Yazıcıoğlu, Türkiye Vakıf ve Diyanet Görevlileri Sendikası (Diyanet-Sen) Genel Başkanı Ahmet Yıldız ve Yönetim kurulu’nu kabul ettiği toplantıda, TMY’yi kastederek, “Bu tasarıyla mütedeyyin, mümin, Müslüman, inançlı insanların hayat alanları daralıyor, terör örgütünün ise önü açılıyor. Terörle Mücadele Yasası diye çıkarılan bu kanun, tam tersine terör örgütünün üst düzey yöneticilerine af getiriyor. Terör örgütü rahatlıyor. Öbür tarafta, şiddete başvurmadan fikrini, inancını, siyasi düşüncesini açığa koyanların önü kesiliyor ve Türkiye Cumhuriyeti açık cezaevi haline dönüştürülüyor” diye konuştu.
Konuşmasında AKP iktidarını ağır bir dille eleştiren Yazıcıoğlu, AKP’nin zaman doldurduğunu, söyleyerek, Eski Cumhurbaşkanı Demirel de yıllarca kıvrak zekâsıyla şapkasından tavşan çıkararak milleti oyalamıştı” dedi.
Başörtüsü İstismar Ediliyor
Yazıcıoğlu, Demirel’in “Başörtülüler Arabistan’a gitsin” sözlerini hatırlatarak, “Sayın Eski Cumhurbaşkanımızın Suud’a göndermeye çalıştığı kızlarımız Suud’a gitmediler, şikâyetlerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürdüler. AKP de Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre üniversitelerde başörtüsü takmak suçtur diye savunma gönderdi” dedi ve AKP iktidarının Leyla Şahin davasında da başörtüsü davasının arkasında durmuş gibi davrandığını ifade ederek, başörtüsü konusunu iktidarın da muhalefetin de istismar ettiğini söyledi. Aslında Anadolu çocuklarının mağdur edildiğini belirten Yazıcıoğlu, “İktidar da muhalefet de başörtüsü konusunu istismar ediyor, ama yırtılan Hacı Bekir’in yakası” şeklinde konuştu.
TMY’nin de aynı noktada olduğunu savunan Yazıcıoğlu, “Sadece 6. maddeye takıldık kaldık. İktidar bir tasarı hazırlamış, milletin gündemine bu tasarıyı soktu. Bu tasarıyla mütedeyyin, mümin, Müslüman, inançlı insanların hayat alanları daralıyor, terör örgütünün ise önü açılıyor. TMY diye çıkarılan bu kanunla tam tersine terör örgütünün üst düzey yöneticilerine af getiriliyor, terör örgütü rahatlıyor. Öbür tarafta şiddete başvurmadan, fikrini, inancını, siyasi düşüncesini açığa koyanların önü kesiliyor ve Türkiye Cumhuriyeti açık cezaevi haline dönüştürülüyor” diye ekledi.
Bir İleri Bir Geri Gidiyorlar
TMY’nin çok ciddi bir şekilde incelenmesi gerektiğini ifade eden Yazıcıoğlu, AKP iktidarının hiçbir kesimden görüş almadan yasalar çıkardığını ve bir ileri bir geri gittiğini söyledi.
AKP iktidarının ilginç uygulamaları olduğunu belirten Yazıcıoğlu şöyle konuştu: “Hiçbir kesimle görüş alışverişi yapmadan, ‘ben yaptım, ben yaparım, ben doğrusunu biliyorum’ anlayışı içerisinde yasalar çıkarıyor, sonra da mahkemeden geri dönüyorlar. Bazen de mahkemeye bile gitmeden yolda attıkları adımı geri alıyorlar. Bir ileri bir geri, bir sağ bir sol. istikametsizlik var. Dış politikada olduğu gibi iç siyasette de böyle. Kanunlar çıkarırken de böyle. İktidar milletin önem verdiklerine önem vermiyor. Milletin karşı çıktıklarını gündeme taşıyor. Millete rağmen gerektiğinde dayatıyor. Milletin taraf olduğu konularda adım atmıyor. İlginç bir yaklaşımı var. Çok önemli bazı tartışmalı konularda iktidar muhalefet gibi yaklaşmak suretiyle sadece polemikte var oluyor. Başörtüsü meselesinde eski Cumhurbaşkanı Sayın Demirel ‘Başörtülüler Suud’a gitsinler, orada okusunlar’ diyor. Bu sorunu çözme mevkiinde olan Sayın Başbakan da laf yetiştiriyor, polemiğe katılıyor. O da Demirel’i başka yere gönderiyor. Sorun tartışmadan öteye gitmiyor.” Yıldız ise Yazıcıoğlu’na katıldığını belirterek, AKP iktidarının topu taca attığını söyledi.
