101 gündür kapalı ve karanlıkta duran esrar perdesi nihayet aralandı.
Musul'daki rehinelerimiz burunları kanamadan kurtuldu veya kurtarıldı.
49 rehine Türkiye'ye geldi.
Herkes evinde.
Rehineler konusundaki “kurtarılma” senaryoları muhtelif.
“Kurtarılmak” fiili öyle yakası kolay bırakılacak bir kelime değil.
Hemen akla pazarlıklar geliyor.
Tabii pazarlık denince ihtimaller artıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan önce “operasyon” dedi.
Üstelik bu kelimeyi bir kaç defa kullandı.
Yani MİT veya askeriyenin, bir operasyon yapmış olabileceği konusunda aklımıza “karpuz
kabuğu” düşürdü.
Kurtarılma ve operasyonun içinde neler yok ki?
İçinde “takas” vardır veya yoktur.
İçinde para, milyon dolarlar vardır, yoktur
Çatışma ihtimalinin de akılda tutulması lazım.
Ama Newyork'a giderken Erdoğan “Velevki takas...” demez mi.
Keşke her zaman Newyork'a gitse de, giderken gerçeklere yakın bir cümle kullansa...
Neticede “takas” olabilir de.
Işid''in Türkiye cezaevlerinde yatan, hala yargılanan veya mahkum olan militanlarının var
olduğunu biliyoruz.
Bunlar “takas”ta kullanılabilir.
Cumhurbaşkanı “Velevki takas olabilir”derken, rehin tutulan yurttaşlarımızın canlarının
kurtarılması için her çareye başvurulabileceğini vurgulamak için bu cümleyi kullanmış olabilir.
Ama bir de gerçek var ki, durup dururken “velevki” nin kullanılmadığı bal gibi ortada.
Devlet “rutin dışı” işler yapabilir.
Bunu Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel'in bu konudaki sözlerinden yani “Devlet rutin dışına
çıkabilir” cümlesinden hatırlıyoruz.
Her ülkenin rutin dışı işleri vardır, olmuştur ve olacaktır da..
Eğer bu eylem devletin ve milletin geleceği için yapılıyorsa tartışmak da gereksiz.
Ancak rehinelerin evlerine kavuşmasından sonra Cumhurbaşkanının kullandığı “operasyon”
kelimesine adeta “aşkla” sahip çıkan yandaş medyadaki haberler ve kalemşorlerin yazıları insanı
şaşırtmıyor adeta ülkede “yağbal” kalmadı noktasına sürüklüyor.
Bu kadar mı yani?
Nerdeyse “Entebbe Baskını gölgede kaldı” diyecekler.
Demediler ama, 1976 yılı 34 Temmuz günü, İsrail Komandolarının Entebbe Havaalanı Baskınını
andırır senaryolar yazmaya nerdeyse kalkıştılar.
Kahramanlık şarkıları söylemeleri bunu andırıyordu adeta.
MİT'i “efsane” haline getirmekten geri kalmadılar.
“Destan” yazdığını” açık açık dile getirdiler.
Oysa Entebbe baskınını hatırlayanlar çok iyi bilir.
Filistin'lilerin ellerinde tuttukları Yahudi rehineleri, İsrail komandoları, 3 saatlik operasyonla
kurtardı.
Üstelik İsrail'de binlerce kilometre uzaklıktaki bir yabancı ülke havaalanında.
Neyse demem o ki, rehineler konusundakı tartışmalar daha çok su götürür.
Götürür çünkü olayın sıcaklığı henüz üstündeyken, AKP'ye yakın üstelik yandaş medyada yazan
Fehmi Koru, rehinelerin Cumhurbaşkanlığı seçimlerini saptırmak ve etkilemek için kaçırıldığı
ihtimali üzerinde duran bir yazı kaleme almış. Tabii amacına ulaşmamış gibi.
Bekleyelim..
Daha çok ihtimaller ortaya atılacak.
Gerçeği içeren açıklamalar yapılmadıkca...
Bu pirinç, daha çok su kaldırır.