Biri Türk, diğeri Yunan iki erkek, Yunanistan’a ait Leros adasında birbirlerine özlemle sarılırken ağızlarından düşen bir cümle, “biz artık bir aileyiz” oldu.
Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon da yarışmacıları, “Bu yarışların en büyük güzelliği, birlik, beraberlik ve kardeşliği hem güzel ülkeme hem de komşu ülkelere götürmesidir” diye uğurlamıştı.
Kocadon’un bu dileklerini, Erman Aras, Süleyman Uslu ve yüzlerce denizci  yerine  ulaştırdı.
Türkiye’nin doğusunda kan, gözyaşı ve savaş sürerken, batısında Era Bodrum Yelken Kulübü çatısı altında düzenlenen 28. The Bodrum Cup “Uluslar arası” Deniz Festivali start alıyordu.
Yarışların bu yılki yurt dışı ayağı, 1947 yılında İtalya tarafından Yunanistan’a verilen Leros Adası’ydı.
Leros Adası yöneticileri, Türk yelkenciler için kapılarını sonuna kadar açtı.
Ada’ya girmek için pasaport kontrolu yapmadı. FETÖ ile mücadele için, “çalıştığımız yerden aldığımız kağıtlara” bile bakmadı!
Ortalıkta bir tane bile üniformalı güvenlik elemanı görmedik, rahatsız edilmedik ve kelimenin tam anlamıyla “ailenin bir ferdi gibi” ağırlandık. Sirtaki, Zeybek havalarına karıştı, gecenin karanlığında Ege’nin üzerine yayıldı..
Sezonun son günlerinde Türk akınına uğrayan Leros esnafı, adeta baharı yaşadı. Sadece bir market,” iki günde 80 koli Yeni Rakı sattığını” söylerken, Sirtaki oynar gibiydi.
Adanın tüm koylarına bağlanan 125 adet yelkenlinden inen 1500 civarında yelkenci, adaya dağıldı, kahvelerde tavla oynadı, tavernalarda birlikte dostluk şarkıları söyledi.
Türkiye’den çıkışımız  ise karşılanışımız kadar görkemli değildi.
Her gün gelen Şehit haberleri, Musul-Cerablus-Fırat Kalkanı operasyonları, 15 Temmuz darbesi, FETÖ operasyonlarına rağmen bu yarışmayı düzenleyenler gerçekten zoru başarmışlardı.
FETÖ ile mücadele, bu dostluk-barış-sevgi-birlik-beraberlik yarışının üzerine de gölgesini düşürdü.
Yarışmaya katılan yüzlerce insan, çalıştıkları işyerlerinden “yurt dışına çıkma izni” kağıtları aldı. Yarış günü bu kağıtların sahil güvenlik tarafından kontrol edilmesi bile sorun oldu.
“Ya bir FETÖ’cü kaçarsa” endişesinde olan görevlilerin, yarışların iptal edilmesini istedikleri bile kulağımıza geldi.
Turizmin geldiği noktayı düşününce;
Türkiye’yi tanıtmak ve Türk turizmine katkıda bulunmak isteyenler; savaş ortamında olan bir ülkenin insanı olan Erman Aras’ın neler yaptığına ve neler yapabileceğine biraz dikkat etmeli ve önüne set çekmemeli…
Erman Aras ve Süleyman Uslu gibi insanlara kolaylık sağlamak ve bu yarışlara katkıda bulunmak herkesin görevi olmalı.
Her şey oy ve siyasete tahvil edildiği için, 28. yılını geride bırakan Uluslararası Bodrum-Cup’ın açılışına, devlet -hükümet adına hiçbir katılım olmadığı gibi , çiçek bile gönderilmedi...
Kötü bir Turizm sezonunu kapatırken, yeni dönemden “umutlu” olmak istiyoruz. Siyaset, Turizmin önüne, oy kaygısı da Türkiye Cumhuriyeti’nin önüne geçmemelidir.
Tebrikler ve alkışlar Bodrum sevdalılarına...