Almanya'nın başkenti Berlin'de dün Almanya Adalet Bakanı Brigitte Zypries ile görüşen Bakan Çiçek, bugün Tegel Cezaevi'ni gezdi ve daha sonra Büyükelçilik binasında Türk gazeteciler için basın toplantısı düzenledi.

Türkiye'de Danıştay ve Yargıtay seçimlerinin yapılamamasına ilişkin bir soruya karşılık Bakan Çiçek, ''Bu tartışmaların içinde Adalet Bakanlığı yoktur. Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket yargının siyasallaşmasıdır. Buna imkan vermeyiz ve doğru da bulmayız. Modern devletlerde yargı nasıl çalışıyorsa Türkiye'de öyle çalışmaktadır. Bu tartışmanın ne başında, ne ortasında ne de sonunda biz Bakanlık olarak yokuz. Ben buraya gelmeden önce 2 kez seçimlerin yapılmasını istedim'' dedi.

Bölge adliye mahkemeleri sistemine geçildiğinde Yargıtay'ın üye sayısının 250'den 150'ye düşeceğine işaret eden Bakan Çiçek, bu sayının yeniden artırılmasının ne kadar anlamlı olacağının da tartışılması gerektiğini söyledi.

Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatının (CIA) El Kaide örgütü liderlerinden biri olmakla suçlanan Louai Sakka ile görüştüğü şeklindeki iddialarla ilgili bir soruyu da cevaplayan Bakan Çiçek, şunları söyledi:

''Basınımızda bu konuda doğru olmayan haberler çıkıyor. CIA geldi görüştü diye. Bizim infaz sistemimiz belli. Kimlerin görüşebileceği belli, hangi periyotlarla görüşebileceği belli. Bunun belgelerini de kamuoyua açıkladık. Yakınları ve avukatları dışında kendisini başka hiç kimse ziyaret edemez. Pasaport numaraları bellidir. Kim olduğu bellidir. Bunun dışında da bir ziyaret olmamıştır. Bunun dışındaki tüm bilgiler spekülatif bilgilerdir. Doğu değildir. Ziyaretler mutlaka izne bağlıdır. İzni de adli makamlar verir.''

Almanya'da yaşayan vatandaşlara seçim hakkı verilmesiyle ilgili bir soruya karşılık da bunun haklı bir talep olduğunu ifade eden Bakan Çiçek, ''Ancak telaffuz edildiği kadar da kolay bir konu değildir. Dünyanın birçok ülkesinde Türk vatandaşları yaşıyor. Her ülkenin şartları ve mevzuatları farklı. Konunun zorluğu nedeniyle bu konu bugüne kadar uygulanabilmiş değil. Alman tarafının bu konuda yaptığı olumlu açıklamalar da sadece bir beyanattan ibarettir. Bunun ne ölçüde uygulanabileceğinin dikkate alınması gerekmektedir'' dedi.

Türklerin yaşadığı diğer ülkelerde seçim bölgeleri oluşturulması şeklindeki bir öneriye karşılık da Bakan Çiçek, yurt dışının bir seçim bölgesi olmadığını, Türkiye dışındaki ülkelerde yaşayan Türklerin sayılarını tam olarak tespit edemeyeceklerini, bu nedenle böyle bir şeyin mümkün görünmediğini kaydetti.

-TERÖR KONUSU-

Bakan Çiçek, insanlığa karşı suç oluşturan terörizme karşı mücadelede uluslararası alanda daha sıkı işbirliği yapılmasını istediklerini de ifade ederek, terör örgütlerinin mali kaynaklarının ve propaganda imkanlarının kesilmesi konularında ortak kararlılık gösterilmesi gerektiğini söyledi.

Berlin'de bugün Tegel Cezaevi'ni de ziyaret ettiğini ve Türk mahkumların sorunlarını da dinlediğini belirten Çiçek, cezaevlerinde bazı sorunların yaşandığını, mahkumların kendilerine ayrımcılık yapıldığını iddia ettiklerini kaydetti.

Cezaevlerinde, bir terör örgütünün medya organı olan Roj-TV'nin seyredildiği yönünde duyumlar aldıklarını da ifade eden Bakan Çiçek, bu konuyu da Bakan Zypries ile yaptığı görüşmede dile getirdiğini, bir yazıyla bu yayın organının yayınlarının kaldırılmasını isteyeceklerini sözlerine belirtti.

Bakan Çiçek, Almanya'da, kocasının kendisini dövdüğü gerekçesiyle eşinden bir an önce boşanmak isteyen Faslı kadının talebini Kuran'ı gerekçe göstererek reddeden Alman yargıcın görevinden ayrılmasıyla ilgili olarak görüşünün sorulması üzerine ise bu konu hakkında bilgisi olmadığını söyledi.

