Yazıcıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, ''IMF'ye, bir başka deyişle, küresel düzene sadakatin ölçüsünün borç olduğunu, bir liderin, ülkesini ne kadar çok borçlandırırsa, o kadar sadık kabul edildiğini'' ileri sürdü.
Türkiye'nin, sürekli cari açık veren bir ülke olduğunu belirten Yazıcıoğlu, açıklamasında ''Bu demektir ki Türkiye'nin borçları sürekli artacaktır. Borçları sürekli artan bir ülkenin, IMF'ye borcunu ödemesinin anlamı şudur: Tefeci değiştirmek. Daha düşük faizle tefeci bulursan, borcunu değiştirebilirsin. Buna kimsenin bir diyeceği olmaz. Ama bu, borç ödemek değil, borcu değiştirmek veya döndürmektir'' görüşünü ifade etti.
Yazıcıoğlu, açıklamasında şunları kaydetti:
''Yıllarca bütün kaynaklarını borç faiz ödemelerine ayıran, çalışanına, emeklisine, sağlığına, eğitimine bütçe ayırmaktan yoksunlaşmış, bütün iktisadi politikalarını, borçlandığı IMF'nin belirlemekte olduğu, dış politikasını bu kuruluşa hakim durumundaki ABD'nin belirlediği Türkiye'yi yönetenler, gerçekleri daha ne kadar halktan saklayacaklar?
Türkiye'nin ''tekelci sermaye için fırsatlar ülkesi haline getirilmek istendiğini'' savunan Yazıcıoğlu, IMF ile anlaşmaya son verilmesini istedi. Yazıcıoğlu, şöyle devam etti:
''Türkiye'nin kurtulması için IMF'den kurtulmak, IMF'den kurtulmak için de AKP'den kurtulmak şarttır. Zira AKP, IMF'nin taşeronluğundan başka hiçbir iş yapmamaktadır.
Türkiye, IMF'yi Arjantin ve Brezilya'dan çok daha kolay sırtından atar; tarım, sanayi ve milli işletmelerimiz üzerindeki Demokles'in kılıcı ve kotalardan da çok daha rahat kurtulur. Yeter ki çözüm milli olsun. Gerçi milli çözümlere gözünü yuman kartel medyası ve hükümet, milli modelleri ne kadar örtbas etmeye çalışırsa çalışsınlar güneş balçıkla sıvanmaz. Milletimiz; köy köy kasaba kasaba dolaşan ve milli çözümler üreten kendi içinden çıkan dahi evlatlarını bulacaktır.''