CHP Grubu bugün TBMM'de toplandı. Genel Başkan Deniz Baykal, Parti grubunrda milletvekillerin ehitaben yaptığı konuşmada 1 Mart olmasından dolayı 2 yıl önce gerçekleşen 'tezkere reddi' konusunu gündeme taşıdı. 1 Mart tarihinin son derece önemli olduğunu kaydeden CHP Lmideri CHP'nin net tavrıyla ABD'nin Irak' ayapacağı hareket öncesi Türkiye'ye yığınak yapmasını öngören tezkerenin reddilmesine imkan sağlandığını belirtti. "CHP bu noktada çok blinçli ve dirençli bir tavır takınmıştır. siyaset günübirlik konularla yönlendirilemez. CHP bu yanlışı yapmamıştır" diyen CHP Lideri, her şeyden önce olan şeyin hukuk oludğunu ve özellikle Trükiye için bu hukukun son derece önemli olduğunu belirtti. "Bu bölgenin kabadayısı değiliz. Ölçümüzü biliyoruz" diyen Baykal, Türkiye'nin 1 Mrat tezkeresi öncesi kendilerinni üzerinde durduğu ve Kuzey Irak'a asker yığılması konusunu gerçekleştirmemesinin yanlışlığının bugün de ortaya çıkıtğını belirtti. Türkiye'nin kuzey Irak'ta Irak'ta sistemin kurulmasından sonra oradan ayrılacak bir askeri gücü orada bulundurması durumunda bugün ortaya çıkan olumsuzlukların olmayacağını da iddia eden Baykal, "CHP bunu uzun zaman önce söylemişti. O gerçekleşseydi ne Türk askerinin başına çuvalg eçirilirdi ne de Türkiye7Nin kırmızı çizgleri fütursuzca çiğnenmezdi" dedi.
EKONOMİK İSTİKRAR YOK
Baykal konuşmasında ekonomiye de değindi. Yüzde 6,5 cari açığın çok tehlikeli olduğunu ve 2005 yılında da böyle olmaması gerekitğini kaydeden Baykal, böyle olması durumunda Türkiye'nin dengelerinin sarsılacağını kaydetti. 2005 yılının Ocak ayının dış ticaret gelişmelerinin sevindirici bir tablo olmaktan uzak olduğunu belirten CHP Lideri, "2005 yılı Ocak ayı ihracatta ve ithalatta çok büyük düşme var. Yani artış temposunda düşme var. Her ay ihracatımız bir öncekine göre veya bir önceki yıla göre sürekli artış göteriyordu. 2005 yılının Ocak ayında ihracatımız 2004 yılının Ocak ayına paralel... Düşünün 2004 yılında 4.6 milyar dolarlık bir ihracat yapılmıştı 2005'te 4.6 milyar dolardır. 16 milyon dolarlık bir ihracat farkı değişmiştir. Minimal bir değişmedir. İhracat büyük bir daralma göstermiştir. İhracatımız da çok büyük bir düşük düzey göstermiştir. 2004 yılının Oca alındaki ithalat düzeyi 6.2 milyar dolar idi, bu yılki Ocak ayı ithalatı 6.9 milyar dolar olmuştur. İthalatımız da çok ciddi bir şekilde 2004 yılıın diğre aylarına göre çok ciddi düşmüştür. Bu dış ticaret gelişmesinin önemli sonuçları olacaktır. 2005 yılı. Büyüme bu rakamlar kalıcı bir eğilimi yansıtıyor ise büyüme 2005 yılında yüksek olmayacaktır. En azından yüksek bir büyüme gerekleşmeyecektir. Büyüme ithalata bağlıdır. Büyüme düşecektir. Var olan büyümede bile artan işsizlik sorunun daha dramatik biçime gelmesine sebep olacaktır. Yüzde 8-9 oranında büyüme olsa bile işsizlik artıyor. Yüzde 7 kalkınmayla ortaya çıkan durum. Kalkınma düştüğünde sosyal sorunlar çok daha tehlikeli boyuta gelecektir. Bir de ithalattaki azalma maalesef ihracataki azalmaya paralel olduğu için dış ticaret açığı azalmıyor. Cari açığın 2004 yılındaki düzeyin altına ineceğ ibir tabloya işaret etmiyor. 15 milyar dolar civarında bir cari açık dış ticaret açığı tablosu olmuştur... Sorunlar çözülde sadece bekleyelim sabredelim bu uygulama bizi feraha çıkaracak anlaşıyı doğru edğlidir. Türkiye'nin sıkıntısı yükü ortayır. Halkın yükü artıyor... Türkiye'nin üstünde dengeler sevindirici bir işaret verimiyor. Bunun böyle olduğunu görmek lazımdır ve buna göre tedbir arnamak lazımdır" dedi.
