KKTC’de kritik seçimi Eroğlu kazandı. UBP lideri, yüzde 50.38 oy alıp ilk turda cumhurbaşkanı seçildi
Kuzey Kıbrıs’taki dünkü cumhurbaşkanlığı seçiminden ‘sürpriz’ çıkmadı. Beklendiği üzere iktidardaki Ulusal Birlik Partisi’nin adayı Başbakan Derviş Eroğlu, bağımsız aday Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı ilk turda devirdi. Eroğlu, oyların yüzde 50.38’sini alırken, Talat, yüzde 42.85’de kaldı.

Türkiyelilerin oyu Eroğlu’na
Son yılların en heyecansız, en sakin seçim sürecinin ardından ortaya çıkan oy dağılımı, kararsız ya da sessiz kitlenin ağırlıklı olarak Eroğlu’ndan yana tercih kullandığına işaret ediyor. Kıbrıslı Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde Talat ya önde ya az bir farkla geride çıkarken daha çok Türkiyeli göçmenlerin yaşadığı bölgelerde Eroğlu fark attı. Kampanyasını, ‘Halk kararını verdi’ sloganı üzerine inşa eden Eroğlu cephesi haklı çıktı. Katılım oranı yüzde 75’e dayandı. Kayıtlı seçmen sayısı yaklaşık 164 bindi.

Hayal kırıklığının faturası
Seçim sonucunu nasıl analiz etmek lazım peki? Benim analizim şu: 2000’li yılların başından itibaren yükselen çözüm, barış ve dünyayla bütünleşme beklentisi büyük ölçüde boşa çıkınca, o umudun peşine takılıp sola, CTP’ye, Talat’a meyletmiş seçmen, bir yıl önce UBP’yi yeniden iktidar yaptıktan sonra dün de Eroğlu’nu cumhurbaşkanlığına taşıyarak ‘aslına dönüş’ sürecini tamamlamış oldu.
Başka deyişle çözümsüzlük, siyasi kariyerini çözüme adamış Talat’ı da yedi. Halk, hayal kırıklığı, aldatılmışlık hissi, geleceğe ilişkin belirsizliğin devamının faturasını Talat’a çıkardı. Tabii beş yıllık CTP iktidarının hıncını da. Çok değil bir yıl öncesine kadar ‘alternatifsiz’ görünen Talat, yine çok değil bir yıl öncesine kadar emeklilik günlerine hazırlanan Eroğlu’na devredecek koltuğu.

Erdoğan’dan Talat’a destek
Anlaşılan o ki Başbakan Tayyip Erdoğan’ın alttan alta Talat’a destek veren son açıklamaları da kâr etmedi. Artık hükümet de cumhurbaşkanlığı da UBP’nin elinde. Ve AKP hükümeti bundan böyle Eroğlu’nu ‘idare etmek’ durumunda kalacak. Yalnız Eroğlu değil tabii. Çözümsüzlük lobisinin ve bu lobinin başta CHP ve MHP olmak üzere Türkiye’deki uzantılarının Talat’ın mağlubiyetini, AKP’nin Kıbrıs politikasının yanlışlığına yoracağından kimsenin kuşkusu olmasın. Bu açıdan AKP’nin Kıbrıs politikasının da dünden itibaren zora girdiği söylenebilir.

Talat Amok koşucusuydu
Talat’ınki bir nevi Amok koşusuydu. Ne Annan Planı için referandumun ardından AB’den içeride elini güçlendirebilecek somut katkı koparabildi Kıbrıslı Türkler için, ne de sonrasında müzakere masasındaki muhatabı Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas’tan umduğu esneklik ve işbirliğini görebildi. Üstüne bir de CTP’nin gölgesi düşünce kaybetmesi kaçınılmaz hale gelmişti.

