Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, ''İstikrar yalanlarını bir avantaj gibi görenler, herkesten çok panikledi'' dedi.
Mumcu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmaya, Gazeteci Kemal Saydamer'in vefatından duyduğunu üzüntüyü ifade ederek başladı ve ''Yararlı insan olmanın seçkin örneklerinden biriydi'' dedi.
Türkiye'nin, yapay gündemlerin etkisinden bir türlü çıkamadığını savunan Mumcu, ''Bu ülkede yıllardır bir yalan rüzgarı, bir masal, hakikatmiş gibi anlatılıyor. 4 yıl istikrar masalı dinledik, fakat 4 günde yıkıldı. İstikrar taş gibidir, en küçük esintide sarsılmamalıdır'' diye konuştu.
Hükümetin, vatandaşlardan ''3 yıl sabır istediğini'' belirten Mumcu, vatandaşların bu süreyi ''Brezilya dizileri gibi masallar dinlemekle'' geçirdiğini söyledi.
Mumcu, şöyle devam etti:
''Hipnoz bozuldu, yeni bir dizi başladı; acı gerçekler... İstikrar yalanlarını bir avantaj gibi görenler, herkesten çok panikledi. Türkiye, gerçekle masallar arasındaki uyumsuzluğu görüyor. İnsanlar, herkes için adil yönetim istiyor. Ne yazık ki Türkiye'yi yönetenler, gerçek gündeme arkalarını dönüyor.''
Gazetelerde yayınlanan bazı haberlere de değinen Mumcu, ''18 yaşın altındaki kız çocuklarına kürtaj yapılmasının sorumluluğunun, devleti yönetenlere ait olduğunu'' ifade etti.
Geçen yıl, boşanmak için 1 milyon kişinin mahkemelere başvurduğunu belirten Mumcu, ''boşanmak isteyenlerin büyük çoğunluğunu, aile terbiyesi ve kültürü almış çok sabırlı kadınların oluşturduğunu'' söyledi. İstanbul'da her üç evden birine hırsız girdiğini kaydeden Mumcu, insanların evlerinde huzurlu bir şekilde yatamadıklarını belirtti. ''Kasımpaşalılığın bir değer haline getirilmesi sonucu şiddet olaylarının arttığını'' ifade eden Mumcu, ''Kaba gücü bir marifetle alkışlaya alkışlaya öyle bir profil sunuldu ki 'siz de çocuklarınızı öyle yapın'.... Okul bahçelerinde çeteleşenler tarafından parasına, kitabına, telefonuna el konulup, dayak yiyen çocuklar var'' diye konuştu.
İŞSİZLİK SORUNU
Dünyada yoksulluk sınırının günlük 4.5 doların altında kazançlar olduğunu belirten Erkan Mumcu, bu kriterler doğrultusunda Türkiye'de 18 milyon kişinin yoksulluk sınırının altında olduğunu kaydetti.
Çalışanlardan 7 milyon 800 bininin, sosyal güvenlik şemsiyesinden mahrum olduğuna dikkati çeken Mumcu, şöyle devam etti:
''Bu insanlar işsiz kalmamak pahasına, köle gibi çalışmaya mahkum ediliyor. Sosyal güvencesiz çalışanların bir evde 3 kişiyi ilgilendirdiği düşünülürse 24 milyon insan eder. İşsizlik oranı, iş arayıp da bulamayanlar baz alındığında, yüzde 11.9 oluyor. İş bulmaktan ümidini kesenler, iş gücüne sahip olup da çalışamayanlar bazında düşünülürse işsizlik, yüzde 60-70. Her evde bir işsiz var. Çalışmak, üretmek, kimseye muhtaç olmadan onuruyla yaşamak isteyen insanlar, yoksullukla karşılaşıyor. Onlara verdiğimiz yegane şey umutsuzluk.''
''BU SİYASET, İNSANIN ÖMRÜNÜ ÇÜRÜTÜYOR''
Üniversite sınavlarının yaklaştığını, kendi çocuğunun da sınava hazırlandığını belirten Mumcu, ''Üniversite sınavlarıyla çocuklara işkence yapıldığını görüyorum'' dedi. Üniversite sınavında matematik sorularının yüzde 20'sinin ilkokulda öğretilen konular olduğunu belirten Mumcu, bu soruların cevaplandırma oranının ise yüzde 3.5 olduğunu kaydetti.
Dünya genelinde yapılan seviye tespit sınavlarında en sonlarda yeralındığını vurgulayan Mumcu, ''Sözüm ona, çocuk eğitiyoruz. Aileler, elinde ne varsa çocuğunun eğitimine veriyor, çocuğun elinde kalan kocaman bir sıfır. Çocuklar, kendi yaşıtı olan herkesi rakibi gibi görüp, onlardan korkuyor. Bilgi öğrenme, insanı sevdirme kriterlerinin hiçbirini çocuklara veremiyoruz. Ağır, hantal, rüşvetçi, israfçı, yozlaşmış, çürümüş siyaset yüzünden. Bu siyaset, insanın ömrünü çürütüyor'' diye konuştu.
Veliler tarafından yılda 4 milyar doların dershane endüstrisine aktarıldığını belirten Mumcu, ''Bu kaynak, üniversite dışında kalan çocukların tamamına, Amerika standardında eğitim vermek için yeterli kaynaktır. Türkiye, hantallığın, akılsızlığın bedelini ödüyor'' dedi.