Ben bu görevden kaçamazdım, işte bu vatana ihanet olurdu. Sayın Bahçeli ve Sayın Kılıçdaroğlu benim adımı ilan ettikleri zaman farklı kesimlerden gelen çok güzel tepkiler oldu.

Hatta Ak Parti'nin içerisinden beni teşvik edenler ve bu teklifi kabul etmemi isteyenler oldu.

Bu makama kendinden başkasını layık görmeyenler bu halkı tanımıyor demektir

Ben bu adaylığı kabul ederken anti tez olarak düşünmedim.

Kanun meydanda, anayasa meydanda herkes bu yarışa katılsın.

Biz en baştan beri bu yarışı çelebice,  centilmence yapalım dedik ve sözümü eriyim, ben polemik yapmaya gelmedim.

Başa kim gelirse saygı duymamız gerekir.

Siz istediğiniz partiye oy veriniz, bu sizin hakkınız. 3 isim 3 resim… Bir tanesini seçeceğiz. Bu üç isimden sizin için en uygunun seçmeniz lazım.

Parti tercihiniz bir yana bırakacaksınız, onu gelecek yıl kullanırsınız. Bu benim devletimin başkanı olsun diyeceksiniz…

Ben Aydın’ yol yapacağım,  köprü yapacağım cumhurbaşkanının böyle bir yetkisi yoktur. Bu aradaki farkı görmemiz lazım.

Burası böyle bir ülke değildir, anayasa vardır. Diyorlar ki bu ilk olacak, halk seçecek. Doğrudur…

Fakat bunu nasıl kullanacaksınız. Size oy veren yüzde 50 deniliyor.. Biz yüzde 60 bekliyoruz! Bana yüzde 60 oy verdiler, diğer yüzde 40 ne olacak?

‘Hayır ben onları adam yerine koymam’ yok öyle bir şey!

Siz ‘başbakanın görevlerini de uygulayacağım’ derseniz kriz yaşanır.

Köprüyü, barajları hükümet yapsın, devlet yapsın Köprüyü bayındırlık bakanlığı yapar, cumhurbaşkanı yapamaz sadece yol gösterebilir.

Rolleri değiştirmek veya birleştirmek olamaz, bu çok tehlikeli bir yolculuk olur.

16 Haziran’dan itibaren değişik semtlerde, halktan sokaktaki insanların gösterdiği ilgi Türkiye’nin değiştiğini gösterir.

Hiç kimse kendi aralarında yaptıkları seçim planlarının geçerli olduğunu düşünmesin.

Bu devlete Allah zeval vermesin