CHP Genel Başkanı Baykal, TESK 17.Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmanın ardınan Büyük Anadolu Oteli'nden ayrılırken gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Baykal, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın yaptırdığı villalarla ilgili bir soru üzerine, bu konuda bazı skandalların ortaya çıktığını ifade etti. Maliye Bakanı'nın daha önce yasal engellerin kalktığı bir dönem gelinceye kadar hiçbirşey yapmayacağını ifade ettiğini hatırlatan Baykal, buna karşın Unakıtan'ın yasal bir düzenleme yapılmadığı halde, SİT alanı niteliğindeki bir yerde bu villaları inşaa etmeyi başardığını söyledi. Çok üzüntü verici bir olay ve şaşırtıcı bir tablo ile karşı karşıya bulunduklarını dile getiren Baykal, "Bu iktidarın ar damarı çatlamış. Daha söylenecek birşey yok. Bu tablo karşısında biz CHP olarak yapılması gerekeni yapacağız. Konuyu bütün yasal mevzuat açısından ayrıntılı bir şekilde arkadaşlarımız inceleyecek. İstanbul Belediyesi'nde ve imar mevzuatı çerçevesinde değerlendireceğiz. Ortada yapılan yalan haberler var, ortada iftiralar var, ortada suçlar var ama bunların gerektirdiği sorumluluk üstlenme hiçbir şekilde yok. Ne toplumdan özür dileniyor, ne bu yanlışların düzeltilmesi doğrultusunda bir adım atılıyor, ne kimse kimseyi istifaya çağırıyor. Sadece Türkiye'ye 'Bu iş böyle olacak. Sizde bunu içinize sindirin deniliyor' Bunu içimize sindirirsek doğru olmaz. Bunu anlatmaya çalışıyoruz iktidara. Maalesef üzülerek söylüyorum, söylediğim sözün ne kadar ağır olduğunu bilerek söylüyorum. Bu iktidarın ar damarı çatlamıştır. Tuz kurursa et bozulur. Artık Türkiye'de tuz bozuldu. Böyle bir noktadayız" şeklinde konuştu.
Kendisi hakkında dört defa af çıkarmış Maliye Bakanı'nın olduğuna işaret eden Baykal, şöyle konuştu: "Böyle olursa her gün bunları görürüz, hergün böyle olaylar çıkar. Çok acı bir tablo. En azından bu Maliye Bakanı derhal görevinden uzaklaştırılmalıdır."
Galataport olayının nasıl yanlış götürüldüğünün, muhalefetin bu konuda söylediklerinin ne kadar doğru, ne kadar haklı olduğunun ortaya çıktığını kaydeden Baykal, iktidarın da bunun farkında olduğunu belirtti. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendileri de 'İhale şartlarını değiştirelim, ödeme süresini biraz öne çekelim, çok uzun bir süre hiçbir ödeme yapılmayacak, son 9-10 yılda asıl ödeme yapılacak. Bu olmuyor' falan demeye başlamışlardır. Yapanlar da bunu içine sindirebilmiş değil. Kimse içine sindirmiş değil. Hukuka uygun değil. Nitekim, Danıştay'ın çıkan kararı bunu açıkça ortaya koydu. Bu Danıştay kararını hukuku ciddiye alan bir Bakanın mevcudiyeti sayesinde bu konuda bir iktidar yanlışı bu aşamada önlenmiş oldu. Bu kadar tesadüfü şartlara mı bağlı olacaktı Türkiye'de doğrunun gerçekleştirilmesi? Böyle birşey olmaz. Türkiye toparlanmalıdır. Yazık günah Bize yakışmıyor, Türkiye'ye yakışmıyor bu karar. Yargısıyla muhalefetiyle medyasıyla Türkiye buna direnmeye çalışıyor. Bazen de başarıyor.
Baykal, yaptığı konuşmada bu genel kurulun bu salonda toplanmış olmasının esnafın bir zaferi olduğunu söyledi. Esnafın engelleri aştığını, baskıları etkisiz kıldığını ve hükümetin tasfiye çabalarını demokrasi içinde noktaladığını ifade eden Baykal, "Bu toplantıda başınız dik alnınız ak, şerefle buraya geldiniz. Helal olsun size" diye konuştu.
Türkiye'de işlerin baskılarla sindirme çabalarıyla, tek parti despotu zihniyeti içinde yürümeyeceğini bu mücadele ile kanıtlandığını belirten Baykal, esnafın toplumun her bakımdan önem taşıyan kesimi olduğunu ve ekonominin en büyük güçlerini bire bir yaşadığını kaydetti.
