Bilen bilir... Oğuz Çetin'e poz verdirmek kolay değildir. Ciddi adamdır Çetin. Ciddi, düzgün, saygın ve adam gibi adam.
O bakımdan, meseleye damardan girmeye niyetliydim Diyarbakır'a vardığımda. Gerçi muhabbetimiz eskiye dayanır ama, hani İstanbul - Ankara - Diyarbakır hattında biraz gerilmiş olabilirdi hoca... Kendini "sürgünde" diye düşünebilirdi. Niyeti, bir an önce İstanbul'a dönmek miydi yoksa ?
Sonradan ortaya çıktı ki, hem Oğuz Hoca hem de Diyarbakır sakinleri bu "şark hizmeti"nden son derece memnundur ve uzatmaya niyetlidir.
Ben ne bileyim... İnce ince girdim lafa; "Hocam" dedim... "Mutlu musunuz burada"?.. Söyledi; "Evet"...
Dedim, "Benimsediniz mi Diyarbakır'ı"?.. Dedi ki, "Evet"...
Aslında röportaj o anda olup bitmiş ve Genel Menajer İsmet Yılmaz'ın kulağıma fısladığı "Buradan Fener'e yollarız artık hocayı" lafının ayakları yere değmişti.
* * *
- Hocam, neler düşünüyordunuz buraya gelirken? Nasıl kabul ettiniz ?
- Olay çok çabuk gelişti. Gençlerbirliği'ndeki olumsuz tablo ortaya çıkınca hemen bir gün sonra benimle irtibata geçildi, bir araya geldik. Zannedersem Doğu kültürünü taşıyan insanların duygularını açıkça ortaya koymaları, beni istemeleri ve bu konuda ısrarcı davranmaları en büyük sebepti.
- G.Birliği deneyiminde kaybeden siz oldunuz, pişmanım diyebilir misiniz?
- Hayır, ilk başta GB gibi tesisleşme ve yapılanma açısından Türk futboluna örnek olan bir takım, Ancak, böyle bir camiada bile, nasıl tesisleşirseniz tesisleşin, idari bazda istikrarsızlık olduğu zaman engeller çıkıyor önünüze.
- Şimdi, burada ne yapmaya çalışıyorsunuz?
- Benim için futbolculuk dönemindeki çizgim neyse, teknik direktörlük veya teknik sorumlu olarak da aynı görüntüyü, aynı çizgiyi çizmek istiyorum. Diyarbakır bu açıdan da bir fırsat. Doğu kültürünün içinde bulunuyorum ve onların samimiyetine inanıyorum. Çünkü "ben" yok, "biz" varız burada.
- Futbolcuların katkısı gerekiyor tabii.
- Başkan, yönetim, futbolcu, daha sonra da şehir bütünlüğü. Buranın artı bir yönü de var. Diyarbakır'da futbolcular birbirine çok yakın oturuyor. Bekâr futbolcular tesiste, evli futbolcularsa ya aynı apartmanda 3-4 aile, ya yan yana apartmanlarda oturuyorlar ve sürekli görüşme halindeyiz.
-Yıllar önce futbol, teröre karşı bir araç olarak da kullanıldı. İnsanların kafasında futbol, spor gibi olaylar ne kadar geniş yer alırsa, teröre karışma olasılığı o kadar azalıyor.
- Türkiye'de çoğu yerde olduğu gibi Diyarbakır'da da sporun önemi ortaya çıktı. Nasıl ki Batı'da gençlerin farklı yönlere kaymaması için spor teşvik ediliyorsa, burada da aynı şekilde. Orada uyuşturucudan, kötü ortamlardan uzak kalsın diye yapılıyorsa, burada da politik olarak birtakım hedefler kondu. Benim için de şöyle bir önemi var: Bu mesleğe geçtikten sonra en büyük arzum istikrarlı olmak ve bir yerde düşüncelerimi, bilgi birikimimi ortaya koyabilmek, bir şekilde kendimi bu meslek adına ispatlamak. Bunu birçok şekilde elde edemedim. Böyle bir potansiyeli olan şehirde ve bu kadar samimi yaklaşım gösteren insanlarla, özellikle böyle bir başkanla şansım büyük.
- Yani burada özür kalmadı. Fenerbahçe'de baskı vardı Gençlerbirliği'nde yönetim anlayışsızdı, ama Diyarbakır dört dörtlük.
- Şunu göz ardı edemem: Bu benden de kaynaklandığı gibi, şartlar da öyle gelişti. Bir teknik adam için en ideal ortam, sezon başı yapılanması, sezon başı hazırlığı ve lige o şekilde giriş. Şu anda ben onu elde etmiş değilim. Yine Diyarbakır'da bu görevi alırken, yine yarım sezonda gelmiş olduğum bir kulüp. Tek ümidim bugün içinde bulunduğu durumu tek başıma üstlenmiyorum, başkan ve yönetimle hep birlikte üstlendiğimiz için, ikinci yarıda bizi ne bekliyor ve biz neler yapmalıyızı çok net bir şekilde ortaya koyabiliyoruz.
- Hocam, sizin karakterinizi, yapınızı biliyorum. Gittiğiniz yerde ağırlığınızı hissettirebilirsiniz. Peki Diyarbakır size hazır mıydı?
- Yeni mesleğinde daha tam istikrara ulaşmamış bir insana bakış açısı çok önemlidir. Spor kamuoyunda ne düşünülürse düşünülsün, buradaki bakış açısı bana karşı son derece olumlu. Bana tam olarak güvendiklerini biliyorum. Ama şunu da biliyorum ki, bu güven sahadaki oyunla perçinlenecektir.
- İlk 3 maç çok önemli değil mi? İstanbul, Kayseri, Akçaabat Sebat.
Ligde bir gerçek var. 2-3 maç arka arkaya kazanan takımlar müthiş çıkış yakalıyor. Ligde kopma yok. Onun için her maç çok önemli. Bu 3 takımı yenerek artık düşme potasından uzaklaşır, ligin orta sıralarına yerleşebiliriz. Bu da daha sonraki maçlarımızda oyuncuların özgüvenlerini artırır.
(MİLLİYET)