40 yıldır hayatımızda olan Nilüfer, Ali Kırca'nın "Siyaset Meydanı" programına konuk oldu. Nilüfer'e programda zor günlerinde yanında olan kendi doktorlarının yanı sıra konuyla ilgili uzman isimler de eşlik etti.
 
"Kansere yakalanan birinin kurtuluşu yok bilirdik, buna inanırdık ancak artık günümüzde kanser tedavi edilebilen bir hastalık oldu. Bugün insanları korkutmak için değil, umut vermek için buradayım" şeklinde konuşan Nilüfer sözlerine şöyle devam etti:
 
'NEDEN BEN?' DİYE SORMADIM
"Geçen eylül ayında çamaşırımda bir küçük lekelenme gördüm. Çok önemsemedim. Tekrarladığını görünce önce ultrason, sonra mamografi çekildi. Süt kanalında bir şeylerin olduğu fark edildi ama tam teşhis koymak için biyopsi yapılması gerekiyordu. Hiç unutmuyorum, bayramdı ve doktorum Meral Demirel, bana biyopsi sonucunu e- mail'le yolladı. Maalesef süt kanalında sıfır evre bir kanser türü olduğu söylendi. 'Neden ben?' diye sormadım."
 
GÖĞSÜMÜN ALINMASI BENİ ÜZMEDİ
Mamografide şüpheli birtakım şeyler olduğunu gördüklerinis söyleyen Nilüfer. "Bir kez o gün ağladım, aklıma kızım geldi. O daha çok küçük diye düşündüm. Geçen yıl 25 Ekim'de ameliyat oldum ve memem alındı. Hiç unutmayacağım bir tarihtir. Eğer 'Size bırakıyoruz' deselerdi bile 'Memem alınsın' derdim. Meme estetik açıran kadın için önemli ama göğsümün alınması beni üzmedi. Sonuç olarak orada bir canlı bombayla dolaşamazdım." şeklinde konuştu ve şöyle devam etti; "Süt kanalının dışında kalan dokuda da en büyüğü 4 mm olan küçük tümörler vardı. Ondan sonra da kemoterapi tartışması başladı. Bazı hocalar sıcak bakarken bazıları da bakmıyordu. Böyle farklı düşünceler çıkınca yurtdışından görüş alma kararına vardım. Oradaki doktor kemoterapi almamam halinde bir sene sonra başka bir organa sıçrayacağını söyledi. Türkiye'ye döner dönmez kemoterapiye başladım.