YAPTIKLARI DEVRİM KUYRUK DEVRİMİ
Baykal konuşmasında hükümeti sağlık refromu konusunda de sert bir şekilde eleştirdi. "Bu iktidarın masa başı karar alma, işin temelini kotarmadan 'yaptım oldu' diyerek bir politika uygulama üslubu denendiği her alanda sorunları ortaya çıkarmaktadır. Bunların ilk örneği hızlı trende uygulanmıştır... 39 vatandaşımızı kaybetmenin faciası... Şimdi bunun yeni yeni örneklerini görüyoruz." diyen Baykal sağlıktaki reformun da masa başında yapılıdğını idida etti. Baykal şöyle konuştu: "SSK'nın hastanelerini sağlık bakanlığına bağladık diye ilan ettiler herkes birbirine girdi. Eskiden bir kuyruktta işini bitiran ensinlar şimdi üç kuyruğa giriyor... Bir facia haline gelmiştir. Altyapı oluşturmadan... Çok üzüntü verici manzara. Buradan da toplumun ne kazanacağı belli değil. Yaz-boz tahtası haline getirdiler. Türkiye'de vatandaş ne yapacağını şaşırmış halde. Bir de bunlarla alay ederler gibi demiyorlar mı işte o insanın kanına dokunuyor 'sağlıkta devrim yaptık'. Sağlıkta devrim yapmadınız kuyruk devmini yaptınız kuyruk devrimi. Sağlığı kuyruklara teslim ettiniz."
BAŞBAKAN ISIRMA İHTİYACI HİSSEDİYOR
"Sayın Başbakan durduk yerde birilerini ısırma ihtiyacı hissediyor. Yani birilerini rahatsız etmek onu tatmin ediyor." diyen CHP Lideri Başbakanın doktorlar ile ilgili 'iğne bile yaptırmam' dediğini idida ederek. "Allah muhtaç etmesin. Sayın Başbakana iğne yapma durumunda doktorlar kalmasın, sayın başbakanın ihtiyacı kalmasın. Bir Türki'yenin 2005 yılındaki bu doktorlara iğne bile yaptırmam diyen başbakanını bakanızı bir de 1920'li yıllarda 'Beni Türk hekimlerine emanet ediniz' diyen Mustafa Kemal Atatürk'e bakınız. İki zihniyet işte, iki anlayış. Birisinde halkına olan güven... Niye başkası yapabilsin de benim insanım yapamasın isyanı. Kendi özüne saygı.. Öbür tarafta 'benim doktorlara güvenim yok' diyen laubali bir başbakan. Bunu örnek diye mi ele alacağız. Başbakanın bu sözleriyle gençleri mi yetiştireceğiz. Doktora güvenme kime güveneceğiz. Üfürükçüye mi güveneceğiz..." dedi.
