Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
40,0489
EURO
46,9144
IMKB
10.150,000
ALTIN
4.238,230
 
Hava Durumu ANKARA
18 / 35 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
ORGANLARINI ORHAN PAMUK'A DA BAĞIŞLAR
ORGANLARINI ORHAN PAMUK A DA BAĞIŞLAR
 
Geçirdiği hastalıktan sonra organ nakliyle sağlığına kavuşan ve “Organ nakli vatan borcu" diyen MHP'li Mehmet Gül'e, "Ya organlarınız Orhan Pamuk’a giderse?” diye soruldu.
 
26.11.2007 - 13:16
Mine Şenocaklı'nın röportajı
Yeni bir hayata başladı, iflas eden karaciğerinin yerine beyin kanamasından vefat eden 39 yaşındaki Zafer Kum’un karaciğeri takıldığında... Şanslıydı... Zira bu ülkede 30 bin insan, organ nakli beklerken canını teslim ediyor. Sebebi, organ bağışı konusundaki duyarsızlığımız... Aslında yapılacak tek şey, birkaç dakika ayırıp organlarımızı bağışlamak, ama işte şu adam sendecilik... Bir de Mehmet Gül’e sorun, bu birkaç dakikanın önemini... O katı, dediğim dedik adam, konu organ bağışı oldu mu, “Artık organlarımı bağışlamak ve çevremdekilerin de bağışlaması için çalışmak vatan borcum. İster bir komüniste, ister bir eşcinsele hayat versin” diyor. Kimbilir neler çekmiş, bir Allah, bir de o biliyor. O koskoca adam, doktoru “İki aylık ömrün kaldı” dediğinde, sus pus olmuş, kimseye sır vermemiş... İçten içe ağlamış... Hâlâ da öyle, söz dönüp dolaşıp duygulara geldiğinde susuyor.

Temel meselelerde değişmedim ama...

Söyleşi boyunca, Mehmet Gül’ü sıkıştırıp durdum. ’Acaba ameliyattan sonra değişti mi?’ diye... Yeni ameliyattan çıkmış olduğunu unuttum sanki. Hiç bozulmadı, muzipçe geçiştirdi. Temel meselelerde değişmemiş, ama dünyaya biraz daha gülümseyerek, müsamahayla bakıyor... Özeleştiriyi de öğrenmiş. Mesela, “Nazım Hikmet’e biraz fazla yüklenmişim kitapta. NATO konusunda haklıymış. Bunu şimdi daha iyi anlıyorum” diyor.

Kendine göre değişmiş, ama o değişikliği onun dışında henüz pek fark eden yok. Dobra dobra konuşuyor, aslında dobralığın da ötesinde bodoslamadan giriyor meseleye... Mesela “Orhan Pamuk” diyorsunuz, yüzü hemen değişiyor. “Tüm dünya hazmetse de dediklerini, ben hazmetmem. Ödül almak için ne gerektiyse yaptı” diyor. Kitaplarını okumuş mu peki? Kar romanını almış, şöyle bir bakmış. “Üslubunu beğenmedim, ’Vakit kaybetmeye değmez’ dedim, bıraktım” deyip kestirip atıyor. Florya’daki evinin terasında bahardan kalma bir günde konuşuyoruz Gül’le... Güneş öyle bir parlıyor ki, “Bir poz alalım” diyoruz. Parmaklıklara yaslanıyor, “Güneş, yeni hayat” diyor. O böyle der demez, “Biliyorsunuz Yeni Hayat, Orhan Pamuk’un kitabının adı” diyorum. Afallıyor, “İptal et bu lafı... Yeni hayat değil, ’Hakiki Hayat’ diyelim” diye toparlıyor, gülerek... Fırsat bu fırsat, biraz daha zorluyorum; “Organ nakli, vatan borcum dediniz. Ya Orhan Pamuk’a giderse?..” Cevabı yürekten ve net oluyor; “Ona da helal olsun!”

