İstanbul Barosu, Adalet Bakanlığı’nın Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz ve YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun meslekten ihraç talebine tepki gösterdi.
İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada siyasi iktidarın yargı erkini kontrol altına almak, daha sonra burada da kadrolaşmak isteğinin kabul edilemeyeceği savunuldu.
İstanbul Barosu, Adalet Bakanlığı’nın Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz ve YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun meslekten ihraç talebine tepki gösterdi.
İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada siyasi iktidarın yargı erkini kontrol altına almak, daha sonra burada da kadrolaşmak isteğinin kabul edilemeyeceği savunuldu.
Açıklamada, “Eğer ortada bir suç ve suçlu var ise tabii ki yargı gereğini yapmalıdır, yapacaktır da. Bunun için halen bağımsızlığını koruduğuna inandığımız HSYK’nın bu konuda ki kararına kadar ilgili kişiler ifa ettikleri görevler nedeniyle asla yıpratılmamalıdır. Ancak kişileri kendi anlayışında olmadığı için suçlayan ve yargılamaya kalkan anlayışı ve suni suçlu ve suç yaratma girişimlerini kabul edebilmek olanaksızdır” denildi.
Kişileri “ulusal ve uluslararası hukuktan doğan demokratik tepkilerini ve yasal haklarını kullandıklarından” dolayı yargılamanın hukuka uygun olmadığı belirtilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Kişiler aleyhine yasal olmayan yöntemlerle dinlemeler yapılıyor ve suç teşkil eden eylemlere karşı bireyler haklarını kullanıyor ise bu yasal girişimler sebebiyle kişiler suçlanamaz ve meslekten ihraç edilemez. Baskı ve yıldırma sürecinin yargıya ve mensuplarına karşı sürdürüldüğü de bu uygulamalarla açıkça ortadadır.
Bu durum son derece vahim ve önemlidir. Bu olanlar bir Hukuk Devletinde, siyasi iktidarın nerede durduğunu göstermesi açısından dikkat çekicidir. Siyasi iktidarın Devletin tüm kesimlerinde olduğu gibi Yargı erkini kontrol altına almak daha sonra burada da kadrolaşmak isteği kabul edilemez. Anayasamızın temel taşlarından biri olan Kuvvetler ayrılığı ilkesi önce gündemdeki bazı davalar nedeniyle ve demokratik açılım kapsamında yapıldığı iddiası ile yaşatılan karşılama törenleriyle sonra da yukarıda sözünü ettiğimiz uygulamalarla zafiyete uğramıştır.”
-"ANAYASA’YA KARŞI SİVİL DARBE YAPILIYOR"-
Türkiye’de siyasi iktidarın “sisteme ve Anayasa’ya” karşı sivil darbede bulunduğu ileri sürülen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:
“Genel uygulamalarına bakıldığında fotoğrafın nasıl değiştirildiği kolaylıkla görülmektedir. Bugün ülkemizde siyasi iktidarın sisteme ve Anayasa’ya karşı yaptığı bir sivil darbeden de söz edilebilmektedir. Askeri darbelerin kabul edilmesi ne kadar olanaksızsa sivil darbelerin kabul edilebilmesi de o kadar olanaksızdır. Yaşanılanların takdirini kamuoyuna bırakıyor ve ülkemizin demokratik yol ve yöntemlerle yönetileceği bir siyasi iktidar anlayışını sabırsızlıkla bekliyor ve özlüyoruz.”