MUSTAFA MUTLU
En geç bir buçuk yıl sonra sandık başına gideceğiz... Ve emin olun ki; o gün geldiğinde hepimiz, tıpkı son seçimde olduğu gibi, “Seçimlere hile karıştırıldı mı, karıştırılmadı mı” sorusunun yanıtını arıyor olacağız...

Özellikle sandık sonuçlarının elektronik ortamda aktarılışı sırasında bir dalavera olup olmadığını sorgulayacağız...

Bunu benim bildiğim kadar tüm siyasi partiler de biliyor... Ama (bir parti hariç) ne hikmetse konuyu bugünden gündeme getirip, önlem alınmasını sağlamaya çalışmıyorlar..

Belki de özellikle yapmıyorlar bunu... Belki de herkesin onaylayacağı bir sistemin kurulması durumunda, seçim yenilgisini “hile”ye bağlama olanağının ellerinden kayıp gitmesinden çekiniyorlar!
***
Seçimlere hile karıştırılması ihtimalinin ortadan kaldırılması için uğraş veren tek parti ise Demokrat Parti...

Genel Başkan Yardımcısı Aytunç Çıray, siyasete bilgisayar ağı üzerinden şekil verilebileceğini iddia ediyor.

Adres ve nüfus verilerinin kontrolünün bir yasa ile Yüksek Seçim Kurulu yerine, İçişleri Bakanlığı’na verilmesini eleştiriyor.

Çünkü; bu durumda teknik olarak, istenildiği kadar vatandaşlık numarası üretilebileceğini ve üretilen numara kadar hayali seçmen kaydedilebileceğini söylüyor!
***
Çıray’ın bu hafta sonunda bir basın toplantısıyla gündeme getireceği bu konudaki düşünceleri özetle şöyle:

“Güvenli seçim için güvenli sandığı mutlaka sağlamalıyız. Aksi halde ‘sandıksal demokrasi’den bile söz edilemez. Milletimizin oyları sandığa girdiği gibi çıkmazsa, ortaya çıkan siyasi tablo meşru olamaz.

Seçimlerin yapılış, işleyiş ve teknolojisi birden çok güvensiz alan içermektedir.

Sistem kötü niyetliler tarafından hile yapılmaya açıktır. Seçmen kayıtları Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre yapılmaktadır. Halen adres verilerinin azımsanamayacak bir bölümünün doğru olmadığını bizzat belirledik.

Seçim sonuçlarını belirleyen bilgisayar yazılım ve donanım sistemi de müdahaleye açık. Sandıklardan gelen seçim sonuçlarının bilgisayar ortamına geçirilmesi sırasında olabilecek kasıtlı veya kasıtsız hatalar, özellikle sandık gözlemcisi bulunmayan partilerin oylarında kaymalara neden olabilir.

İlçe seçim kurulları sonuçları, internet ortamı dışında, UYAP ağı üzerinden özel şifreleme yoluyla YSK’ya gönderilmektedir. Sistemin merkezinde SUN donanım, UNIX-Solaris işletim sistemi, Oracle Veri Tabanı Yönetim Sistemi ve SEÇSİS adı verilen yazılım vardır. Sistemin müdahaleye açık tarafı, ilçe seçim kurullarını merkeze bağlayan ağa, ‘saplama’ yapılabilir olmasıdır. Bu durumda ciddi oy sapmaları ortaya çıkabilir. Yani Türkiye siyasetine bilgisayar ağı üzerinden şekil verilebilir... Bu nedenle çok yakında hem çözüm önerilerimizi açıklayacağız, hem de tüm siyasi partilere sandık güvenliği için çağrıda bulunacağız.”
***
Ben de tüm siyasi partileri bu konuda en az Demokrat Parti kadar duyarlı olmaya davet ediyorum!

*****
GÜNÜN SORUSU

Maliye, Ankara’da direnen TEKEL işçilerinin bağlı bulunduğu Tek Gıda-İş Sendikası’nın bütün hesaplarını birdenbire didik didik etmeye başlamış...

Maliye teşkilatı, muhalifleri yıldırma ordusu mudur?

*****
O çocukları kim, neden ve nasıl bu hale getirdi?

Beş yıl önce Norveç’ten tatile gelen 15 yaşındaki K. K, Anıtkabir Özel Defteri’ne, “Mıstık, Allah razı olsun diyeceğim ama demiyorum. Seni hiç gözüm tutmuyor” diye yazmış... Arkadaşı da, “Sana selamünaleyküm diyeceğim ama demiyorum” notunu düşmüş...

Sonuçta iki çocuk gözaltına alınmış, yargılanmış ve birer yıl onar ay hapis cezasına çarptırılmış... Ama Yargıtay, reşit olmadıkları için cezalarını 11 aya indirip paraya çevirmiş...

***
Tamam; ciddiye almayalım... “Çocuktur” deyip geçelim...

Ama ne olur biraz düşünelim:

Bu çocukları kim, nasıl ve neden; varlıklarını borçlu oldukları bir kişiye karşı böylesine büyük bir nefretle yetiştirdi?

Bu sorunun yanıtı, ne yazık ki aklınıza ilk gelen cümleler kadar basit değil!

Düşünün biraz!