BAŞBAKAN YOLSUZLUKLARI ÖNLEMEK İSTİYORSA ETRAFINA BAKSIN
Başbakanla anlaşamadıklarını ve hesabının bulunduğunu kaydeden Baykal, yolsuzluklar konusuna değindi. Yolsuzluk ididalarının içinde AK parti hükümeti tarafnıdan atanan bürokratların bulunduğunu, milletvekillerinin bulunduğunu, AK partinin genel başkanı ve genel sekterinin bulunudğunu iddia eden CHP Lideri, "Okey oynadıkları bir mekan. Dün gerçekten hepimizi çok tedirgin ettiğine inandığımı bir manzarayla karşı karşıya kaldım. Üçü de tutuklu bulunan kişiler var. Bu enerji yolsuzluğunun üç kritik ismi okey masasının üç kenarında oturuyor. Dördündü yanında kim var AKP'nin genel sektereti otoruyor. Sayın Başbakan... Kimi, ne arıyorsun? Sağına bak, soluna bak, arkana bak, önüne bak, yanındaki insanlara bakıver. Genel başkan yardımcına bak, genel sekterterine bak, milletvekiline bak, hepsi orada duruyor." dedi.
BAYKAL'DAN BAŞBAKANA YİNE 'NAMERTSİN'
Başbakanın CHP'yi tartıqma konusu yapmaya çalıştığını kaydeden Baykal, şöyle konuştu: "CHP'yi sataşma konusu yapıyor. Ortaya attığı ididaların da iler tutar yanı yok. Neresini düzeltelim. CHP 1992'de kuruldu. 92 öncesinden hikayeler anlatıyor. CHP ile ilgili ididaları ortaya koyamazsın namertsin dedim. Namertlik ididası halen edvma ediyor. cevabımı alamadım. başbakandan cevabımı alamadım., Aynı ükmleyi tekrar etmeye zedvma ediyorum. CHP ile ilgili bildiğin bilgin altında dlaştırdığın ne varsa ortaya koy ortaya koyup arkasında durumazsan namertsin. Buna cevpa alamadım. Başbakan televizyona çıkmış demişki CHP dokunulmazlıklar konusunda samimi değil. Niye samimi değil. Komisyona kimseyi vermiyorlar. Bu durumda yapamıyoruz. CHP uzlaşma komisyonuna birisini önerse... Bu son dönem dahil biz Anayasa değişiklikleriyle ilgili çalışma yapıyoruz. Bir sürü anayasa değişikliği yaptık. Bunların hangisinde bir uzlaşma çalışması oldu. Bir sürü anayasa edğişikliği oldu. Hiçbirisinde uzlaşma komisyonu kurma ihtiyacı yok. 2002 parlamentosunda 2 yıldan beri uzlaşma komisyonu diye bir şey yok. Çünkü 2002 parlamento sunda 2 parti var... Şimdi bir iktidar var bir muhalefet var bir sürü de anayasa değişikliği yaptık. 2B ile ilgili değişikliği getirdi... Samimi değilmiş. Çünkü üye vermiyormuş. Getir kardeşim. O anayasa değişiklikleri nasıl geldiyse getir. Bu konudaki görüşlerimizi yazdık. AK partiye verdik. Yok. Uzlaşma olamdığı için değil uzlaşma zorunluluğu olduğu için değil bu. Korktukları için mahkemeden kaçtıkları için adaletin önüne çıkmak istemedikleri için bu Anayasa değişiklikleri yapılamıyor. Onu içine sindirebilseler... Yerim dar yenim dar. Oynamasını bilmeyen gelin edebiyatı bunlar. CHP dokunulmazlık konusunda samimidir, kararlıdır nettir. Anayasayı değiştiremiyorsanız meclisteki dokunulmazlık dosyalarıyla ilgili gereğini yapın. Bizimle ilgili olanları yapın. Hayır siz verirseniz yol olur... Hadi canım sende ne demek samimi değil. Samimi olmayan sensin sen. Milletin kafsındaki şu sorulara cevap versin. Bu yolsuzluğun içinde AK Partili siyasetçilerin rolü nedir? Bu yolsuzluk yumağının içinde AKP'li genel başkanın, genel sekreterin, AKP'li üst yöneticilerin rolü nedir? Orda kurulan o laubali ilişkilerin içinde tayinler terfiler nasıl şekilleniyor. Onu bize açıklayısversin. Buna ihtiyaç var. Başbakan CHP şöyle böyle diyerek kaçamaz. Ben soruyorum cevabı ver kardeşim".