5 milyonun üzerinde kayıtlı esnaf olduğunu hatırlatan Baykal, fiilen esnaflığı götürenlerin sayısının ise 3 milyonu aşkın olduğunu belirtti. Aileleriyle birlikte bu sayının 15 milyonu bulduğunu ifade eden Baykal, "Çadırın orta direği bu. Sadece sayısal önemi ile değil kültürümüz içindeki yeri ile de özel bir paydayı hak eden bir kesim" dedi.
Esnaf kesimin gereksiz sorunlara ve sıkıntılara yöneltilmemesi gerektiğini vurgulayan Baykal, iktidara yönelik suçlamalarda bulundu.
İktidarın bütün kurumların kendi zihniyetinde olmasını istediğini ileri süren Baykal, Futbol Federasyonu seçimlerinde de bunu gördüklerini belirtti. Baykal, şöyle konuştu. "Böyle bir anlayış olur mu? Bu anlayış demokratik mi? AB ile bir ilişkisi var mı? Bunlar bizi çok üzüyor. Esnaf kesimini tırpanlayarak atalım diyorlar. Bugüne kadar emek vermiş, tanınıyor, ne kesiyorsun önünü. Ticaret odasında kesebiliyor musun önünü. Barolarda kesebilir musun önünü? Herkes senin neyi niçin yaptığını çok iyi biliyor. Ne oldu? Anayasa Mahkemesi hukuka saygılı olan herkesin gönlünü fethetti. Oybirliği ile bir karar aldı. Bu karara karşı sen koca TBMM'nin sorumluluğun, onurunu nasıl zedeleyebiliyorsun?"
Anayasa Mahkemesi'nin esnafın lehine verdiği kararın lehine, hükümetin esnafın önüne bir engel daha çıkardığını söyleyen Baykal, TESK'e bu salonda genel kurul yapamayacağının bildirildiğini hatırlattı. Büyük Anadolu Otel'inde bugüne kadar 54. tane genel kurulun toplandığına dikkati çeken Baykal, güvenlik gerekçesiyle böyle bir engellemenin olamayacağını ifade etti.
Baykal, yine bir mahkeme kararıyla genel kurulun bu salonda yapılmasına karar verildiğini belirterek, "Bu toplantı yapılamamış olsaydı, yeni bir yerde genel kurulun toplanması için ilan verilecek ve en az 15 gün geçmesi gerekecekti. Bu sürede TESK Yönetim Kurulu'nun görev süresi dolacağı için iktidara kayyum atama yetkisi doğacaktı. Valiye talimat verip bu genel kurulu engellemek istediler ama başaramadılar. Çünkü Türkiye'de hukuk var" şeklinde konuştu.
Türkiye'de bir program uygulandığını ve bu programın Türkiye'yi daralttığını anlatan Baykal, artık esnafın eski tadının olmadığını ifade etti.
CUMHURBAŞKANI KİM OLSUN
Anavatan partisi Genel Başkanı Mumcu, çıkışta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Başbakan Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olarak 'Biz seçeriz, muhalefette ona uymak zorunadadır" sözlerinin hatırlatılması üzerine Mumcu, Başbakan'ın bu açıklamalarını kendisinin işitmediğini söyledi. Türkiye'de yanlış olan şeyin Cumhurbaşkanlığı seçim sistemi olduğunu, Cumhurbaşkanı seçiminin halk tarafından yapılması gerektiğini belirten Mumcu, "Cumhurbaşkanlığı hem siyasi olarak hem hukuki olarak sorumsuz bir kurum olarak kaldıkça Türkiye'de sistem kavgaları devam edecektir" şeklinde konuştu. Hükümetin, milletin kendisine verdiği emaneti bir kudret göstergesi olarak başkalarının üzerinde bir güç aracı olarak görmekten vazgeçerek, millete hizmet aracına dönüştürmesi gerektiğini vurgulayan Mumcu, şunları kaydetti:
"Getirsinler Anayasayı değiştirelim. Eğer hükümet halkın en az yarısından fazla iki türlü bir Cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleşirse bu Türkiye'de siyasi bütünleşmeyi ve siyasi istikrarı getiren birşey olur. Kimse şahsi menfaatinin peşinde olmasın. Herkes milletin davasının peşinde olsun. Sayın Başbakan'ın mağdur günlerini de biliyorum. Millet Başbakanı mağdur olduğu için seçmiştir. Ama görünen o ki Başbakan mağrur bir kişiliğe dönüştü. Allah onu ıslah etsin. O ıslah olmazsa millet onu ıslah edecektir."