Türkiye ile Almanya arasında çok sıkı ilişkilerin bulunduğunu, ilişkilerin en az olduğu alanın ise yargı olduğunu ifade eden Bakan Çiçek, ''Bu alandaki ilişkilerimizi geliştirmek için Bakan Zypries ile bir protokol imzaladık. Böyle bir işbirliğine ihtiyaç olduğu da ortadadır. Almanya'da çok sayıda Türk vatandaşı ve Türk kökenli Alman vatandaşı vardır. Bu insanların da çok sayıda sorunları vardır'' dedi.

Söz konusu protokol ile hakim ve savcıların karşılıklı eğitimlerinin ve birbirlerini tanımalarının da sağlanacağını ifade eden Çiçek, bunun da ihtilafların çözümünde önemli rol oynayacağına inandığını söyledi.

Bunun yanı sıra yabancı dil eğitiminin de çok önemli olduğunu bildiren Çiçek, ''Devlet kurumları arasında yabancı dilin en az bilindiği kurum, adalet teşkilatıdır. Yabancı dil bilen yargıç ve savcı sayısı 50'yi geçmez. Bu Türkiye için gerçekten ciddi bir eksikliktir. Bunların çoğu da İngilizce ve Fransızca bilir, ancak Almanca bilen azdır. Hem hukuk alanındaki gelişmelerin, hem de ikili anlaşmalardan doğan hakların izlenebilmesi için yabancı dil öğrenilmesi büyük önem arz etmektedir. İkili anlaşma çerçevesinde bu da mümkün kılınabilecektir'' diye konuştu.

Bakan Çiçek, Türkiye'nin bazı ciddi endişelerini de açıkça dile getirme imkanı bulduğunu belirterek, ''Bunların başında suçluların iadesi konusu gelmektedir. Adi suçluların iadesinde çok fazla sorunla karşılaşmıyoruz. Teröristlerin ve organize suç işleyenlerin iadesi konusunda ise bazı sorunlarımız var. Bunlar iade edilmemek için AB ülkelerinde ve bu arada Almanya'da da iltica talebinde bulunuyorlar. Çoğu zaman da sahte gerekçeler gösteriyorlar. Bazıları bugüne kadar başarılı oldu da. Bu konuda daha sıkı bir işbirliği yapılmasını ve belirli aralıklarla bir araya gelinerek, bu konularda görüşülmesini istiyoruz'' dedi.

Bazı sorunların mevcut olduğuna dikkat çeken Çiçek, ''1/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı bunlardan biridir. Almanya'da yaşayan Türklerin ikametleriyle ilgili bir karardır. Bu kararın uygulamasında sorunların yaşandığını biliyoruz. Bu konuda mahkeme davaları bile var. Kararın uygulanması bazen yapılamıyor ya da gecikiyor. Bakan Zypries bu konuda bilgisi olmadığını, ancak konuyu ciddiyetle araştıracağını söylemiştir'' şeklinde konuştu.

AB Çerçeve Karar Taslağının da diğer bir sorun olduğunu ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:

''Herkesin 301. maddeden söz ettiği, özgürlüklerin kısıtlandığını söyleyerek Türkiye'den haksız taleplerde bulunulan bir dönemde, bu talepler en azından bu taslakla çelişmektedir. Soykırımın inkarının yasaklandığı bir tasarının özellikle Almanya'nın dönem başkanı olduğu sırada ayakta tutulması ve gelecek günlerde daha da fazla ön plana çıkartılacak olması gerçekten de rahatsız edici bir durumdur. Siz bir yandan görüş özgürlüğünü savunacaksınız, diğer yandan da, yok böyle bir şey denilmesine yasak getireceksiniz, bu kendi içinde de çelişmektedir. Ayrıca AB temel haklarına da aykırıdır. Bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına da taban tabana zıt bir gelişmedir.''

Uluslararası Adalet Divanı'nın soykırım konusunda karar verdiğine işaret eden Çiçek, ''Taslağa bakacak olursanız, ulusal bir mahkeme, mahkemeye bile gerek yok, bir parlamento, soykırım kararı aldığı takdirde bu yasağa dahil olabiliyor. Bu Türkiye açısından kabul edilecek bir durum değildir, 1948 yılındaki BM Soykırım Sözleşmesi'ne de aykırıdır. Türkiye henüz işin başında bu konudaki endişelerini dile getirmiştir'' dedi.

Bakan Çiçek ayrıca, Türkiye'ye gelen birçok yabancı bakanın da infaz sistemini görmek amacıyla cezaevlerini ziyaret ettiğini kaydederek, ''Biz bundan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye'de cezaevleri alanında önemli reformlar yapılmıştır. Biz de gittiğimiz ülkelerde, sistemleri mukayese edebilmek amacıyla cezaevlerini ziyaret ediyoruz'' diye konuştu.

Basın toplantısına Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik ile Berlin Başkonsolosu Ahmet Nazif Alpman da katıldı