Biraz şeytanın avukatlığını yapayım; Ulusa Sesleniş kasedi çekilmeseydi bu işin tüm faturası Başbakan’a çıkardı. Gates’in ziyareti üzerine ABD bastırdı, apar topar AKP çekildi denecekti

ARKA PLAN

Ankara toz duman. Kara harekatının “sürpriz” bitişi üzerine yapılan tartışmalar bitmiyor. Muhalefet ABD’nin etkisi ile askerlerin geri çekildiğini iddia ederken Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt bu iddialara sert bir dille karşı çıkıyor. Bu karmaşık ortamda sağlıklı bir değerlendirme yapmak için birkaç adım geri çekilip büyük resme odaklanmak şart. Biz de bu düşünceden hareketle bu hafta yıllardır iç siyasette Turgut Özal’dan, Tansu Çiller’e, Mesut Yılmaz’dan Deniz Baykal’a, dış siyasette ise Al Gore’dan Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev’e kadar birçok politikacıya danışmanlık yapmış olan Verso Siyasal Araştırmalar Merkezi’nin Başkanı Erhan Göksel ile bir araya geldik. Göksel “operasyonu hükümetten önce haber alan stratejist...”

Operasyonun bitmesinin ardından sizin bu haberi hükümetten önce aldığınız ve bir takım kişilere telefon mesajı ile haber verdiğiniz söylendi.

Evet. 43 kişilik listemde bazı bakanlar, Başbakan’ın yakın çevresinden kişiler ve bir-iki işadamı var. Onlara attım böyle bir mesaj.

Harekatın bittiğini nasıl haber aldınız?

Cuma sabahı 9.00 civarında harekatı yöneten ama bizzat alanda olmayan komutanlardan biri şaşkınlık içinde beni aradı. Neden çekildiklerini anlayamadığını söyledi ve fikrimi sordu. Amerikalı haber kaynaklarımla temasa geçtim ve çekilmenin sabaha karşı 4.00’te başladığını öğrendim. Bunun üzerine o mesajı attım.

Nedenini de öğrendiniz mi?

Bu soruya cevap vermek doğru mu bilmiyorum ama ne olduğunu biliyorum. Beni hiç yanıltmayan Pentagon’daki bir kaynağıma göre ABD Türkiye’den çok net bir dille çekilmesini istedi.

Bunu nasıl sağladı?

Çekilmezse hava sahasını sabaha karşı 5.00’te kapayacağını söyledi. Hava sahası kapanırsa oradaki birliklerin hepsini kaybederiz. Kuşatılırlar.

Bunu ne zaman söyledi ABD?

Barzani perşembe akşamı Bush’u aradı. Bunun üzerine de Türkiye’ye söylediğim mesaj gitti.

Barzani, Bush’a ne dedi?

ABD’nin elini kolunu sallaya sallaya gezdiği tek yerin Kürdistan olduğunu, operasyon devam ettiği takdirde güvenlik sorununun Amerika’nın başına bela olacağını söyledi.

Operasyonun başından beri bunu söylemiyor muydu zaten?

Operasyonun uzamasını istemedi. Askerin karşısına peşmergenin çıkabileceği mesajını verdi.

Bu operasyonun yapılmasını ABD, Türkiye ve Kuzey Irak otoritesi birlikte kararlaştırmış olamaz mı?

Şüphesiz öyle.

O zaman ne değişti?

Türk yetkililerin demeçleri tarafları çok rahatsız etti. ABD’nin kontrolündeki topraklarda sanki ABD’ye karşı duruluyor gibi bir hava yaratıldı. Örneğin Dick Cheney Türkiye’ye gelecekti. Ahmet Davutoğlu’nun Bağdat’ta yaptığı açıklamalar yüzünden iptal etti seyahatini.

ABD’nin direktifi ve çekilme kararından

Başbakan’ın ne zaman haberi oldu?

Gece geç saatte Çankaya’da bir toplantı oldu. Bir güvenlik toplantısı. Generaller de vardı. Demek ki o zirvede öğrendi. Ama bu kararın muhatabı Genelkurmay Başkanı, Başbakan değil.

Peki ya cumhurbaşkanı?

O biliyordu.

Ulusa Sesleniş konuşmasının metni neden sabah hâlâ düzeltilmemişti?

Ben bilgilendirme eksikliği olduğunu düşünüyorum. Harekatın bitişi cuma sabah. Perşembe günü MGK vardı.

