Tarhan, Adalet Bakanlığı’nın Hakimler ve Savcılar Kanunu’nda da yapılması planlanan değişikleri ANKA’ya değerlendirdi.

Söz konusu düzenlemenin “mevcut sistemin iyileştirilmesi mi, yoksa yürütmenin işinin kolaylaştırılmasına mı yarıyor?” diye soran Tarhan, bakanlık Hakimler ve Savcılar Yasası’nın değiştirilmesi gibi bir konuda YARSAV’ı yok saydığını ifade etti. Tarhan, “Yine yargının en büyük meslek örgütü olan bize, YARSAV’a hakimler yasasının değiştirilmesi sürecinde sormamış aslında bize sormayarak, ülkemizdeki, binlerce yargıç ve savcının da görüşlerini önemsemediğini ortaya koymuştur. Adalet bakanlığı bize bu konuda görüşlerimizi sormak zorunda olduğunu artık kabul etmelidir” dedi.

“YARSAV’IN SÖYLEDİKLERİ OLUYOR”

Yargıda yapılan değişikliklerle ilgili öneri ve çalışmalarının olduğunu bunları kamuoyuna açıklayacaklarını bildiren Tarhan, “Özellikle not sisteminin uygulamada yarattığı sorunları, hal kağıdının kaldırılması gerektiğini, il dışına çıkışta izin yükümlülüklerinin kaldırılması, yargıçların atanma kararnameleri sonrası eşlerinin atamalarında yaşanılan sorunları, performans kriterlerinin tartışmaya açılması gerektiğini çeşitli vesilelerle YARSAV olarak ortaya koymuştuk” diye konuştu.

Önerilerinin Adalet Bakanlığınca “örtülü olarak değerlendirilmesinden” memnuniyet duyduklarını vurgulayan Tarhan, “Bu YARSAV’ın söyledikleri oluyor demektir. Ancak not sistemini sadece Yargıtay uyguladığı için karşı çıkıldığı izlenimi doğru olmaz. Sağlıklı bir analiz yapılmalı, alternatif önerilmelidir. Metinden, ikame bir sistem öngörülmediği anlaşılmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

“BAZI KURUMLAR ETKİSİZ KILINMAYA ÇALIŞILIYOR”

Hakimler ve Savcılar Kanunu’nda yapılacak değişiklikle tüm hakim ve savcıların yargılamalarının bölge adliye mahkemelerinde yapılmasının öngörülmesine de değinen Tarhan, bu şekilde “bazı kurumların etkisiz kılınmaya çalışıldığını” savundu.

Tarhan, kanunda yapılması öngörülen değişiklikleri şöyle eleştirdi:

“Yine birinci sınıf yargıçların ve cumhuriyet savcılarının Yargıtay’da değil, bölge adliye mahkemelerinde yargılanacakları hükmünün düzenlendiği, burada da yargıda kesinlikle olmaması gereken bir anlayışla bazı kurumların etkisiz kılınması için nokta hedef alınarak, operasyonel bir anlayışla hareket edildiği izlenimi doğmaktadır. Oysa yapılması gereken olaysal ya da kişisel değil bütünsel bir değerlendirme ile sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koymak olmalıdır.

Özellikle yargıç ve savcıların üzerindeki gözetim ve denetim yetkisinin HSYK’ya ait olması, yurtdışına gönderileceklere ilişkin yetkinin HSYK veya bakanlığa da bırakılması gibi hususlarda HSYK’nın yürütme etkisindeki mevcut yapısı, genel sekreterliğin bakan tarafından yapılan dizaynı değerlendirildiğinde bu konuda asıl yetkinin bakan ve bakanlık bürokratlarına ait olduğu görülmektedir.”(ANKA)03/01/2011