İstanbul Sokakları Güvensiz
Yazıcıoğlu, AKP iktidarına seslenerek, “İstanbul sokaklarında bile güvenliği sağlayamıyorsunuz. Kapkaç, gasp kol geziyor. Şimdi suçlular güven içinde. Karakola gelince mağdur olanlardan daha rahatlar. Avukatları geliyor, devlet karşılıyor. Susma hakkımı kullanırım, bana derhal çay getirin diyor. Ne isterse yapılıyor. Ama mağdur olan, ezilen, gaspa, tacize uğrayanlar bu ülkede daha mağdur duruma sokuluyor” dedi.
Türk’ün Ahlaki Değerleri Hesaba Katılmıyor
“Avrupa ile yapılan uyum yasalarında Türk’ün ahlaki değerleri hesaba katılmadığı için bu şekle dönüştürüldü. Bu yasalarla yeri geldiğinde bırakın şiddete dayanan gizli örgütlerle mücadele etmeyi, açık bir şekilde gaspı, kapkaçı bile önleyemiyorlar. Savcılık emniyete topu atıyor. Emniyet savcılığa. İktidar da topu taca atıyor. Millet de gelecek baharı beklemek zorunda kalıyor” diye ekledi.
Yaramızı Kanatıyorlar
Terörle mücadele konusunda özel bir yasa gerektiğini belirten Yazıcıoğlu, bütün dünyada da bu böyle yapılır diyerek, Türkiye ve Avrupa’daki terörle mücadele yasalarını karşılaştırdı: “Terörle mücadele için elbette özel kanun gerekir. Bütün dünyada böyle yapılmaktadır. Avrupa’da terörle mücadele eden özel savcılar var. Terörle ilgili herkes o savcılıkla muhatap olur. Şiddet herkesin karşı çıktığı herkesin dışladığı bir husus olarak görülür ve bakılır. Ama TMY’de iç içe sokulmuştur. Dolayısıyla bu tasarı, yaramıza merhem olmayacak, yaramızı açacak, kanatacak gözüküyor. Bu bakımdan bu yasa tasarısı çekilmeli ve terörle gerçekten mücadele edecek bir kanun çıkarılmalıdır. Güvenlik ve demokrasi birbirini yok eden sarmal olmamalıdır. Hem güvenlik içerisinde olmalıyız hem de özgürlüğümüzü korumalıyız. Eğitim, siyaset, ticaret yapma hakkı düşünce ve inanç özgürlüğü korunacak. Bu dengeyi kurmak zorundayız. Devlet ve iktidar olmak da budur. İktidardan beklenen de budur.”
İrticanın Yeni Adı Terör Olacak
Öte yandan, Yıldız, AKP iktidarının bu yasada ısrar etmesiyle irticanın yeni adının terör olacağını öne sürdü. Yıldız şunları söyledi:
“Bu yasa toplum içinde hukuk yoluyla suçlu yaratmanın aracı olacaktır. Umarız bu uyarımız dikkate alınır ve gereken yapılır. Aksi halde, bu ülkenin dindar insanlarının boyunlarına asılan irticacı yaftasından sonra, bir de terörist yaftası asılmış olur ki, buna zemin hazırlayanları bu ülkenin insanları da affetmez, tarih de…”
Konuşmasında siyasi düşünce özgürlüğü ve terör arasındaki farka dikkat çeken Yıldız, “TMY ile, silahsız örgütlerin ve sivil toplum örgütlerinin de propagandası suç haline getirildi” dedi. TMY ile, siyasi düşünce özgürlüğünün engellenmek istendiğini belirten Yıldız, TMY’nin demokrasiden ve özgürlüklerden büyük bir geri adım olduğunu ileri sürdü.
“Bu yasa, bu haliyle meclisten geçerse, Başörtüsü yasağını protesto etmek, kuran yasağı kalksın demek, herhangi bir derneğe ya da vakfa kurban derisi bağışında bulunmak, en önemlisi de bu tür eylemlerden övgüyle söz etmek, terör ve teröre yardım ve yataklık etmek sayılacak. Bu haberleri vermek, savcının iki dudağının arasında olacak ve savcı isterse, bir gazeteyi 15 ila 30 gün arasında kapatabilecek. Tasarı ya tamamen geri çekilmelidir ya da özgürlükleri tırpanlayan maddeler tasarıdan çıkarılmalıdır. Amaç terörle mücadele ise, mevcut yasalar yeterlidir” diye ekledi.