Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,3377
EURO
35,1323
IMKB
9,080
ALTIN
2.305,740
 
Hava Durumu ANKARA
8 / 21 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
16 Nisan’da “Hamaset” Kazanacak.
 EMİN VAROL 26 Şubat 2017 Pazar  


Arapça kökenli, “hamaset” kelimesi;
Türk Dil Kurumu’na göre, “ dinleyenleri etkilemek veya heyecanlandırmak amacıyla yapılan abartılı anlatım” anlamına geliyor.
Ekşi Sözlük’e göre de, Arapçada “gaza gelmek” anlamında kullanılıyor.
 
Dün, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “ Halk Oylaması Tanıtım Toplantısı”nda bir kez daha Hamaset’in, Türk insanını ne kadar etkilediğine tanık oldum.
Çok seviyoruz bu kelimeyi. İyi hamaset yapan, bu ülkede yıllarca iktidarda kalır.
İşin özü, değişikliğin içeriği önemli değil. Ne getirip, ne götürdüğü de öyle. Yeter ki iyi hamaset yapın, milletin gönlünü de "oy"unu da kazanın...
 
Ak Parti, bu işi biliyor
 
Ak Parti’nin, merakla beklenen, referandum tanıtım kampanyasını zor da olsa ben de izledim. Günler öncesinden akredite olmak istediğime ilişkin mesajlar gönderdim. Ancak dönen olmadı. Ben de Salı günü grup toplantısında basından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a söyledim. Sonunda davetli basın mensuplarının dışında “boş” bir kart alabildim.
Toplantı günü, Ankara Emniyeti’nin aldığı olağanüstü üstü, olağanüstü güvenlik önlemleri altında salonun kapısına geldim. Polisin elindeki davetli gazeteci listesinde olmadığım için bir genel merkez görevlisinin beni tanıması üzerine, kimlik numaramı bırakarak toplantıya  girdim.
 
İçerisi de dışarısı kadar kalabalıktı. Ak Parti bu işi iyi biliyor. Yine çok güzel hazırlanmış bir kongre salonuyla karşılaştım.
Demirel, Ecevit ve Özal’ın kongreleri geldi, gözümün önüne. İçeri girdiğiniz anda, kalabalıktan, sigara dumanından, sıcaktan, kokudan, organizasyonsuzluktan kaçmak isterdiniz.
 
Ayakta bir kişi bile yoktu. Herkes kendisine ayrılan yerlere oturmuş, ellerindeki Türk Bayraklarını sallıyor gençler, yeni şarkıları söylüyor ve yeni sloganları atıyordu.
Başbakan ve eşi tek başlarına turkuaz renkli  halının üzerinden tribünlere kırmızı karanfiller atıyorlardı etraflarında bir kişi bile yoktu. Rahat rahat görüntü alan foto muhabiri ve kameramanlar bu durumdan çok memnundu.
 
Başbakan Binali Yıldırım kürsüye de tek başına çıktı. İki yanında Prompter camları vardı sadece.Salonda ise 15 Temmuz darbe girişimi ruhu vardı. O gece Şehit olan reklamcı Erol Olçak ve oğlu, salona tepeden bakıyorlardı.
 
Başbakan yanlış yaptı
 
Bu duygusal havayı iyi kullanan Başbakan, konuşmasının ilk yarım saatinde 15 Temmuz gecesi yaşananları anlatarak tribünleri coşturdu.
Ancak, daha sonra bir yanlış yaptı bence. Salonda herkesi susturdu. Elindeki seyyar mikrofonu bıraktı. Kürsünün arkasına geçti. Kendi seçim bölgesi İzmir’den gelenleri de. Belli ki önemli bir şey söyleyecekti.
 
Başbakan, 16 Nisan’da halkın oyuna sunulacak 18 maddelik Anayasa değişikliğini anlatacaktı. Yani işin özüne iniyordu. Halkımız neye oy vereceğini bilsin istiyordu. Doğru da yapıyordu. Ancak yanlış yerde yanlış zamanda...
 
Daha birinci maddeyi anlatmaya başlayınca salon önce esnemeye başladı, sonra da sıkıldı.
2. Maddede ise salon boşaldı. Slogan atılmıyor, şarkı söylenmiyordu. Toplantının havası değişmişti. Maddelerle kimse ilgilenmiyordu. Hamaset istiyordu halk. Ana Muhalefet Partisi’ne sert çıkışlar, hakaretler edilsin, onlar da yuh çeksinler...
 
Ama boşuna. Başbakan Binali Yıldırım, inat etmiş 18 maddeyi de sayarak  neden “evet” denilmesi gerektiğini anlatmakta kararlıydı.
Öyle olunca da salondaki heyecan bir anda söndü.
 
16 Nisan’da halkın oyuna sunulacak Anayasa değişikliği görüşmelerini, Anayasa Komisyonu ve Genel Kurul’da izledim. Adeta, 18 maddeyi ezberledim.
Komisyon’da da, Genel Kurul’da da, işin özü hiç konuşulmadı. Kürsüye çıkanların tamamı maddelerin dışında, siyaset yaptılar, birbirleri hakkında ne varsa söylediler. Kavga ettiler, hakaret ettiler, hamaset yaptılar.
 
Aslında, 18 maddeyi yani anayasa değişikliğini eleştirmek, savunmaktan daha kolay. Yani, “hayır”ın eli daha güçlü.
 
Çünkü, Başbakan Binali Yıldırım 18 maddeyi savunurken, Ana Muhalefet Partisi CHP’nin argümanlarını da çürütmek zorundaydı. Bu da çok kolay olmuyordu.
 
Örneğin;
Başbakan, yeni Anayasa ile yargının bağımsız ve tarafsız olacağını söylerken salondakiler;
Adalet Bakanı’nın, hakim ve savcılar yüksek kurulunun başkanı, müsteşarın ise daimi üye olduğu bir ortamda, yargının nasıl bağımsız ve tarafsız olacağını düşünüyordu.
 
Başbakan Yıldırım, yeni sistemde hükümete Meclis’in değil, milletin güvenoyu vereceğini söylerken de yine salondakiler;
Milletin seçtiği milletvekilleri bakan olamayacak. Cumhurbaşkanı’nın millete sormadan kuracağı hükümetten, milletin haberi bile olmayacak. Peki bu durumda nasıl millet hükümete güven oyu vermiş olacak diye soruyordu.
 
Bakanlar hakkında en etkili denetim yolu olan gensoru önergesinin yerini, cevap vermenin bile zorunlu olmadığı soru önergesinin aldığını söylemek de bir o kadar kafa karıştırıyordu...
 
Cumhurbaşkanı’na Meclis’i fesih yetkisi verildiğinin kocaman bir yalan olduğunu söyleyen Başbakan Binali Yıldırım’ın “Feshetme yok, seçimin yenilenmesi var” derken salondakiler;
İkisi arasındaki farkı anlamaya çalışıyordu. Her ikisinde de Meclis yenilenecekti.
 
Mevcut sistemde kanun teklifi veren milletvekillerinin, yeni sistemde de kanun teklifi verebileceğini söylerken neyin yenilik olduğunu da salondakiler anlamamıştı.
 
Dedim ya, halk oylamasına sunulan 18 maddeyi saymaya başlarsak, “hayır”cıların argümanları daha güçleniyor.
Ancak ülkemizde konunun içeriği değil, hamaseti oy alıyor.
Çünkü, milletimiz Arapça kökenli “gaza gelmek” anlamındaki hamaseti seçiyor.
Ak Parti de bunu çok güzel yapıyor..

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.