17/25 Aralık 2013 operasyonu iyi ki oldu.

Ki çok şey öğretti bize.

Siyasette “hile­i şeriye”yi, “arkadan dolanma”yı, “yanardöner” tavırları ve en tehlikelisi

“takiyye”nin hortladığını bir kere daha gördük.

İyi ki gördük.

Ama çok da merak edilen sorular yayıldı siyasi zemine.

Parelelcilerin yanıt vermesini beklediğimiz çok soru var.

Merak ettiğimiz, bu kadar güçlü bir yapı ortadaysa neden 11 yıl beklendiğinin hala cevaplanmamış

olması çok önemli.

Vaiz Efendi Gülen, madem ki “örgüt” lideri, üstelik elindeki örgüt “ silahlı”, neden tek bir mermi

bulunamadı.

Cephanesiz, tanksız tüfeksiz, uçaksız örgüt nerde görülmüş?

Örgüt liderinin adamları nerde?

Örgütlenme şeması yok mu bu parelel yapının?

Eski Başbakan ve yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın parelel yapı ile ilgili söylemediği tek şey kalmadı.

Tam bir yıldır “delil” avı devam ediyor.

Bu aynı zamanda “cadı avı” anlamına geliyordu.

Ama tek bir delil yok.

Var, dört yıl önce kurban edilen “tahşiye”adlı minik bir tarikatın haksızlığa uğradığı yolundaki ihbar.

Yani dev gibi bir örgüte sahip olduğu söylenen parelelci yapının dev lideri Gülen yanında, “minnacık” bir tarikatın patlayacağı bile belli olmayan bir el bombası delil gösterildi bir ara.

Hatırlayanlar bilir.

Erdoğan bir yıl boyunca “Parelel yapıyla ilgili şikayeti olan varsa, elinde bir delili olan varsa gelsin bize ona yardım edelim” deyip durdu.

80 milyonluk ülkede çıka çıka iki yıl cezaevinde yatmış ve mağdur olmuş bir kaç kişi ile patlayacağı kuşkulu bir el bombası çıktı.

Bir yıl sonraki tablo şu : Samanyolu TV'de yayınlanan bir dizi ve ondan sorumlu dört kişi. Ben siyasetcilerin “parelel yapı” cadı avını anlarım.

Erdoğan'ın hamlesini, oğluna kurulmak istenen kumpası düşünürüm (kumpas var mı yok mu, o da

ayrı bir tartışma konusu ya ..)

17 Aralık'tan sonra istifa eden dört bakanın durumunu düşünürüm. Ama stratejij derinlik uzmanı, çiçeği burnundaki Başbakan Davutoğlu'nun hemen her gün Cumhurbaşkanının idddialarını devamlı tekrarlamasını anlamam.

Bunu bana kimse izah edemez.

Yani Ahmet Davutoğlu'nun, bu cadı avında yanlışlıkla da olsa “avladığı” herhangi bir şey yok mudur ki devamlı eski defterlerden sayfalar açıp durur?

Şimdi de tutturmuşlar, ayakkabı kutularına milyon dolarları istif edenler, paraları oraya “gizlice” koyanlar, meğer parelelcilermiş.

Sormazlar mı adama:

İyi de bu paraları eski zanlılar neden geri aldı?

Madem kendilerina ait değildi, faiziyle birlikte neden kendilerine geri verildi?

Kokarım “Zarrap'ı da keşke kutuya tıkıştırsaydık” diye pişmanlık duyan çıkmaz bugünden sonra.

Ben bir gün Gülen'in ortaya çıkıp, 11 yıl boyunca Erdoğan yönetimindeki hükümetlerden neler istediğini açıklamasını bekliyorum.

Neler istedi Gülen?

Neleri verdi Erdoğan?

Neden önce ipler gerildi, son bir yılda neden koptu?

Tayyip bey bir yıl önce “Ne istediler de vermedik” demedi mi?

Verilmeyen şey neydi?

Bu sorunun yanıtı hala açıklanmış değil.

Haydi Gülen Hoca...

Varsa, boşalt şu kirli çamaşırları...

Siyaset temizlensin artık...

Bırak defansı...