bu sözleri, Kıbrıs Rum yönetiminin en büyük partisi AKEL’in lideri ve Rum Meclisi’nin Başkanı Dimitris Hristofyas, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ve Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni ile görüştükten sonra Atina’daki basın toplantısında dile getirdi. Böylece Rumlar ilk kez resmi bir ağızdan AKP’ye tam destek vermiş oldu. Hristofyas, çok açık konuştu ve Türkiye’deki seçim sürecinde Rumları taraf ilan etmiş oldu.

Aslında gazeteciler ısrarlı sorularla sıkıştırsa bile Hristofyas’ın, ‘Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ediyoruz, içişleriyle ilgili yorum yapmak hele hele taraf tutmak bize düşmez’  anlamına gelecek sözler söylemesi gerekiyordu.

AKP’ye seçim sürecinde Rumlar’dan gelecek ‘tam destek’ ne kadar olumlu etki yaratacağı konusu da tartışmalı.

Komünist AKEL lideri, Atina’daki basın toplantısında AKP’ye desteğini açıklarken, ‘Siyaset, paradokslarla doludur’ ifadesini kullandı. Hristofyas, AKEL’in Komünist olması ile ‘Türkiye’deki ılımlı İslam’ partisine verdiği destek arasındaki çelişkiye dikkat çekti. Bu durumu, Rumların çıkarları ile açıkladı ve ‘Türkiye’deki süreçte umarız, Avrupa yanlısı güçler galip gelir. Bu nedenle ılımlı İslam’ı desteklemeliyiz. Bu destek Kıbrıs (Rumlar) için hayati öneme sahip’ ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’DE UZLAŞMA DA OLMAMALI

Rum lider ayrıca, Türkiye’deki krizde kazanan ve kaybeden olması gerektiğini söyledi. Dimitris Hristofyas, ‘Korkuyorum ki bu krizin çözümü ne olursa olsun, Kıbrıs için daha iyisi olmayacak’ diye konuştu ve ne demek istediğini şöyle açıkladı:

“Eğer kriz, askerin egemen olacağı bir şekilde çözümlenirse, asker Kıbrıs sorunuyla ilgili tavrını sertleştirecektir.

Eğer kriz askerin desteklediği kesim ile ılımlı İslamcılar arasında bir uzlaşma ile çözülürse, yine Rumlar zararlı çıkar. Böyle bir uzlaşma da aleyhimize olur. Bizim çıkarımıza olan ılımlı İslam’ın egemen olmasıdır. Bu nedenle desteklemeliyiz.”

Rum liderin Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı ile görüştükten sonra Türkiye’nin iç politikası konusunda yorum yapması ve yorumlarını da açık bir dille ifade etmesi, konunun Yunanlı liderlerle de ele alındığını gösteriyor.

Hristofyas’ın bir Türk siyasetçi gibi konuşması, siyasi gelişmeler ve seçim sürecinin sadece Türkiye’nin değil, Yunan ve Rum siyasetinin de bir numaralı gündem maddesi haline geldiğinin ispatı.