İcralık.com’dan alınan bilgiye göre, toplam kapalı alanı 6 bin 710
metrekare olan otel, Adnan Menderes Havaalanı’na 70 kilometre, Meryemana’ya 25
kilometre, Efes’e 20 kilometre, İzmir’e ve Aydın’a 90 kilometre mesafede
bulunuyor.
147 odalı, 4 yıldızlı deniz manzaralı otele ilk ihalede alıcı çıkmaz ise
otel, 17 Aralık 2010 tarihinde 6 milyon 440 bin liradan satışa sunulacak.
Taşınmazda 16 Mart 2009 başlangıç tarihli, Öz-ada Turizm ve Otelcilik
şirketi adına 10 yıl süreli 700 bin lira ve 600 bin liralık 2 adet kira
sözleşmesi bulunuyor.
Ayrıca, yine 12/16 hissesi İbrahim Tatlıses Turizm İşletmeleri A.Ş’ye
ait, 1.622,76 metrekarelik zeytinlik de otelle birlikte, aynı tarihte ihaleye
çıkacak.
Satış peşin parayla yapılacak ve alıcı istediğinde, 10 günü geçmemek
üzere süre verebilecek.

-"KATILMADIĞIMIZ HER İHALEDE, BORÇLUNUN MAĞDURİYETİ BİR KEZ DAHA
ARTIYOR"-
İcralık.com’un kurucusu Can Emrah Özoral, mevsim nedeniyle otele rağbetin
yüksek olmayacağı ve otelin ikinci ihalede satılabileceğini tahmin ederken, şu an
üyeleri arasında otel ilanın tıklanma sayısının 3 bin 655 adet olduğunu
kaydetti.
Özoral, 1 ay içinde 7 adet, değeri 1 milyon lira ile 40 milyon lira
arasında değişen turizm tesisi, büyük otelin satışa sunulacağını bildirdi.
İcra ihalelerine talebin her geçen gün artığına dikkati çeken Özoral,
şöyle devam etti:"Bu sayede borçlunun mağduriyeti azalmakta, alacaklı da alacağını tahsil
edebilmektedir. Borçlu vatandaşımızın 100 bin liralık gayrimenkulünün ilk ihalede
satışa 60 bin liradan çıktığını biliyoruz. Burada katılım olmadığı zaman ikinci
kez ihaleye çıkıyor ve 40 bin liradan başlıyor. Borçlunun malı hiç katılım
olmazsa alacaklı avukatı tarafından bu fiyata, yani yok pahasına gidiyor. Katılım
sağlandığını düşünürsek, ilk ihalede 60 bin liradan satışa çıktığını
varsaydığımızda, mal artırım sonucu 90 bin-100 bin liraya satılabiliyor.
İhalelere katılmamak, o malın borçlu olan kişide kalacağı anlamına gelmiyor.
Katılım olduğunda hem borçlu kişinin borcunu ödeme kabiliyeti artıyor, hem de
alacaklı alacağını daha çok tahsil edebiliyor. Unutmamak gerekir ki, alacağını
tahsil edemediği, çeki, senedi döndüğü için batan binlerce vatandaşımız ve
şirketimiz var.

Kısaca bardağın iki kısmı var; dolu olan ve boş olan kısımları. Neticede,
bu konuda sorun yaşayan kişi ve şirketlere en büyük yardım, ihalelere katılımdan
geçiyor. ’Ağlayanın malı gülene hayır etmez’ diyerek katılmadığımız her ihalede,
borçlunun mağduriyeti bir kez daha artıyor."

23 KASIM 2010/VATAN