Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,5883
EURO
34,8412
IMKB
9.662,000
ALTIN
2.499,210
 
Hava Durumu ANKARA
10 / 21 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
Bu ne yaman çelişki...
 SEZAİ BAYAR 30 Ocak 2015 Cuma  

2002'de AKP'nin iktidara gelişine “devrim” diyenlerin, ümmete dayalı

siyasetinin bugünlerde “Yeni Türkiye”ye evrileceğini belki düşünmediler

ama başkanlık sistemine geçilmesi için yıllar önce düğmeye basıldığı

aşikarmış meğer.

Bizler atlamışız bu projeyi (!)

Hayal edilen proje, “Yeni Türkiye” ve Başkanlık Sistemi”ne geçiş

bölümlerinden oluşuyormuş.

Peki bu noktaya nasıl gelindi?

Bu Erdoğan'a ait “hayal” gerçekleşebilir mi?

Anayasa değişmeden sistemin hayata geçirilmiş “gibi” yapılması iktidar

kadrolarını, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve partisini kötü bir gelecek

beklediğinin işareti sayılabilir mi?

Bu soruların yanıtları şu anda yok.

Oysa tartışılmaz değil sanırım.

AKP öncesine gidersek, Başkanlık Sistemi arayışlarının Özal ve Demirel

dönemlerine uzandığını hemen hatırlayabiliriz.

Gerek Özal ve gerekse Demirel “vesayetci” yönetimlerden “el­aman”

dedikleri, ancak bunu fazlaca seslendiremedikleri için parlamenter

sisteme en yakın olan ve demokratik yönetimlerden biri sayılan başkanlık

ya da yarı başkanlık sistemlerini araştırdılar.

Özal pragmatikti, kendisi araştırdı.

Demirel, Özal'dan daha tutucuydu, daha gerçekciydi, ağızdan dolma

bilgilerle yetinmedi, bu konuda araştırma yaptırdı.

Cumhurbaşkanı olarak Çankaya'ya çıktıktan sonra Demirel, Avrupa'daki

uygulayıcı ülkelerden Fransa'ya yöneldi.

Kıta Avrupasında Başkanlık sisteminin ilk uygulayıcısı İsviçre'ydi ama

Fransa. toprakların büyüklüğü ve nüfus açısından Türkiye'ye daha uygun

model olabilirdi.

Fransa'nın önce gelen Anayasa Profesörlerine danışıldı, fikirleri alındı,

araştırmada onlarca bilim adamı görevlendirildi ve kapsamlı bir yarı

başkanlık sistemi dosyası ortaya çıktı. Dosya Cumhurbaşkanı Demirel ve

kurmaylarının çnüne kondu.

Ama Demirel bu sistemi hayata geçiremedi.

Hatta yapılan çalışmalara değinmedi bile.

Nedeni ise hala açıklanmış değil.

AKP'nin Anayasacılarına gelince...

Başkanlık sisteminin amansız savunucusu AKP'nin Kayseri Milletvekili

Burhan Kuzu'dur. Erdoğan'ı da ikna etmiş görünüyor.

Kuzu, parlamenter sistemin bu ülkede işlemediğini iddia ediyor.

Bu sistemin totaliterliğe gidebileceğini savunuyor.

Şu anki TBMM'nin hiç işe yaramadığını, sadece parti liderinin “Herşey”

olduğunu iddia ediyor.

Yani, parlamenter sistemin aksaklıklarının giderilmesine yanaşmıyor.

Kötü yanlarının düzeltilmesine taraftar değil.

Erkler ayrılığının sağlanması için iktidardaki partinin ucuz ayak oyunları

ile erkleri kendisine bağlamaya çalışmasının yanlış olduğunu söylemiyor.

Seçim Yasası'nu suçlamıyor.

Siyası Partiler Yasası ve dünyada eşi görülmeyen yüzde l0'luk seçim

barajı garabetinden dem vurmuyor. Israrla aynı şarkıyı söylüyor:

“Başkanlık sistemi bizim için en uygunudur ”

İyi de bu sisteme geçmek için önce Anayasanın değişmesi gerekir.

Sonra dar bölge sisteminin hayata geçirilmesi lazım.

Seçim barajının aşağı çekilmesi lazım.

Yerel yönetimlere yeni tanımlar getirilmesi gerek.

Daha sayayım mı?

Bunları yapmak içinde AKP'nin 330'dan fazla milletvekili ile TBMM'ye

gelmesi lazım.

Bunlar yapılmış olsa ve yarı başkanlık sistemi için adım atılsa anlarım.

Bu tartışılabilir.

Ama ortada bir milimlik bir gelişme yok.

Cumhurbaşkanını halk seçti diye yarı başkanlık sistemi hayata

geçirilmeye başlandı bile.

Yani “İstim arkadan gelsin” safsatası.

Şu anda partili bir cumhurbaşkanı, gücünü anayasadan almadan yarı

başkan gibi hareket ediyor.

“Gibi” değil, aslında başkan.

Peki bu anayasal suç değil mi?

Bakanlar kurulunu devre dışı bırakmanın karşılığı nedir?

Anayasada “olması gerekirdi” diyerek bir yetki ve sorumluluk tanımı

yapılıp, hayata geçirilebilir mi?

Bu sorulara birileri yanıt verebilmeli.

Önümüzdeki günlerde 30 şehiri gezecek olan Erdoğan, Anayasaya göre

AKP'nin değirmenine su taşırsa, suç işlemiş sayılmayacak mı?

Hangi Anayasada Cumhurbaşkanının partili olacağı veya olabileceği

yazılı?

Hangi Anayasada seçilecek milletvekili adaylarının Cumhurbaşkanı

başkanlığındaki bir heyet tarafından veya bizzat Erdoğan tarafından tafrik

edileceği yazılı?

Hangi maddede?

“Bundan önceki cumhurbaşkanları Özal ve Demirel de partiliydi ve

siyasete karıştılar. Onlar da aynısını yaptılar. Ellerini partilerinin içine

soktular ya ”

Demek ki onlar, Anayasayı çiğnemişler.

Gerekeni yapsaydınız, hakkınız da vardı.

Anayasa dışına çıkmışlarsa­ ki çıktılar­ parlamenter sistem ve erkler

ayrılığında suç işleyenler kim olursa olsun yargılanabilirler veya bunun

halka izahı mümkün.

“Onlar yaptı, bizler de yaparız”

Suçdan “ meşruiyet” çıkarmak galiba sadece bizim siyasetcilerin işi.

Şu anda söylenen şu: Seçimlerden sonra başkanlık, ya da yarı başkanlık

sistemine geçilecek.

Ama şu andaki uygulamaya bakınca, sisteme giden yolun tüm taşları

zaten döşenmiş durumda.

Saraydaki görev tanımları, yetkiler ve yetkililer, tıpkı Fransız Sarayı'nda

oturan cumhurbaşkanının durumuyla nerdeyse aynı.

Aradaki fark Fransız Cumhurbaşkanı gücünü Fransız anayasasından

alıyor.

Adı, sanı belli.

Bizdeki sistem hayata geçirilmiş ama adı ileride konacak.

Açıkcası Erdoğan Başkan.

Başbakan Davutoğlu ise “güya” görevde...

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.