Çok geçmiş olsun... Şimdi nasılsınız?
Allah’a şükür, iyiyim. Biraz zayıfladım, o kadar. En az 95 kilo olmam lazım. Şimdi 82 kiloyum. Ama bünyem güçlü. Hiç sigara, içki içmediğim için... Ameliyattan sonra en az beş gün kalınıyormuş yoğun bakımda, ben üçüncü günde çıktım...

Peki ne oldu da karaciğeriniz iflas etti?
Hepatit B yüzünden... 1992’de bir tahlil yaptırdım, Hepatit B taşıyıcısı olduğum anlaşıldı. Aslında Türkiye’de her 6 kişiden biri taşıyıcı. Ama dikkat ederseniz bir şey olmuyor...

Nelere dikkat etmek gerekiyor?
Strese, üzüntüye, gıdalara... Eğer bünyede Hepatit B varsa, bazı aşırılıklarla, mesela içki de bunlardan biri, vücut zayıf düştüğü anda bu sinsi hastalık birden açığa çıkıyor. Ve tedavi edilmezse, siroz, karaciğer kanseri, karaciğer yetersizliği gibi ölümcül hastalıklara yol açabiliyor...

Sizde ne oldu?
Bundan üç yıl önce Ankara’dayken, bir chek-up yaptırayım dedim. Karaciğer yağlanması çıktı. İstanbul’a geldiğimde tahlilleri tekrar yaptırdım. Orada Hepatit B’nin karaciğere geçtiğini öğrendim. Cerrahpaşa’dan bir hoca ile tedaviye başladık. Ama tam karşılığını alamadık. Bu arada ben de hastalığın üzerinde fazla durmadım. Bundan 7-8 ay önce Prof. Yılmaz Çakaloğlu’na gittim... O benim eski dostum, arkadaşım. Daha önce o olmadığı için diğer doktora gitmiştim. Baktı, ’Bu hastalıkta dört safha var. Sen üç safhayı geçmişsin. Dördüncü safhanın başındasın. Eğer böyle bırakırsan 3-5 ay sonra karaciğer komasına girersin’ dedi. Peki ne yapacağız? ’Yeni bir ilaç var, onu deneyeceğiz’ dedi. Fakat bir talihsizlik oldu. Ben bir enfeksiyon geçirdim. 40 derece ateşle hastaneye yattım. İyileştim, ardından bir enfeksiyon daha geçirdim. Yılmaz Hoca tekrar baktı ve ‘Artık organ naklinden başka çare kalmadı’ dedi.

Ne yaptınız?
Daha önce konuştuğum Prof. Münci Kalayoğlu da aynı şeyi söylemişti. Bu konuda dünyanın en iyisi zaten o. Türkiye’ye gelişi de bir şanstı. Dedi ki, “Seni bir süre Memorial’da teste tabii tutalım.” Çünkü herkese de karaciğer nakli yapılamıyor. Başka bir hastalığınız varsa bu mümkün değil. 10 gün kadar hastanede yattım. Her şeye bakıldı... Kalp, böbrek, akciğer, hiçbirinde hastalık olmadığı anlaşıldı. Fakat o arada da vücudum su toplamaya başlamıştı. Bu arada bana durumu şöyle izah ettiler; ’Senin çok az kalan karaciğerin de büzüşmüş, kurumuş. Böyle fonksiyonlarını ne kadar yerine getirir bilemeyiz.’ Münci Hoca da, eğer nakil yapılmazsa 2-3 ay ömrümün kaldığını söyledi.

Golü yedim ama hakem saymadı

’İki ay ömrün kaldı’ dendiğinde ne hissettiniz?
İşin doğrusu ben inançlı insanım, ’Ne gelirse Allah’tan. Allah bana bir vesile verirse kurtulurum. Vadem gelirse de ölürüm’ diyordum. Fakat sonra bakıyorsunuz ki, bu hiç de söylendiği gibi kolay değil. Yani insan bazı şeyleri tamamlayamadığını hissediyor. Çocuklarınızı henüz iş güç noktasında yeterli görmüyorsunuz...

