Petrol kanunu ile ilgili tartışmalar sürerken Meclis'ten yeni Türk Petrol Kanunu geçti. Yeni kanuna göre petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak için yapılan başvurunun değerlendirilmesinde öncelikle ülke yararını gözetme anlayışından vazgeçildi.
Değerli dostlar, petrol kanunu ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Bazı uzmanlar “Burası değiştirildi, artık öyle değil” diyor. Bazıları “Hayır, aslında bu madde şunu saklıyor” iddiasında bulunuyor. Son olarak hangi noktaya geldiğimizi “dışarıda bırakarak” size TBMM’den geçmiş hali ile Türk Petrol Kanunu’nu sunuyorum.
Vekillerimiz aşağıdaki değişikliklere “onay” verdiler. İnanılmaz ama yaptılar.
Siz de okuyun, sonra üzerinde tartışalım
- Petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak için yapılan başvurunun değerlendirilmesinde, önceki yasanın ilk kriteri olan "talebin milli menfaatlere uygun olması" ölçütü yasadan çıkarılarak öncelikle ülke yararını gözetme anlayışından vazgeçilmiştir.
- "Yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolayısıyla idaresinde etkili olabilecekleri şirketlerle yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahısların, petrol faaliyetinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları" hükmü yeni yasa ile çıkarılarak stratejik öneme sahip bir konuda yabancı devletlerin belirleyici olması önündeki engeller ortadan kaldırılmıştır.
- Yabancı şirketlere ürettikleri petrol üzerinde sınırsız tasarrufta bulunarak, tamamını ihraç etme hakkı getirildi. Olağanüstü durumlarda bile üretilen petrolün ülke içinde kullanılması ve memleket ihtiyacını gözetme zorunluluğu kaldırıldı.
- "Sınırlara 5 km mesafede tarihi, dini yer veya tesise, su tesisine bir yol veya umumi geçide 60 metre mesafede, şehir veya kasaba belediye imar sahası dahilinde petrol faaliyeti bakan müsaadesi olmadan yapılamaz" hükmü yasadan çıkarılarak yabancı şirketlere sınır tanımaksızın her yerde faaliyette bulunma hakkı getirildi.
- Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) mevcut yasada bulunan devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak özelleştirilmesinin önü açıldı.
- TPAO, yabancı şirketlerle aynı statüde değerlendirilmeye alındı. Önceki yasada yer alan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın diğer şirketlerden daha fazla arama ruhsatı alabilme hakkı, tasarı ile kaldırıldı. TPAO'nun ruhsat sayısındaki avantajlı konumu yok edildi.
- Üzerinde arama veya işletme hakkı bulunmayan bir sahanın, işletme ruhsatnamesi mevzu olarak, müzayedeye çıkmadan önce TPAO'ya teklif edilerek, TPAO'ya işletme ruhsatının verilmesine ilişkin mevcut yasa maddesi kaldırılarak kamu kuruluşumuzu diğer yabancı şirketler karşısında gözetme anlayışı terk edildi.
- Türkiye, sadece kara ve denizler olmak üzere iki bölgeye ayrılarak ruhsat alanları karada 100 bin, denizde 1 milyon hektara, ruhsat süreleri de karada 5, denizde 8 yıla yükseltildi. Ruhsat sayısına hiçbir sınırlandırma getirilmeyerek tek bir uluslararası şirketin veya yabancı bir devlet şirketinin bütün ülkeyi kapsayacak alanda tek başına ruhsat sahibi olmasına imkân verildi.
- Arama ruhsatlarından hektar başına alınan devlet hakkı geliri tamamen kaldırılarak gelir kaybı yaratıldı.
- Ham petrolden alınan yüzde 12,5'lik devlet hissesi oranı, günlük üretim miktarına göre kademeli olarak yüzde 2'ye kadar indirildi ve bunun sonucu olarak üretimden sağlanan ülke mevcut geliri yüzde 70 azaltıldı.
- Denizlerde bulunacak petrol üretiminden alınacak devlet hissesi oranlarının düşürülmesinden sonra su derinliğine bağlı olarak yüzde 30'a varan ilave indirimler getirildi.
Sonuç: Cumhurbaşkanı “veto etti, şöyle oldu, böyle oldu”. Bunlar hiç önemli değil. Yukarıdaki maddeler aynen TBMM’den geçti ve oradaki vekiller “buna onay verdiler.” Bu noktada onlara sormak istiyorum: Sizler, kimin vekilisiniz! Sizde hiç vicdan yok mu?
REFERANS