Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören, Beşiktaş kulübünü 430-450 milyon TL borçla bıraktığını, şimdi ise borcun 1 katrilyonlarda olduğunu ifade etti.
Lig TV'de canlı yayında Şansal Büyüka'nın sorularını yanıtlayan TFF Başkanı Yıldırım Demirören, gündemdeki konulara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Büyüka'nın, "Kamuoyunda bir kesimin, 'Beşiktaş'ı borca batırdı, şimdi Türk futbolunu nasıl yönetecek' diye bir düşüncesi var" ifadesi üzerine Demirören, şunları söyledi:

"Konumum olarak bu soruya çok uzun cevap veremeyeceğim. Biz kulübü bırakırken 430-450 milyon TL borçla bıraktık, şimdi ise borç 1 katrilyonlarda. Kulüplerimiz borçlanarak büyümek, borçlanarak taraftarını memnun etmek ve yatırım yapmak için mücadele ediyor. Her başkan taraftarı ve camia için hareket ediyor. Gelirler giderleri karşılamıyor, giderler gelirlerden fazla. Manchester United bile aynı durumda. Biz de Federasyon olarak "Mali Fair-Play"i getirmemiz gerektiğini söylüyoruz. Kulüplerimizin mali durumlarını düzeltmemiz lazım. UEFA'nın dayattığı kulüpler Avrupa'ya gidecek kulüpler. Türkiye'de onun haricinde bir sürü takım ve PTT Ligi var. Biz TFF olarak kendi mali kriterlerimizi de koyacağız. Ancak böyle Türk futbolunu kurtarabiliriz. Türk futbolunu biz idare ediyoruz, kimse idare etmeye kalkmasın. Bunu herkes bilmeli. Kulüp başkanı dediğiniz kişi, belediye başkanından, x başkandan daha önemli. Ancak biz futbolu değil hakemi tartışıyoruz. Herkes ileriye bakıyor. Hakem hatası oyunun doğasında var ve olacak. Buna göre hareket etmemiz lazım. Kulüp başkanlarımızın taraftara değil, futbola oynaması gerek. Biz eski değiliz. Eskiyi değiştirmek için eleştiri alıyoruz. Art niyetli bir hakemimiz varsa gerekli her şeyi yaparız, ama istikrarı sağlayamadığımız sürece nereye varacak? Hepimizin eskiden kurtulması lazım. Türk futbolunun lideri TFF ise bunu herkesin kabul etmesi şart. Kafalar değişecek, çok güzel bir yeni nesil geliyor."

"SAVCILARIMIZI GÖREVE ÇAĞIRIYORUM. DAVA AÇMALARI LAZIM"

Kulüp başkanları ve yöneticilerin yaptığı açıklamalarla ilgili de Demirören, "TFF talimat ve belirli kurallar çerçevesince çalışıyor. Bizim vereceğimiz cezalar, 50-100 günlük cezalar. Ben buradan savcılarımızı göreve çağırıyorum. Dava açmaları lazım. Kulüplerin ve yöneticilerin yaptığı birçok açıklama 6222 sayılı kanun çerçevesinde incelenmeli. Bugün e-bilet, Passolig sayesinde kavgalar, küfürler azaldı. Yöneticilerimiz bilinçli olursa hepsi düzelecektir. Futbolumuzun marka değeri gidiyor. Hepimiz aynı gemideyiz" diye konuştu.

"PASSOLİG SAYESİNDE İSTEMEDİĞİMİZ TARAFTARLAR ARTIK STATLARA GELMİYOR"

Passolig kart satışının 800 bini geçtiğini de açıklayan TFF Başkanı Demirören, şu ifadeleri kullandı:
"Seyircilerimiz azaldı ama istemediklerimizin çoğu gelmiyor böylece. Seyirciler Passolig ve e-biletten dolayı azalmadı. Passolig adeti 800 bini geçti. Kulüpler eskiden bedava bilet dağıtıyordu. Passolig sayesinde istemediğimiz taraftarlar artık statlara gelmiyor."