Kaç çocuğunuz var?
Üç... Büyük, Oğuzhan 26 yaşında. Bir de ikizler var; Şeref ve Ülgenay... Onun dışında benim iki de kitap çalışmam vardı. Bütün bilgileri, belgeleri hazır, ama takatsizlikten yazamıyordum. Düşünün, burada yatıyorum, lavaboya kadar gitmek bile beni yoruyordu. Ara sıra düzeliyordum, sonra yine kötüleşiyordum... Tabii bu arada ne kadar kendinizi tutsanız da, duygularınızı açığa vuruyorsunuz...

Hiç ağladınız mı?
Nasıl ağlayacaksınız! Belki bir-iki kez duygulanmışızdır böyle yalnız kaldığımız anlarda...

Peki keşke dediniz mi çok?
Çoook... Keşke şu olmasaydı, keşke bu olmasaydı...

Mesela?
Ben sabah kalkarım, televizyonda bir haber görürüm, kızarım. ’Niye böyle oluyor?’ diye... Sebebini biliyor olmaktan veya hissetmekten... Şimdi keşke bu kadar hiddete, büyük üzüntülere, kırgınlıklara, kızgınlıklara girmeseydim diyorum.

Ama sonuçta artık iyisiniz...
Allah’a şükür... Her şeyin bu kadar mükemmel gittiği çok az ameliyat olurmuş. Nur içinde yatsın, o kardeşimizin karaciğeri yüzde 100 uyum sağladı bana... Aslında benden önce sırada iki kişi daha var. Birisi aranıyor o gün. Diyorlar ki, ’3 saat önce kaybettik.’ Bir diğerinin ise aynı zamanda başka rahatsızlığı da olduğu için şimdilik ona nakil yapılamıyor. Sıra bana geliyor böyle... Ve bir bakıyorlar ki karaciğer yüzde 100 uyum gösteriyor. Tabii ameliyata giren ekip de çok güçlüydü; Prof. Koray Acarlı, Prof. Yılmaz Çakaloğlu, Prof. Münci Kalayoğlu... Aralarında genç arkadaşlar da vardı. Hepsi pırıl pırıl, cin gibi, ilgili, işinin erbabı doktorlar. 9 saatlik ameliyattan sonra işte yeniden hayattayım...

’Organ nakli için çalışmak vatan borcum’ diyorsunuz...
Hakikaten öyle. Bu benim için insanlık borcu... Organlarınızı bağışlayarak bir değil, üç, beş hayat birden kurtarabiliyorsunuz. Bütün dinlerde adam öldürmek günahtır. Bilhassa İslam’da... Ve bütün dinlerde de hayat kurtarmak büyük sevaptır. Eğer İspanya’da Türkiye’den beş kat daha fazla organ nakli varsa bunun bir sebebi olmalı. Kimileri bunu dine bağlıyor. Doğru, birileri yanlış yorumlar yapıyor ama gerçek Müslümanlar bilir, Allah-ü Tealâ sizin ruhunuzla ilgilidir, cesedinizle değil. Vücudunuz topraktan gelmiştir, toprak olacaktır. Eğer hayat kurtarma şansınız var da kurtarmıyorsanız, bence bu en büyük günahtır. ’Bir insan açlıktan ölürse bütün ülke onun katilidir’ diyor İslam. Peki bir insan organ bağışı olmadığı için ölürse, o anda bir organını verme durumunda olup da vermeyenler günaha girmez mi? Belki şu anda tam kavranamadı ama kavranacak. Allah her derdin devasını verdiğine göre, sen de organlarını bağışlayarak, bir derde deva oluyorsun. Yani aracı oluyorsun. Allah senin, benim vasıtamla insana yeni bir can veriyor.

Bana karaciğerini veren Zafer de MHP’liymiş!

Affınıza sığınarak bir şey soracağım; karaciğerini aldığınız kişi belki de sizin fikirlerinize tam karşıt biriydi. Mesela hiç hazetmediğiniz Orhan Pamuk’un kitaplarını severek okuyan biri...
Çok aykırı biri de olabilirdi. Ama MHP’liymiş...

