Haber: Adnan Öksüz/Kırmızı Çizgi Dergisi...
Gizli bir toplantıyı Turgut Özal’a ispiyonladığı için Mesut Yılmaz’ı Bedrettin Dalan’ın dövdüğü rivayet edilirdi. Kırmızı Çizgi işin aslını araştırdı. Evet, ortada Mesut Yılmaz’a atılan bir dayak vardı. Ancak dayağı Bedrettin Dalan değil, gruptan başka bir ‘bakan’ atmıştı.
ANAP’ın kurucuları arasındaydı.. Partinin daha ilk yıllarında kamplaşmalar, gruplaşmalar baş göstermişti. Kimi liberal, kimi muhafazakâr, kimi –birilerinin deyimiyle- takunyalı, kimileri de hem muhafazakâr hem de liberal takılıyordu. Solcusu bile vardı. Hani o meşhur ‘4 eğilimin’ bir araya geldiği dönemler… Merhum Özal’ın 1983 seçimlerinden büyük bir zaferle çıkmasının ardından partideki tablo tam da böyleydi. Kahramanımız liberal-muhafazakar takıma dahildi.
Turgut Özal’ın parti içinde muhafazakârlara daha bir önem vermesi ve İslami söylemleri bazı isimleri fazlasıyla rahatsız etmişti. Dedikodular kulaktan kulağa yayılıyordu.. Özal’ın bu söylemleri engellenmeliydi. Bu amaçla parti içindeki bazı ağırlıklı isimler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’ın makam odasında bir araya geldi.
İçlerinde, Türkbank yolsuzluğundan Yüce Divan’da yargılandıktan sonra affedilen bir dönemlerin görkemli ismi ve eski Başbakan, eski Dışişleri ve eski Devlet Bakanı, eski ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Mükerrem Taşçıoğlu, Veysel Atasoy gibi önemli isimler vardı. Özal’ın ve Yılmaz’ın sürekli yakın çevresinde yer almasını bilmiş Mustafa Taşar da…
Tartışmalar sonunda şu karara varıldı; “İçimizden biri Turgut Beye giderek son dönemdeki söylemlerinin yanlış olduğunu kendisine anlatacak, bu konudaki duyarlılığımız vurgulanacak”
Gizli toplantıyı içeriden biri Özal’a ihbar etti
Buraya kadar her şey tamamdı. İyi de hazirunun bu kararını Başbakan, ANAP Genel Başkanı Turgut Özal’a kim aktaracaktı… Bu herkesin harcı değildi… Her şeyden önce cesaret meselesiydi…
Sonunda bir isimde karar kılındı… Turgut Özal’a yakın ve aynı zamanda çok sevdiği isimlerden biriydi.. Projeleriyle, ürettikleriyle parti içinde göz dolduruyordu.. Merhum Özal’ın gözünde gelecek vaat ediyordu. Bu isim Başbakanlık Konutu’na çıkacak ve ‘hassasiyetlerini’ Özal’a aktaracaktı.
Fakat bu arada ilginç bir gelişme yaşanır… Belirlenen bu isim daha Özal’ın makamına çıkmadan yine içlerinden bir başka isim “gizlice” Başbakanlığa giderek bu diyaloğu ve alınan kararı Turgut Özal’a aktarır. Bu haber toplantı yapanlara ulaşınca kıyamet kopar ve toplantıyı ispiyon eden iyi bir dayak yer…
Konuyu gizlice Özal’a aktaran Mesut Yılmaz
Rivayet odur ki; üzerinde uzlaşılan konuyu gizlice gidip Özal’a aktaran Mesut Yılmaz’dır.
Başbakanlığa çıkması için düşünülen isim de Bedrettin Dalan… Ve Mesut Yılmaz’a anılan dayağı atan da rivayetlere göre Bedrettin Dalan’ın ta kendisidir. Yapılanı içine sindirememiş ve Yılmaz’a iki tane sallamıştır.
Yıllar sonra Bedrettin Dalan’a, muhteşem mimarisi ve eğitimiyle Türk üniversiteleri arasında göz dolduran Yeditepe Üniversitesi’ndeki makamında sohbet ederken bu konuyu sordum..
“Sen nereden biliyorsun?” diye başladı. Olayı teyit ederek bir de manşetlik “haber” verdi.
Dalan: Ben değil, bir bakan arkadaşımız dövdü
“Mesut’un dövüldüğü doğru. Ama Yılmaz’ı ben değil, bir bakan arkadaşımız dövdü” İşte bu bilgi gerçekten manşetlik bir bilgiydi. Dalan ile bu nostaljik sohbetimiz sonrasında, tarif edilen bakanın, uzun süre ANAP hükümetlerinde bakanlık yapmış Mustafa Taşar olduğu sonucunu çıkardık. Sonra Mustafa Taşar’a sorduk aynı soruyu; “Sayın Mesut Yılmaz’ı siz mi dövdünüz?”
Taşar: Başka bir bakan arkadaş yumrukladı
Mustafa Taşar ise, Mesut Yılmaz’ın gizli toplantıyı Özal’a anlattığını doğruladı. Bu yüzden gruptan bir arkadaşlarının bir sonraki toplantılarında Yılmaz’ın üzerine yürüyerek yumrukladığını da söyledi. Ancak “Yumruklayan ben değilim. Başka bir bakan arkadaşımızdı” dedi. Bu gelişmelerden sonra, cevap bekleyen soru olduğu gibi yerinde duruyor; “Mesut Yılmaz’ı kim yumrukladı?”