Talatlaşma ya da Denktaşlaşma
O AB ve o Hristofyas şimdi karşısında Talat’ın yerine Eroğlu’nu bulacak. Mumla arayabilirler Talat’ı. Bugünden itibaren herkesin kafasındaki soru, Eroğlu’nun müzakere masasında nasıl bir üslup ve nasıl bir yöntem izleyeceği. Tabii ki asıl önemli olan güdülücek politika. Ancak üslup, yöntem deyip geçmeyin, Kıbrıs’ta taraflar arasında onca senedir üslup ve yöntem yüzünden ne krizler çıktı politikaları zora sokan. Dolayısıyla şu sorunun yanıtı çok önemli: Önümüzdeki dönemde Eroğlu, Talatlaşacak mı yoksa Denktaşlaşacak mı? Hayli ağır bir tarihi bagajı var Eroğlu’nun. Kıbrıs’ta ve dünya genelinde ‘çözümsüzlük’le özdeşleştirilen biri her şeyden önce kendisi. Bu bağlamda zamanında Denktaş’a bile muhalefet etmiş bir lider. Bu bagajı, başbakanlıkta bırakacak mı yoksa aynen cumhurbaşkanlığına da taşıyacak mı?

Türkiye’ye rağmen olmaz
Öte yandan Kıbrıs sorunu elbette KKTC kadar, Türkiye’nin de meselesi. Dolayısıyla Eroğlu’nun Ankara’daki siyasi iradeden bağımsız hareket etmesi mümkün değil. Rauf Denktaş bile başaramadı bunu. Yeri gelmişken bir KKTC gerçeğine dikkat çekeyim: Kuzey Kıbrıs’ta Türkiye’ye rağmen muhalefet etmek kolaydır ama Türkiye’ye rağmen hükümet edebilmek zordur. Bunu da en iyi bilenlerin başında 40 yıldır politikanın içindeki, defalarca ve yıllarca başbakanlık yapmış Eroğlu gelse gerek.
Nitekim bugüne kadar izlenen ve bundan sonra da izlenmesi gereken yol haritasını önceki gün ve dün bizzat Erdoğan çizdi Kıbrıslı Türkler için: “Temennim, devam eden görüşme sürecinin aynı kararlılıkla devam etmesidir. Farklı bir sürecin içerisindeyiz. Devam etmekte olan görüşmeler var ve bu görüşmelerle birlikte de tabii Kuzey Kıbrıs’ın geleceğine yönelik kararlı bir duruşun devamı da şart. KKTC önünde bu dönem için gerek bu görüşmeler gerek ekonomik noktadaki mevcut durumu daha iyiye taşımak, bütün bunlar bu seçimle çok daha farklı bir şekilde yönlenebilir. Masadan kaçan tarafın Türk tarafı olmaması gerekir. Masadan kaçacak biri varsa onlar kaçsın. Biz kararlı duyalım. Dersimizi iyi çalışalım. Prensibiz ‘kazan-kazan’ olsun... Kıbrıs’ın geleceğini basit hesaplar uğruna heba etmemeleri lazım. Bir olmaları, diri olmaları lazım. KKTC’de seçimin barışın çok daha güçlenmesini, Talat ile devam eden görüşmelerin kararlı şekilde devam etmesini sağlayacağına inanıyorum.”

Mesaj gayet net...
Son bir not: CTP’nin hem önümüzdeki dönemde yapıcı ve inandırıcı bir muhalefet sergileyebilmesi hem de yeniden yükselişe geçebilmesi için bir an önce silkinip toparlanması gerekiyor. Biz ne yaptık, nasıl yaptık da beş yıl önce en ağır yenilgiyi tattırıp muhalefete mahkûm ettiğimiz UBP’yi diriltip iktidara, siyaset sahnesinden çekilme noktasına gelmiş Eroğlu’nu da cumhurbaşkanlığına taşıdık diye... Her şeyden önce bir hesaplaşma geçirmeli CTP, hem de tepeden tırnağa.
Ve bir tebrik: Muharrem Faiz’in başında bulunduğu araştırma şirketi KADEM bir seçimden daha alnının akıyla çıktı. Faiz’in dün bu satırlarda okuduğunuz gibi seçimi Eroğlu’nun ilk turda kazanacağı tahmini doğru çıktı.

KKTC vatandaşları Talatın ağlayıp ağlamadığınıda çok merak ediyor.

Bir süre sonra ağlayıp ağlamadığının açığa çıkacağını sandıklarını belirten ada halkı, Talat'a "No Be anem" denildiğini aldığı seçim sonucunda da herhalde göbek atmayacağını belirterek,kızgınlıklarını dile getiriyorlar.