Ne biliyorsunuz?
Yakınlarım, rahmetli Zafer’in ailesiyle görüşmüş... Ben henüz ziyaretlerine gitmedim, ama gideceğim. Tamamen tesadüf tabii...

Ya öbür türlü olsaydı?
Olur ya, bu insanlık hali, benim organım da Orhan Pamuk’a nasip olabilirdi. Bu Allah’ın takdiri...

MHP’li olması sizi hem çok üzmüş hem de biraz rahatlatmış sanki...
Yok. Benim öyle bir düşüncem yok.

Ama biliyorsunuz 17 Ağustos’ta, o zamanki Sağlık Bakanı Osman Durmuş, Yunanistan’ın kan bağışı teklifini kabul etmemişti. ’Bizim kana ihtiyacımız yok, stoklarımız dolu çok şükür’ diye...
O başka bir şey. Etnik olarak bazı hastalıklar geçebiliyor. Çünkü başka şeyler yapılabiliyor bu kanlarla. Tabii bunu ben değerlendiremem. Tıpçılar daha iyi bilir...

Peki gerçekten bağışladığınız organlar Orhan Pamuk’a gitse, ’Helal olsun’ diyebilir misiniz?
Tabii... Kim olursa olsun öyle bir kaygım yok. Bu can meselesi. İnsani bir mesele... Hiç o kadar fanatik olmadım. Tüm insanların birbirine ihtiyacı var.

Kürtler’den de kan aldım

Yani, sağcının solcuya, ülkücünün komüniste, Türk’ün de Kürt’e ihtiyacı var...
Size bir şey söyleyeyim; bana verilen kanlar arasında, Kürt aşiretlerinin içinden kardeşim gibi sevdiğim arkadaşlarımın, dostlarımın kanları da vardı. Kan ırkçılığı olur mu? Benim kanım 0 Rh +. Onunki de 0 Rh +. Demek ki o zaman hepimiz Türküz.

Yine konuyu getirdiniz ’Hepimiz Türküz’e...
Hayır, hayır onu demiyorum. Yunan’da da var bu kan grubu, Rus’ta da... Kana göre etniklik tayin edilemez. Bu insani bir olay. Bundan insan olarak birbirimize muhtaç olduğumuz anlaşılıyor.

Zamane Sözlük’te sizinle ilgili şöyle bir tanım var: Karşısına çıkan her Kürt’e ’Türksün kabul et, Türksün, Türk!’ diye bağıran adam... Öyle şeyler yapıyor muydunuz gerçekten?
Şunu söylemek istemiştim; ne bir karış toprağımızı veririz kimseye, ne de bir tek Kürdümüzü. Biz bütünüz. Dünyada 3 bin etnik grup var. 200 de millet var. Yani millet farklı bir şey. Etniklik bütünü parçalamak anlamına geliyor. Türk bir etnik grubun adı değil ki! Kürt, Zaza, Boşnak bir etnik grubun adı olabilir. Ama millet olarak hepimizin adı Türk...

Pamuk’un sözlerini hazmedemiyorum

Orhan Pamuk’a niye çok kızıyorsunuz?
Tüm dünya hazmetse de dediklerini, ben hazmetmem. Ödül almak için ne gerektiyse yaptı. Ben Orhan Pamuk’un iyi bir okuyucusu olduğumu söyleyemem, onun kitaplarını anladığımı da söyleyemem. Anlamak için gayret sarfettiğimi de söyleyemem. Kar romanını aldım şöyle bir baktım, okumaya, vakit kaybetmeye değmez dedim...

Peki ama nasıl karar verdiniz okumadan? Bu kadar laf söylüyorsunuz, bari okuyup söyleseydiniz... Hiç mi okumadınız gerçekten?
Hayır, hiç okumadım. Şöyle bir baktım, üslubunu beğenmedim. O zaman daha ödül almamıştı. Birileri onda bir şeyler keşfetti demek ki! Nobel Ödülü, Yaşar Kemal gibi bir yazara verilmedi, ona verildi. Olacak iş mi? Yaşar Kemal en büyük Türk romancılardan biri... Eğer bir roman alınacaksa, onunkiler alınmalı. Orhan Pamuk’unkiler değil...

