İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör, türban tartışmaları sırasında Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın rektörlere yönelik açıklamalarını sert bir dille eleştirdi. Çelik ve Fırat’ın rektörlerin şahsında akademisyenleri tahkir eden sözlerini iade ettiğini belirten Şengör, “Dünyada bilimin dev adımlarla ilerlediği günümüzde ülkelerindeki bilim yuvaları olan üniversitelerin bilim yapma imkânlarını artırmak yerine onları zırvalıkla uğraşmaya mecbur eden iktidarlarını protesto ediyorum” dedi.
Şengör’ün, “son zamanlarda iktidar partisinin ve onun kayıtsız şartsız emrinde görünen bazı bürokratların, rektörlerin şahsında üniversitelere yönelttikleri hücumların yarattığı isyan duygusunu ifade etmek için” yaptığını belirttiği açıklama şöyle:
‘Asıl haddini aşan Bakan’
“İktidar partisinin Milli Eğitim Bakanı ve Başkan Yardımcısı’nın sayın rektörlerimize hitaben söylediği bazı sözler her türlü saygı, görgü ve terbiye kurallarını çiğneyen hakaret derecesindedir ve uygar insan ilişkilerinde yerleri yoktur. Üniversitelerarası Kurul’un verdiği cevap, üyelerinin akademik ve devlet terbiyeleri, kişisel görgüleri nedeniyle asıl haddini aşanın Milli Eğitim Bakanı olduğunu dile getirmemiştir.
Bakan’ın söyledikleri, kendisinin, üniversitenin ve üniversite yöneticilerinin tarihten gelen geleneksel görevleri hakkında hiçbir fikir sahibi olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Öğrencisinin tüm entelektüel dünyası, üniversitenin ilk ve en önemli ilgi alanıdır. Bu konuda hiçbir kurum veya kişinin herhangi bir şekilde müdahaleye ehliyeti yoktur.
Üniversite öğrencisini kendi kuralları içinde seçer ve gene kendi kuralları içinde mezun eder. Ülkemizde geçmişte buna ters olarak yapılan bazı icraat muhtelif yasal kılıflara sokuşturulmuşsa da gayrimeşrudur.
‘Fırat tarihten bihaber’
AKP Başkan Yardımcısı hiç sıkılmadan rektörlerimize okuma dersi vermeye kalkarken, nasılsa kendisinin ve partisinin mensuplarının tarih konusunda sergiledikleri bir bilgisizliği düşünmeden, muhtemelen farkına bile varmadan konuşmuştur.
Kendisinin hukuk hakkında söylediklerinin mesnetsizliğini yetkin hukukçularımız (ve bu arada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) belgeleriyle belirtmiştir. Ancak Bay Fırat, partisinin sürdürdüğü politikanın benzerlerinin dünyada neden olduğu felaketlerden, kardeş kavgalarından, katliamlardan ve kültür kıyımlarından göründüğü kadarıyla bihaberdir.
AKP’nin sözcüleri köleliğin gönüllü türünün bile, hangi dine, hangi kültüre, hangi siyasi doktrine dayanırsa dayansın, insan haysiyetiyle bağdaşmayacağını, insan haysiyetini temel almayan bir demokrasinin ve toplum yaşamının da yaşanmaya değer addedilemeyeceğini de tarihten öğrenebilirlerdi.
‘Galile okusunlar’
Kâinatın en büyük gücü olan insan aklının ve onun insan yaşamına emin, rahat ve mutlu yapan en yüce ürünü bilimin kalesi üniversitenin bir üyesi olarak, sayın rektörlerimizin şahsında hepimizi tahkir eden yakışıksız ve bilgisizce sözlerini Milli Eğitim Bakanı’na ve AKP Başkan Yardımcısı’na huzurunuzda iade ederim.
Dünyada bilimin dev adımlarla ilerlediği günümüzde ülkelerindeki bilim yuvaları olan üniversitelerin bilim yapma imkanlarını artırmak yerine onları zırvalıkla uğraşmaya mecbur eden iktidarlarını protesto ediyorum. Şunu iyi bilmelidirler ki, üniversite mevcudiyet nedeninin kendisine verdiği görevi onlara rağmen de olsa yerine getirecektir. Örnek istiyorlarsa, açsınlar herhangi bir saygın ansiklopediyi ve Galile maddesini okumaya başlasınlar. Önlerinde yepyeni bir dünyanın açıldığını göreceklerdir. Biz öğrencilerimizi işte öyle bir dünyanın bireyleri olarak yetiştireceğiz. Onlar istese de istemese de.”