıtlamalar getiriliyor.