DIŞ POLİTİKA
Baykal, Türkiye'nin hükümetin uyguladığı dış politika konusunda da başarısız olduğunu ve Türkiye'nin dış politikada zemin kaybettiğini belirterek, "Dış politikamızda hızla zemin kaybediyoruz. Pekçok önemli konuda Türkiye çok hızlı bir gerilemi içinde. Bizi sıkıntılı bir tabloya sürüklüyor. Son zamanlarda Kıbrıs ile ilgili bazı gelişmeler ortayı çıktı. Bunu dikkatle incelememiz lazım. Bu Kıbrıs ile ilgili zemin kaybımız çok ciddi..." dedi.
Türkiye'nin Kıbrıs'ı tanıması konusunda dolaylı bir çok çalışmanın yapıldığını ve Avrupanın bu konuda başrol oynadığını kaydeden CHP lideri, "Bu zemin kaybının altında yatan dönüm noktalarından biridir. Bu uygulamalar arasında Güneya ait uçakların ve gemilerin Trük liman ve havalanlarınad gelmesi bulunduğunu kaydeden Baykal, "Biz KKTC'yi Anna planına 'evet' oyu veren kaldırılması için verilen sözlere rağmen bir somut adım atabilmiş değiliz. Gayrimeşru saydığımız güney kıbrıs uçaklarını havalanlarımıza, gemilerini limanlarımıza almayı taahhüt etme aşamasındayız... manzara bu. Çok üzüntü verici tablo..." diye konuştu.
Fransa'nın dün Anayasa oylaması yaptığını ve bu oylamada 2007 yılından sonra AB üyesi olacak ülkeleri için referandum yapılacağı anlayışının kabul edildiğini kaydeden Baykal, "Fransa bunu yaptı bizim hükümetten çıt çıkıyor mu. Bir kere hükümetin dostane olmayacağı sözünü duydunuz mu. Sadece CHP söylüyor... Bu gerçekten kabul edilebilir manzara değil. Başbakan 17 Aralıktan önce gitti Fransa'ya Airbus alacağım diye 3 milyar dolar anlaşma imzaladı. Özelleştirileceği söylenen THY'ye. Ne oldu çıkan 17 Aralık kararı ortada yapılan anayasa değişikilği ortada. Ne olacak şimdi 3 milyar dolarlık Airbus kararının yürürlükte mi. Bir engel var mı? Dış politika mı ticaret mi. Hani diyordu ya başbakan biz tüccar politka yaparız. Al sana tüccar politika." diye konuştu.
Baykal, konuşmasının son bölümünde sözde Ermeni soykırımına da değindi. Birçok ülkenin Ermeni soykırımı idaları ile ilgili Türkiye aleyhine kararlaraldığını, bu konu ile ilgili son dönemde son derece önemli gelişmeler yaşandığı ve ciddiye alınması gerekliliğini belirten Baykal, konunun Avrupada bir rekabet haline getirildiğini de kaydetti. Bunun Türkiye'nin AB üyeliğinin engellenmesi için kullanılma eğilimi de bulunduğunu belirten CHP Lideri, bu konuda uluslararası ve ulusal bir karar alınacaksa bunun yargı kararına dayandırılması gerekliliğini belirtti. Bu konuda ne Türkiye'de ne Ermenistan'da herhangi br yargı kararı bolunmadığını ifade eden CHP lideri hukuki olmayan bir kararın uluslararası alanda geçerliliği olmadığını da belirtti.(