Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi öldürdüler.
Tam da “ Artık bu ülkeye barış gelsin” dediği sırada…
Evet, Elçi’yi ne yazık ki öldürdüler.
Belki de taammüden…
Aslında barış ve insan haklarını da birlikte öldürdüler.
Dışardan tanıdığımız ve izlediğimiz kadarıyla Elçi, gerçekten barıştan yana konuşmaları, davranışları,
eylemleri ve Avrupa’daki emekleriyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde yaptığı savunmalarıyla
tam bir barış adamıydı.
Diyarbakır’ın ortasında…
Sur ilçesinde.
Barış ve insan hakları konusunda çağrı yaptıktan hemen sonra vurdular onu.
“Bitsin bu çatışma, bitsin bu operasyonlar” dedikten hemen sonra başından vurdular onu.
Bir aydını, bir barış sever hukuk adamını katlettiler.
Tahir Elçi’nin ölümünden sonra insanlıktan uzak ve haysiyet celladı havuz medyası bir iddia attı
ortaya:
“Elçi’yi PKK’nın bir alt silahlı örgütü YDH militanları öldürdü”
Henüz kanı yerde kurumamışken…
Henüz soruşturmadan en küçük bir ipucu elde edilmemişken.
Daha cesedi soğumadan ve otopsisi devam ederken…
“Onu Kürt’ler öldürdü” dediler.
Baro Başkanı Elçi’yi ikinci kez öldürdüler.
Ve sonra devlet büyüklerimiz TV ekranlarından ne dediler bilir misiniz:
“Çıkan silahlı çatışmanın ortasında kalan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi başından vurularak öldü,
aynı çatışmada bir polisimiz şehit oldu”
Biri öldü…
Diğeri şehit oldu…
Bana göre, bütün bu çatışmaya sadece oradaki insanlar değil, yüce Tanrı da şahit oldu.
Bu şahitlik, barış adamı Elçi’ye yetmiştir sanırım.
Gerçek barış ve insan hakları elçisine…