Ergenekon davasından yaklaşık 4.5 yıl hapiste tutulan ve mahkemedeki savunmalarıyla adından söz ettiren Teğmen Mehmet Ali Çelebi, dün yaptığı bir açıklamayla siyasete girmeye karar verdiğini söylemişti.

"13 yaşımda kapısından içeri girdiğim, üzerimizde büyük emeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ayrılma sürecine girmiş bulunuyorum." diyen Çelebi, açıklamasında, "2008 Eylül ayından bu yana karanlıklarda yaşananlar, ödenen bedeller ve değerleri için direndiğimiz Türk halkının beklentileri doğrultusunda bu kararı verdim." dedi.

Çelebi açıklamasına şöyle devam etti:

"Başından beri Mustafa Kemal’e olan devrimci bağlılığımızı aklımızda, ruhumuzda, yüreğimizde duyarak direndik, doğru ve hak bildiğimizden asla geri adım atmadan direndik. Ama her zaman söylediğim gibi Mustafa Kemal’in askeri olmak bir üniforma meselesi değil, özünde bir ruh meselesidir.

O ruhla ve o ruha daha fazla ruh katmak için aktif siyasi mücadeleye girme kararı almış bulunuyorum. Özgürleştirici demokrasi anlayışı doğrultusunda birleştirici, bir araya getirici ve gençleştirici bir siyasi çerçevede hareket edeceğim: her bireyin özgürlüğünün teminatı olacak, kadın haklarının ve çevrenin en büyük savunucusu, bilimin ve sanatın en büyük destekçisi, emekçinin en büyük koruyucusu olacak bir politik mevzi için çalışacağım.

Bu yeni başlangıçta temelde bütün kötülüklerin ve ayrımların kaynağı olarak bildiğimiz ekonomik eşitsizliklere karşı; özgürlükleri kısıtlayan ve muhalif sesleri bastıran, hapislerde süründüren, öldüren her türden baskıcı iktidar anlayışına karşı mücadele edeceğiz. Gerçek bir demokrasi, özgürlükçü bir laiklik ve eşitlikçi bir ekonomik yaşam için birlik olacağız. Emekçilerin yanından, gençlerin gönlünden, kadınların ruhundan ve aydınların aklından ayrılmayacağız. Tarafımızı hep halktan ve onun kararından yana koyacağız.

DEVRİMCİ ANADOLU KÜLTÜRÜ’NÜ REHBER EDİNEREK YOLA ÇIKIYORUZ

Halkla birlikte ve halk için köylerden kentlere ve Anadolu’nun en ücra muhitlerine kadar Devrimci Anadolu Kültürü’nü ve aydınlığını rehber edinerek yola çıkıyoruz. Batı’nın muasır medeniyetini ve eleştirel düşüncesini, Anadolu’nun kadim hoşgörüsü ve devrimci bilgeliğiyle kaynaştırmış ve yeniden biçimlendirmiş olarak yola çıkıyoruz. Yeni bir barış ve eşitlik aklını, yeni bir uygarlık ruhunu icat etmek için yola çıkıyoruz.

Fikirle yola çıkıyoruz, bilimle yola çıkıyoruz, sanatla yolu çıkıyoruz, aşkla yola çıkıyoruz, dostlukla yola çıkıyoruz. Dayanışma ile yola çıkıyoruz, kardeşlikle yola çıkıyoruz. Kimsenin düşüncesini söylemekten korkmayacağı bir Türkiye için. Farklılıkların, Doğu ile Batı’nın birlikte ve kardeşçe, barış içinde ve hoşgörüyle yaşadığı bir cumhuriyet için yola çıkıyoruz.

BİR ŞEYLERİ KÖKÜNDEN DEĞİŞTİRMEK İÇİN...

Bir kıvılcım olmak ve etrafa sıçramak için, bir ateş olmak ve ruhlara ulaşmak için, bir el olmak ve herkese uzanmak için. Kardeşliği bir kez daha inşa etmek için yola çıkıyoruz. Bu ülkede artık bir şeyleri gerçekten kökünden değiştirip sarılmak, kucaklaşmak için. Her yana bu kasvetli, bunaltıcı, öldürücü ve despotik yaşamı kabul etmediğimizi ilan etmek için. Yepyeni bir Türkiye sabahına uyanabilmek için yola çıkıyoruz.

Kaybettiğimiz ve hayattan koparılmış tüm gencecik çiçekler, tüm ağaç-çocuklar için. Onları kendi ruhumuzun toprağına tutturmuşçasına ilerlerken, bir genç olarak artık harekete geçmek, uyanmak, uyandırmak zamanı geldi diyerek yola çıkıyoruz.

UYANMA VAKTİ...
Yola çıkıyoruz!  Bir halk çocuğu olarak, bir genç olarak kaskatı kesilmiş, hissizleşmiş, sağırlaşmış ve körleşmiş tüm ölü topraklarına kazmayı inançla ve akılla vurarak! Gökyüzünü yaracak güçlü bir sesi içimizde duyarak, hayat değiştiren ve güzelleştiren o delici bakışı taşıyarak. Anadolu’nun hep genç kalan yürek atışlarını her yöne göndererek yola çıkıyoruz.

Yola çıkıyoruz. Çünkü artık kalkma vakti, çünkü artık Şafak Vakti!.. Hem yerde hem gökte artık uyanma vakti!"