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a ait olduğu iddia edilen kaçak villalara ilişkin bir soruya da Mumcu, "Maliye Bakanı kaçmaya çalışıyor ama kaçtıkça yakalanıyor. Allah kimseyi onun durumuna düşürmesin" diye karşılık verdi.
Mumcu, siyasi parti genel başkanlarının mal varlıklarına yönelik tartışmaların hatırlatılması üzerine ise bu konunun bir sisteme kavuşturulması gerektiğini bildirdi. Başbakanın, bakanların ve milletvekillerinin mal varlıklarını Meclis'e bildirmesi gerektiğini belirten Mumcu, Meclis'in de bunları şeffaf bir şekilde herkese duyurması gerektiğini kaydetti.
Bir gazetede yer alan ve Cuma Namazına kadınların alınmamasına ilişkin haberin hatırlatılması üzerin Mumcu, bunun kültürden kaynaklanan bir sorun olarak düşündüğünü ifade ederek, "Dinin kedisiyle ilgisi olmayan birşey. Kadınlara her alanda haksızlık yaptığımız gibi bu alanda da haksızlık yapıyoruz. Biran önce bu haksızlıkları giderecek reformların yapılmasına her alanda ihtiyaç var" şeklinde konuştu.
AĞAR'NI AÇIKLAMALARI
Ağar, çıkışta gazetecilerin sorularını cevapladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olarak yaptığı, 'Cumhurbaşkanını biz seçeriz, muhalefette ona uyar' sözlerinin hatırlatılması üzerine Ağar, Türkiye'de bu sene bir cumhurbaşkanlığı seçiminden önce, hükümet ve başbakan meselesi olduğunu öne sürdü. Ağar, 2006 yılında hükümet meselesinin, 2007 yılında da cumhurbaşkanlığı seçimi meselesinin çözüleceğini belirtti.
Maliye Bakanı Unakıtan'a ait oluğu iddi edilen kaçak villalara ilişkin olarak CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Unakıtan'a istifa çağrısı yaptığının hatırlatılması üzerine Ağar, "Eğer istifa gerekseydi bu hükümetteki ilgili bakanlardan çok istifa gelirdi. Normalde batı demokrasilerinde böyle bir şeyin insanların tahammülü yok. Ancak bunlar zannediyor ki, insanlar bunları kabul ediyor. Bunların hepsinin sonuçlarını ilk genel seçimlerde göreceğiz" diye konuştu.
Hükümeti saltanat sürmekle suçlayan Ağar, bu şekilde giden hükümet yapısının Türkiye'de iktidar değişikliğinin önünü açtığını ifade ederek, "Bu hükümet hakkındaki nihai kararı millet verecektir" diye konuştu.
Bir gazetede yer alan ve kadınların Cuma namazına alınmamasına ilişkin haberin hatırlatılması üzerine Ağar, camilerin huzur ve ibadet yerleri olduğunu anımsatarak, bu hassas konuların Türk toplumun yüzyıllardır getirdiği geleneğin içinde bulunduğunu söyledi. Ağar, bu konuları siyasetin ve tartışma alanının dışına çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Galaport ihalesine ilişkin olarak Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullatif Şener'in, 'Bunu yargı kararına göre imzalamam' sözlerinin anımsatılması üzerine Ağar, demokrasinin temel kurumlarından birinin hukuk olduğunu işaret ederek, yargının verdiği bir karara yürütme saygılı olmak zorundadır. Yargının vermiş olduğu kararlara mutlak şekilde uyulmalıdır" dedi.
Ağar, genel kurulda yaptığı konuşmada ise sağlıklı işleyen demokrasinin temelinde sivil toplum kuruluşları bulunduğunu söyledi. Türkiye'de iktidar çevrelerinde bir kandırmacanın yapıldığını ileri süren Ağar, "Sivil toplum örgütleri siyaset dışında kalsın deniliyor. Bu yanlış. Çünkü Türkiye'deki tüm sorunların çözümü siyasetin içindedir. İktidar kendisini hükümete getiren kesimleri dışlıyor, diğer kesimlere destek oluyor" şeklinde konuştu.