"PROFESYONELLİĞİ TAM BECEREMİYOR YERLİ OYUNCULARIMIZ, KUSURA BAKMASINLAR"

TFF Başkanı Yıldırım Demirören, yabancı sınırlamasıyla ilgili de şunları söyledi:
"Yabancı sınırı kararını kulüplerimizle beraber aldık. Ben de azalmasını istiyordum. Ancak getirdiğimiz bu sistemin hatalar verdiğini gördük. Fatih Hocamız 9 ay, 1 seneye yakın bir çalışma yaptı. Yabancı azalınca yerli oyuncunun fiyatı arttı. Yerli oyuncular kendine bakmaz oldu. Rekabet yok çünkü. Aldıkları oyunculardan verim alamaz oldular. Yabancı değil, yerli kuralı aldık bu yüzden. Profesyonelliği tam beceremiyor yerli oyuncularımız, kusura bakmasınlar. Onun için de değiştirdik.  Mali kriterlere göre transfer kuralı getirdik. Ancak yapılandırılmış borcu saymıyoruz. Böylece kulüplerimiz büyük paralarla borçlanmayacak, ayağını yorganına göre uzatacak. Muhakkak aksaklıklar olacaktır ama bu 4 yıl uygulanacak. Eksiklerimiz varsa, arada rötuşlar olur. Her yabancı için federasyona bir ücret ödenecek. Cuma günkü yönetim toplantımızda buna karar vereceğiz. Bu gelir, yerli oyuncu oynatan kulüplere dağıtılacak. Yerli kaleci oynatırsa daha fazla puan alacak. Bir kulüp bunu yaparsa 3-4 milyon Dolar kadar ek gelir elde edecek. Türk oyuncu sayısı arttıkça rakam da artacak. Kulüp ikinci lige düşüyor diye 5'i sahada olmak kaydıyla yabancı oyuncu serbestliğini 10 kişiye çıkardık."

'MENAJERLİK SİSTEMİLYE İLGİLİ BELKİ AÇIKLAMA YAPABİLİRİZ
Yeni bir menajerlik sistemi getirdik. Benim döneminde futbolcu kardeşini babasını getiriyordu. Yöneticilerimizin bilinçli olarak hareket etmesi lazım. Biz federasyon olarak diyoruz ki, kulüplerimiz şeffaf olmalı. Federasyon mali kriterleri olarak artık bunları kabul etmeyeceğiz. Bizle ilgili değil ama belki menajerlik sistemiyle de ilgili bir çalışma yapabiliriz. Nisan ayında yeni bir düzenleme gelecek.

Biz Federasyon olarak tüm kulüpler şeffaf olsun diyoruz. Yan kuruluşları kabul etmiyoruz. Hem kulüp, hem AŞ'yi incelemekle yetkili kuruluş ve bunu yapmalı.

Biz ne karar aldıysak geçmiş dönemde kulüplerimizle birlikte aldık. Biz bunu düşürürken kulüplere sorduk, ben de azalmasını istiyordum. Ama geçen süreç içerisinde yabancıyı kısıtlama sistemi sorun getirdi. Fatih Hoca da bir çalışma yapacağını söyledi. 1 sene ekibiyle çalıştı. Yabancıyı kısıtladık yerli oyuncunun fiyatları arttı. Kulüpler yerlilere çok büyük paralar verdi.

Maalesef yetişme ve eğitim sistemimiz malum. Bu kulüplerimize zarar verdi. Hocalarımızın yaptığına yerli devrimi olarak baktım. En fazla 14, en az 14 yerli ile ama mali kriterlere göre yapılması kararını aldık. Sen oynayan oyuncunun parasını vermiyorsun öte yandan milyonlar harcıyarak yeni futbolcu alıyorsun. Bu yeni uygulamayı tüm kulüplerle birlikte 4 yıl uygulama kararı aldık. Buradaki amaç kulüplerin büyük paralarla borçlanmasını önlemek. Gerekirse transfer yapmalarını engellemek.

HAVUZDAN ÇIKAN KULÜP MAÇINI YAYINLATAMAZ

Onu da düşündük ve ikinci ligdeki (PTT 1. Lig) yabancı sayısını 10'a çektik.
Sadece Avrupa'ya gideceklerin değil tüm kulüplerimizin mali denetimine uymalı. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor.

Kulüplerimizin bütçelerinin en büyük gelir kalemi yayın kuruluşundan gelen paralar. Bir kulüp isterse havuzdan çıkamaz. Hiçbir kulüp ihale süresince çıkamaz. Çıkan bir kulüp olursa, hiçbir maçını yayınlatamaz.

Türkiye Kupası için yayıncı kuruluşla görüştük. Futbolu herkese izletiyoruz ve finale ayrıca 5 milyon TL'lik ödül koyduk. Bizler camiaları idare ettiğimiz için işimiz çok zor.

