Art arda gelen skandallarla sarsılan Adli Tıp Kurumu'nda sular durulmuyor. Abdullah Gül'ün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu'ndan gelen 10 müfettiş dün Adli Tıp Kurumu'ndaki incelemelerine başladı. Müfettişler kurumun son üç yılını mercek altına alacak. İnceleme öncesi iki başkan yardımcısı görevden alınan ve toplam 10 üyesi hakkında atama ve görev değişikliği kararı verilen Adli Tıp Kurumu'ndaki bu değişikliği uzmanlar değerlendirdi.
HALUK GİDECEK BAŞKASI GELECEK...
Marmara Üniversitesi Tıp Fak. Adli Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif İnanıcı, kişiler değil sistem üzerinden konuşulması gerektiğini vurguladı. İnanıcı, şöyle dedi: 'Aslında yapılacak şey çok basit. Sağlık Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu uzmanları, Adalet Bakanlığı ve üniversite yöneticilerinin bir araya geleceği geniş tabanlı bir toplantı ile çağı yakalayalım. Türkiye'de yeni adli tıp yapılanmasını konuşalım. Haluk gidecek başkası gelecek, Ahmet gidecek yerine Mehmet gelecek diye bir şey yok. Önemli olan sistemi konuşmak.'
Adli Tıp Kurumu'nun yeniden yapılandırılması konusunda herkese görev düştüğünü anlatan İnanıcı, 'Sağlık ve Adalet Bakanlığı personelinin bu işe kafa yorması gerek' diye konuştu.
ÖZERK YAPILANMAYA İHTİYAÇ VAR
Alman Hastanesi Adli Bilimler Merkezi Direktörü Prof. Dr. Mustafa Fatih Yavuz ise şunları söyledi: 'Adli Tıp yapılanması merkezi sisteme dayanıyor. Tek bir adli tıp yapılanması var. Türkiye'de Adli Tıp uzmanı içeren üniversiteler mevcut. Üniversitelerdeki uzmanları da sisteme dahil edecek bir özerk bir yapılanmaya ihtiyaç var. İsimleri değiştirerek sistemi değiştiremezsiniz.'
KURUMU SAVCILIĞA ŞİKAYET ETTİLER
Denetİm ve jet atamalarla gündeme gelen Adli Tıp için suç duyurusu.
İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan bir grup dün bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada yasadışı DHKP-C örgütü üyesi olmak suçundan Elbistan Cezaevi'nde tutuklu olan Güler Zere'nin kansere yakalanmasına ve hastalığının ilerlemesine rağmen hastaneye kaldırılmadığı, ancak hastalığının 4. evresinde ameliyat edildiği öne sürüldü. Zere'nin 3 ayrı operasyon geçirdiği ve bu operasyonlar sonucu yanağının yarısını kaybettiği iddia edilen açıklamada, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda, Zere'nin hapishanede tedavi edilemeyeceği ve bu nedenle iyileşene kadar infazının ertelenmesi gerektiğinin belirtildiği kaydedildi.
Buna rağmen Zere'nin İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda 10 dakika muayene edildiği ve ardından 3. İhtisas Kurulu tarafından Zere'nin tahliye edilemeden tedavisine devam edileceği yönünde karar verildiği savunulan açıklamada, bu kararı veren İstanbul Adli Tıp Kurumu uzmanları hakkında suç duyurusunda bulunulacağı ifade edildi.
Grupta bulunanlar daha sonra adliyeye giderek suç duyurusu dilekçelerini teslim etti. Ardından Zere'nin fotoğrafını sembolik tabutla adliyenin önüne bırakarak dağıldı.