Yayın hayatına yeni başlayan Kırmızı Bülten Dergisi, 33 yıllık sırrı kapağına taşıdı:
“1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında Türkiye’ye uygulanan ambargoyu kaldırmak için büyük çaba sarf ettim. O dönem ABD’ye en az on kez gittim. Günlerce kaldım. Son gittiğimizde ambargoyu neredeyse kaldırtacaktım. ABD Başkan Yardımcısı Rockefeller de yardım ediyordu bize. Sonradan öğrendim ki, Türkiye’den çok üst düzey biri (Demirel mi sorumuza, “Ben ismini vermeyim” yanıtı veriyor) heyettekileri arayarak, “O adam ambargoyu kaldırtmış biri olarak Türkiye’ye dönmesin” demiştir. Ambargo 1978’e kadar sürmüştür. 20 dolarlık bir uçak yedek parçasını karaborsadan güç bela 600 dolara bulabiliyorduk. Türkiye çok büyük sıkıntılar çekmiştir bu nedenle. Bu kişinin beni kendisine rakip olarak gördüğünü düşünüyorum.
O dönemde ilginçtir, artık Amerikan Senatosu koridorlarında o kadar sık görmüş ki, bir sabah Başkan Yardımcısı Rockefeller ile karşılaştığımızda “Günaydın Sayın Senatör” diye selamladı. Gerçekten beni kendi senatörlerinden biri zannetmişti sanıyorum.”
“Anayasa Dışişleri Bakanı olmamı engelliyor”
İnan’ın bir başka çarpıcı açıklaması da bir türlü Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturamaması ile ilgili oldu. “Türkiye’de İngiltere ve ABD’nin onaylamadığı kişi Dışişleri Bakanı olamaz” diyen İnan, şunları söyledi:
Sanki Anayasa’da görünmez harflerle “Kamran İnan Dışişleri Bakanı olamaz” diye bir madde varmış gibi bir türlü Dışişleri Bakanı olamadık. Pek çok bakanlığa, Başbakanlığa bile vekâlet ettim, ama Dışişleri Bakanlığı’na vekâlet bile edemedim. Demek ki Dışişleri Bakanları atanırken farklı kriterler gözetiliyor. Bu ülkede bir Başbakan, “Ben ABD’ye, İngiltere’ye danışmadan Dışişleri Bakanı atayamam” demiştir. Acı olan budur. Demek ki bu türden bir engel vardı benimle ilgili olarak.”