Yaşar Kemal, Kürt değil Türkmen!

Yaşar Kemal’in romanlarını okudunuz mu?
Tabii... İnce Memed başta... Yaşar Kemal’in üslubu, tarzı var... O da ara sıra laf etti hoşumuza gitmeyen ama Orhan Pamuk kadar sivri laflar etmedi.

Yaşar Kemal de Kürt kimliğiyle öne çıkan bir yazar ama...
Yaşar Kemal, Kürt değil ki! Kozanoğulları’ndan... Kozanoğulları isyanından sonra Diyarbakır yöresine 40 bin çadır yerleştirilmiş. Yani, Türkmen aşiretinden geliyor soyu... Kendisi de daha dikkatli araştırırsa Türkmen olduğunu görebilir. Onun gibi büyük bir romancıya da bütünleştirici davranmak yakışır! Yani ben Orhan Pamuk’un bu ödülü hak etmediğini, Türkiye aleyhine konuşmalar yaptığı için ödüllendirildiğini düşünüyorum.

Yıkılmadık, ayaktayız!

Gül, sıkı Beşiktaşlı... Liverpool maçını izlemeye hazırlanırken, telefon çalmış; “Donör bulundu, hemen ameliyata!” demiş doktoru... O hayata dönerken, Liverpool, Beşiktaş’ın hayatını söndürmüş, tam sekiz kere! O, kendi durumunu “Golü yedim, ama hakem saymadı” diye özetliyor, ölümün kıyısından dönmüş biri olarak... Ama Enfield Road’da hakem acımadı Beşiktaş’a... Yine de her Beşiktaşlı gibi, yiğitliği elden bırakmıyor. Boylu poslu ya, Burak’a, “Şöyle bir boydan al da, yıkılmadığımızı görsünler” diyor. Üzerinde siyah-beyaz bir Sekiztaş forması!

(Vatan)



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


ELEKTRONİK SİGARA'DA ASLI KADAR TEHLİKELİ

DEVLETİN AYILARINDAN RANT SAĞLAYANLAR

e FATİHA SEVAP KAZANDIRIR MI?
»  KARACİĞER NAKLİ BEKLEYEN HASTALAR İÇİN YENİ UMUT
»  BAYRAMDA USULSÜZ KURBAN KESENLERE CEZA YAĞACAK
»  ORMANLARA KADIN KORUMA MEMURU GELİYOR
»  SİİRT'TE ESRARENGİZ ÇOCUK KAYIPLARI
»  KANLI BAYRAM GÖRÜNTÜLERİNE KARŞI ÖNLEM ÇALIŞMASI
»  KALP SAĞLIĞI İÇİN GÜNDE 10 BİN ADIM
»  ANKARA'DA UÇAK SEFERLERİ DURDU
»  SÜRÜCÜLER DİKKAT, RADAR PATLAMASI VAR
»  MUCİDİNDEN GRİP AŞISININ GÜVENİLİR OLMADIĞI İTİRAFI
»  14 YAŞINDAKİ MELTEM, İNGİLTERE'Yİ KARIŞTIRDI
»  YILDA 100 KERE SEKS YAPILIR MI?
»  VALİ KESTANE SAVAŞI BAŞLATTI
»  AVRUPA KONSEYİ'NDEN ACAYİP TEKLİF:TÜRKÇE KALKSIN
»  ERKEĞİ EN ÇOK NE MUTLU EDER?
»  TARİHİN GÖRDÜĞÜ EN BABA POLİS
»  KOPYA KOYUN KURBAN OLUR MU?
»  TOKİ'DE HEDEF 5 YILDA 360 BİN KONUT
»  YAŞLILIĞA KARŞI YENİ SİLAH
»  SAKINCALI SİTELERE ERİŞİM ENGELİ BAŞLADI
»  ÖLDÜ DİYE ORGANI ALINIRKEN DİRİLDİ!
»  SÜREYYA'YI YÜCEL BİTİRDİ
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.