En azından Başbakan’ın danışmanlarının metin medyaya geçmeden önce kontrol etmiş olmaları gerekmez mi?

Gerekir ama biraz şeytanın avukatlığını yapayım: Bu kaset hiç çekilmeseydi, yani Ulusa Sesleniş hiç yapılmasaydı bu işin tüm faturası Başbakan’a çıkardı. Gates’in ziyareti üzerine ‘ABD bastırdı, çekilmeyi apar topar AKP yaptı’ denecekti.

Operasyon halkı rahatlatmak içindi

Bazı çevreler ordunun tamamen çekilmediğini iddia ediyor.

Hayır tamamen çekildi. Pazar günü tamamlandı.

Asker ‘erken’ çekilmeseydi ne yapacaktı?

Bence PKK ile ilgili bir sosyal ve siyasal proje vardı. Bunu uygulayabilmek için kazanan devlet olmak gerekiyordu.

Türkiye kazanan oldu mu?

Olacaktı. Bu iş bir makro plan. Dağlıca ile başlayan ve ardından tezkere ile bir dizi temasla birlikte devam eden süreçte PKK’nın salt askeri yolla çözülemeyeceği anlaşıldı. Ortada siyasi bir paket vardı ama o paketi uygulayacak konjonktür yoktu.

Onu yaratmak için mi operasyon yapıldı?

Plan kamuoyunu rahatlatmak ve PKK’ya darbe vurmaktı. Bunun ipuçları Sayın Büyükanıt’ın aralıkta yaptığı konuşmada var. Orada ‘Bizi PKK ile masaya oturtmak istiyorlar’ diyor. Bu siyasi bir proje. Harekat kamuoyu baskısı sonucu oldu. Ordu yürümese halk yürüyecekti.

Bazı şeylerin açıklanmıyor olması normal olamaz mı?

Öyle ama ayak tedavisi için gidince el bakımı anlatılıyor gibi bir durum var. Sayın Büyükanıt 11 Aralık’ta kamuoyunun önünde asla konuşulmayacak noktaları konuştu. Mesela “PKK siyasallaştı” dedi.

BÜYÜKANIT’IN İFADESİNDE ÇELİŞEN KAVRAMLAR

Paşa bunu bilerek, hedef saptırmak için yapmış olamaz mı?

Hayır, operasyon bitikten sonra düzenlediği basın toplantısında da birbiriyle çelişen kavramlar kullandı. Mükemmel bir ordu var, başarılı bir operasyon yapıldı ama bu böyle bitirilmemeliydi. Bitirilse bile kamuoyuna böyle anlatılmamalıydı.

Devlet başkanlarının danışmanı

Erhan Göksel 1959 Ankara doğumlu. Hacettepe Tıp Fakültesi ardından ekonomi üzerine doktora yaptı. Politik psikoloji üzerine çalıştı. 1987’ye kadar hekimliğe devam etti. 1983-87’de Türkiye’nin yurtdışındaki lobi faaliyetlerini yürüttü. 1989’da Verso Siyasal Araştırmalar Merkezi’ni kurarak Adnan Kahveci ile birlikte çalışmaya başladı. Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Aydın Güven Gürkan, Hikmet Çetin, Deniz Baykal ve Mesut Yılmaz’a siyasi danışmanlık yaptı. 1996’da Bulgaristan Başbakanı Kostov’un, 1999’da Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev’in başkanlık kampanyalarını yaptı. 1998-2000 yıllarında ABD Başkan Yardımcısı Al Gore’un Ortadoğu danışmanıydı. Türkiye, ABD ve Çin’de ofisleri var.

Türban MHP’nin tuzağı

“Türban meselesinde MHP Erdoğan’ı tuzağa düşürmek istedi. Tayyip Bey normalde türbanla hiç uğraşmayacaktı. Yeni anayasaya odaklanacaktı. Başbakan Madrid’deyken MHP içinden bir uyarı gitti. Nedense hemen MHP ile masaya oturuldu ve ortaya bir metin çıkarıldı. Tayyip Bey’in Madrid’deki çıkışı MHP’nin elinden kozu almak içindi. MHP anayasa değişikliğinin bazı maddelerini kaldırmak ve AKP’yi sıkıştırmak amacıyla türbanı koz olarak kullandı. Böylece anayasa tartışması rafa kalktı. AKP 17. madde tuzağına düştü.”

Nagehan ALÇI