Bugün saat 15.00’te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la Dolmabahçe’deki ofisinde görüşecek Feyzioğlu’nun Başbakan’a da aynı önerileri sunması bekleniyor.
Feyzioğlu, önümüzdeki hafta arasındaysa Meclis Başkanı Cemil Çiçek ile CHP, MHP ve BDP liderleriyle görüşme talebinde bulunacak.
Sıcak gündemin gittikçe hararetlendiği şu günlerde Feyzioğlu’nun ismini de daha çok duyacağız gibi görünüyor. Kimdir Feyzioğlu? Hikâyesine kısaca bir göz atalım… CHP’nin efsane isimlerinden, cumhuriyetçiliğiyle ve ‘şahinliğiyle’ tanınan Prof.Dr. Turhan Feyzioğlu’nun torunu... 1969’da doğduğunda annesi vefat edince, dedesi ve anneannesi tarafından evlat edinilir.
1986 yılında TED Ankara Koleji'nden, 1990 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olur. 1992 yılında Kamu Hukukuyüksek lisansını tamamlar. Kamu Hukuku alanında 1995 yılında doktor unvanını alır.
Columbia Üniversitesi'nde hukuk İngilizcesi sertifikasını alır. 2000 yılında doçent, 2005 yılında profesör olur.

1991’den beri kayıtlı olduğu Ankara Barosu'nun, 10 Ekim 2010’da başkanlığına seçilir. 18 Temmuz 2012’de CHP Parti Meclisi üyesi olur. 26 Mayıs 2013’te yapılan Türkiye Barolar Birliği 32. olağan genel kurulunda Türkiye Barolar Birliği'nin 8. başkanı seçilmesinin ardından parti meclisi üyeliğinden istifa eder. Evli ve iki kız çocuğu babasıdır.
Feyzioğlu’nun ismi 2009’da ilginç bir davayla haberlerde yer almıştı.
‘Münevver Karabulut Cinayeti’ başlığıyla epey uzunca bir süre kamuoyunun gündeminde yer alan olayda, cinayet sanığı Cem Garipoğlu’nun babası Nida Garipoğlu’nun avukatlığını üstlenmişti.
O sıralarda kadına şiddetle mücadele eden ‘Gelincik Projesi’nin de başkanlığını yürütmesi bir çelişki olarak görülmüş, Feyzioğlu bu nedenle tepki çekmişti.
Feyzioğlu’nun konu edildiği, bir söylenti biçiminde yayılan ve kamuoyunda yine çokça konuşulan olaylardan bir diğeri ‘türban’ meselesiyle ilgiliydi.
Feyzioğlu, Gezi Parkı eylemleri sırasında vefat eden Ali İsmail Korkmaz henüz komadayken Eskişehir’e gidip hastane ziyareti yapmış, Ankara’ya dönmek için hızlı trene binmişti.
O günlerde herkesin konuştuğu olay da burada başlıyordu. İddiaya göre yabancı bir gazeteci Feyzioğlu’nu telefonla arar ve telefonda Gezi Parkı’ndaki polis şiddeti hakkında konuşulur.
O sırada konuşmaya kulak misafiri olan türbanlı bir yolcu Feyzioğlu’na sinirlenip onun yalan konuştuğunu söyler.
Tartışma büyür ve iş itiş kakışa, birbirlerini trenden kovmaya çalışmaya kadar varır… İddialar konuşulmaya devam ederken, Feyzioğlu’nun tren bileti aldığı ama trene binmediği ortaya çıkar.
Feyzioğlu’nun ismi, bugün kendisiyle görüşecek olan Başbakan’ın tepki göstermesiyle de gündeme gelmişti.
Geçtiğimiz Eylül ayında, 2013-2014 adli yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada Başbakan’ı eleştirmiş, onun sıklıkla kullandığı ‘milli irade’ kavramı hakkında, “Milli irade tabiri daha ziyade, giderek otoriter eğilimler sergilemeye başlamış siyasi iktidarların tercihi olmuştur” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Başbakan Erdoğan’ın kendisine yanıtı sert olmuştu: “Baro başkanının yargı yılının açılışında konuşması yanlış. Yargıtay Kanunu’nda böyle bir hakkı yok. Bir daha böyle bir durum söz konusu olursa, açılışa asla gitmem. Ayrıca, yargı yılı açılışı gereksiz bir durum. Hükümet yılı açılışı var mı? Yargı açılışını kendi içinde yapsın.
Zaman zaman polemiklerin içinde gördüğümüz Feyzioğlu’nun ismi, kritik zamanlarda ‘ulusalcı’ kesimin favori ismi olarak CHP Genel Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı için de geçiyor.(vatan)