İşte Türkiye'nin yakında nelerle muhatap olacağı Osman Öcalan'la yapılan bu söyleşi Barzanici site Kerkük Kürdistanede yayınlanmıştır.
Arif Zêrevan: — Kürdistan’ın kuzeyi için hedefleriniz ve talepleriniz nelerdir? Kürtler için hangi hakları talep edeceksiniz?
Osman Öcalan: — Makul çözüm neyse onun için adım atmalıyız. Çok büyük şeyleri talep ederek hiçbir şey yapamama durumuna düşmemeliyiz. Çıkarlarımızdan vazgeçmemeliyiz, ancak önümüze makul çözümleri koymalıyız. Makul çözüm de, Türkiye’nin yasalarının değiştirerek yerel yönetimleri güçlendirmesidir. Yerel yönetimlerde, vali ve belediye başkanlarının seçimle işbaşına gelmeleri gerekiyor. Yerel parlamentoların olması, yetkinin yerel parlamento ile merkezi hükümet arasında eşit şekilde dağıtılması gerekiyor, bugünkü gibi değil. Kürtlerin demokratik yollarla temsilcilerini seçebilme ve yaşamlarının düzenleyebilme imkânını sahip olmaları gerekiyor.
Arif Zêrevan: — Sizin bu tarif ettiğiniz sisteme nasıl bir ad koyabiliriz. Vilayetlere dayalı federasyon mu, otonomi mi, belediye idareleri mi veya başka bir idare biçimi mi? Nedir bu sistemin adı?
Osman Öcalan: — Benim sözünü ettiğim, iller federasyonu veya bölgeler federasyonu ya da eyaletlere dayalı federasyon biçimidir. Bana göre illere dayalı bir federasyon talebi, yerinde bir taleptir. Türkiye’de 81 tane il var. Eğer yerel yönetimler güçlendirilirse, bu kadar çok ile ihtiyaç kalmayacaktır. İller esasına dayalı bir federasyonun Kürt sorununu hal edeceğini düşünüyorum.
Arif Zêrevan: — Türk devleti, Kürdistan’ın kuzeyini ikiye ayırmış; bir kısmına “Doğu Anadolu” diyor, diğer kısmına da “Güneydoğu Anadolu” diyor. Yani siz Anayasada Kürdistan kuzeyinin “Türkiye Kürdistanı” şeklinde yazılmasını mı istiyorsunuz?
Osman Öcalan: — Mutlaka toprak olmalıdır. Eğer Kürt milleti varsa, onun toprağı da vardır. Siyasi anlamda değil ancak coğrafi anlamda Kürdistan kelimesi, Türkiye Anayasasında yer almalıdır.
Iğdır'da Zananın söyledikleri PKK'nın sesinden başka bir şey değildir.
Çapulcu Osman tıpkı Zana gibi bölgelere dayalı bir federerasyonu, bu çerçevede Güneydoğu bölgemize kürdistan denmesini, ve Zana'nın mitingte söylediği bir çok şeyin arka planını dile getirmiştir bu söyleşide.
Peki "siyasi intihar saydığımız düşünce bu mudur?" diye sorulabilir.
Tabiki konu bu kadar basit değildir.
PKK içindeki Barzanici kliğin DTP deki sivil uzantısının Zana olduğu bilinen bir gerçektir.
Barzani'nin Osman Öcalan eliyle dışardan; Osmanın da Zana eliyle içerden kurgulamaya çalıştığı söylemin işler mekanizması tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmaktadır.
Peki Zana, Osman'ın yani dolayısı ile Barzani'nin aşağıdaki düşüncelerini ne zaman savunmaya başlayacaktır?
İşte o da TBMM 'ye giren ve bu cenahın desteklediği bağımsız milletvekillerinden ve malum partinin çalışmasıyla başlatılacaktır ve bunun işaretlerinide vermişlerdir. .
Arif Zêrevan: — PKK-Kongra-Gel ile Abdullah Öcalan çok şiddetli bir şekilde AKP hükümetine karşıdırlar. Acaba PDW de o kadar çok AKP’ye karşı mı?
Osman Öcalan: — AKP’nin attığı adımları doğru buluyoruz. Eleştirilerimizle birlikte, AKP’nin Türkiye’yi demokratikleşmeye doğru götürdüğünü söylüyoruz. AKP, oligarşik sisteme karşı demokratik bir sistemi geliştiriyor. Demokratik bir sistem, Kürt sorunun çözümü için de daha iyi imkanlar sunacaktır. Türkiye’nin demokartikleşmesi hem Kürdistan’ın güneyi hem de kuzeyi için iyidir. O nedenle AKP’nin reformlarını destekliyoruz. Ancak AKP’yi Kürtler hakkındaki siyasetinin belirsiz olması nedeniyle de eleştiriyoruz.
Arif Zêrevan: — Amerika 120 000 askeri bir güçle Irak’a girmiş bulunuyor ve bütün bölgeyi kapsayacak esaslı bir takım değişiklikleri yapması da mümkün. Siz Amerika’nın Ortadoğu’daki rolünü pozitif ve ilerici mi buluyursunuz veya Amerika’yı işgalci bir güç olarak mı görüyorsunuz?
Osman Öcalan: — Bütün işgaller kötü değildir. Eğer işgalci bir güç, köhnemiş bir sisteme dur deyip, onun yerine ilerlemeci bir sistem kuruyorsa, bu işgal yerinde olan bir işgaldir. Bilhasa Kürt halkı için böyle bir durumun özgül yanları vardır. Ancak bu ülkelerdeki mevcut sistemler, ne dünya kapitalizminin ne de hiç kimsenin çıkarına değildir. O nedenle Amerika’nın Irak ve Ortadoğu müdahelesini doğru buluyoruz; bu müdahale, Kürt halkının da çıkarınadır. Biz, Amerikan müdahalesini tartışmasız bir şekilde destekliyoruz.
Arif Zêrevan: — Siz marksist-lenininist bir gelenekten geliyorsunuz ve bugün Amerika’nın müdahalesini doğru buluyorsunuz.
Düşüncenizdeki bu büyük değişim nasıl gerçekleşti?
Osman Öcalan: — Benden daha ziyade Amerika değişti. Ondukuzuncu yüzyılda klasik sömürgecilik vardı. Yirminci yüzyılda, dostlarını iş başına getiren yeni bir sömürgecilik vardı. 21. yüzyılda ise, demokratik bir sömürgecilik var. Amerika’nın kendi çıkarlarını düşündüğü doğrudur. Ancak bu çıkarlarını diktatörlük anlayışıyla değil demokratik bir anlayışla sağlamaya çalışıyor artık. Amerika, bütün ülkelerde otoritenin demokratik yollarla kurulmasını istiyor.
Fazla söze ne hacet; Zana; Amerikanın yapmayı düşündüğü işgali öncesi öncü kuvvetleri olarak yüce meclisimize sokmaya çalıştığı askerlerine seçim öncesi birif vermiştir aslında, mesaj iletilmiş görev ''başarıyla'' yerine getirilmiştir.
Ancak unutulan birşey vardır; Kurtuluş savaşında 7 cephede emperyalizme karşı mücadele eden milletim içindeki her türden halkın ihanet dediğimiz olguya hiç bir zaman tahammülü olmamıştır ve bu yüzden asıl yapılmak istenenin farkına vardığında, önce Kürt Halkı geçirecektir, kendi elleriyle kurdukları darağaçlarında, bu hainlerin ipleri boyunlarına.
Açık İstihbarat