Biz ihtiyaç olan yerlere gidip, kendimiz yatırım yapacağız. Bugün altyapıya bir kulübün önem vermesi için senede 10 milyon TL para harcaması lazım. Sahaların artması, zeminlerin düzeltilmesi lazım. Futbolun kurtulması hafta sonu konuşulan hakem değil. Altyapıya önem vereceğiz.

Stat zeminleri çok kötü. Biz de maçı oynatmak gerekiyor. Hava şartları, toplumsal olaylar ve zeminin futbol oynamaya hiç müsait değilse oynatılmıyor. Fikstüre göre maçları erteleme lüksümüz pek yok. Kulüplerimiz zemin için anlaştıkları firmalarla gerekli bakımı yaptırmıyor. Statların zeminleriyle ilgili TFF'nin uzaktan yakından alakası yok. UEFA ve FIFA'dan gelecek yetkili kişiler kulüplerimizi zemin konusunda bilgilendirecek.

Federasyonumuz kurulduğu günden bu yana mali anlamda en güçlü dönemini yaşıyor.

MELO MUHATABIM DEĞİL
Burada bizlerin verdiği cezalar yeterli değil. Savcılarımızın da devreye girmesi lazım. Futbolun içinde yapacağınız her şey 6222'ye girer. Maç öncesi hakemi aramak yanlış yerlere gidebilir. Sadece İbrahim Bey için konuşmuyorum. Biz konuştuklarımızı çok tartmalıyız. Yarın başka başkan arar, yarın futbolcu çıkıp arar... Bunun altından nasıl kalkacağız... Aramaya devam ederse, ona göre cezasını alır. Ne kadar yaparlarsa, federasyon da cezasını verir.

Yoksa o kişiyle aramızda sıkıntı yok. TFF'den taviz yok. Bülent Yıldırım konuşur konuşmaz Sayın Namoğlu'nu aradı. Tüm alternatifleri düşündük. Ben ilk gün de söyledim, hakemlerime güveniyorum. Ben de daha önce konuşarak hata yaptım. Yapmayın masanın o tarafıyla burasa farklı, hata her zaman olacak.

Hakemlerin telefon numarasını değiştirtmem. Çok istiyorlarsa MHK'yı da onlar seçsin.

Yeni hakem, maçın ertelenmesi ve aynı hakemle devamdı. Biz 3. şıkta mutabık kaldık. Ben de aradım Bulent Hoca'yı. O yönetmek istedi. Bülent Hoca gibi değerler kolay kazanılmıyor. Bülent Yıldırım Fenerbahçe-Trabzon maçından yüzünün akıyla çıktı.

Profesyonel hakemlik için çalışmalara başladık.

Melo benim muhattabım olamaz, ben de onun olmamam lazım. Çok değerli bir camianın oyuncusu. Benim Melo ile bir problemim yok. Çok önem verdiğim bir camianın oyuncusu olduğu sürece bir problemim yok.

FENERBAHÇE'YE YAKIN DEĞİLİM
Federasyon başkanı olarak herkese eşit mesafedeyim. Fenerbahçe'ye neden yakın olayım? Bir kere ben Beşiktaşlı'yım. Ama konumum nedeniyle herkese eşit uzaklıktayım. Galatasaray, Fenerbahçe büyük saygı duyduğum büyük camialar. Benim eşim Oflu, çocuklarım Karadeniz kanı taşıyor. Ben İnegöllü'yüm, Bursa'ya niye kastım olsun. Herkesle mesafem aynı...

Seyirci yasağı için 4 kulübün anlaşması lazım ve İl Güvenlik Kurulu'nun da onay vermesi lazım. Kalkması da lazım artık...

TEPKİLERDEN ÇEKİNMEM
Ben Avrupa'da da sordum, federasyon başkanları maça gitmiyor. Neden bir tepkiden çekineyim. Ben İstanbul'da yaşıyorum. Bu sefer İstanbul'dakilere gideceğim, Anadolu'dakilere gidemeyeceğim. Artık buraları geçmemiz lazım.

Fatih Terim ile aramızda çok iyi bir abi-kardeş ilişkisi var.

Yayın gelirlerinden aldığımız aldığımız yüzde 12'lik payın büyük bölümü amatör kulüplere veriliyor.

Her büyük turnuvaya katılan bir Milli Takım yaratmalıyız.

Maalesef kulüp taraftarlığı Milli Takım taraftarlığının önüne geçti.

Amatör kulüplerin deplasman masraflarını Futbol Federasyonu ödüyor.