Yeni Türkiye...

AKP hükümetinin, tabii ki Erdoğan öncülüğündeki kadronun, ileriki yıllara yönelik planladığı

hedefleri ve yeni Türkiye'yi bizim kuşak zor görür...

Görmek bir yana, çıtayı “hayali” biçimde yükselten bu iktidarın 2071'li yıllarını hayal etmek ise

mümkün değil.

Geleceğe yönelik kısa bir ufuk turuna çıkalım..

Misal: 2023 Türkiye'sini hayal etmek.

Şu andaki kadro nasıl hayal ediyor bilemem ama ben kendimi zorluyorum ama bir türlü hayal

edemiyorum.

2023'de yeni Türkiye ne durumda olabilir?

Fert başına düşen milli gelir mesla 20 bin dolara çıkar mı?

Kürt sorunu çözümlenmiş, silahlar susmuş, Kürt çocukları istedikleri okullarda, istedikleri dille

eğitim yapabilme imkanına kavuşacak mı?

Kürt bölgesine hizmetler eşit şekilde gitmiş olacak mı?

Hukuk reformu hayata geçirilebilecek mi??

Hukukun üstünlüğü batı standartlarına yükseltilecek mi?

Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü gerçekleşecek mi?

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu parelel yapının etkisinden kurtulabilecek mi?

Kızlarımız, erkekelerimiz elele tutuşup parklarda rahatca gezebilecek mi?

Mesela, sevgililer metroda öpüşebilecekler mi?

Hayal edemiyorum bütün bunları...

Hayal edemiyorum çünkü AKP'nin rejimle ilgili gizli­açık ajandasını bilemiyorum.

Kimsenin de bildiği yok.

AKP kurmaylarına göre, “Dava arkadaşlarıyla” çıkılan yolda, hedefledikleri, hayal ettikleri ve

gerçekleştirmeyi planladıkları “dava” tanımının içini dolduramadıkca, gizli ajandanın kodlarını

çözmek mümkün değil.

“Dava” AKP'nin hayal ettiği rejimin çerçevesini belirleyen sihirli kelime olabilir.

İçini, muhafazakar gençlik, “dini bütün” genç nesiller yetiştirmek, ahlaklı topluma yönelmek,

mütedeyyin kitleleri hoş tutmak, dinin gereklerini yerine getirenlerin sayısını çoğaltmak gibi

eylem ve kararlarla doldurmak hedefe konmuş olabilir.

Tabii bunun yolu, eğitimle olacağına göre; laik eğitim ile din eğitimi arasında geçişleri zaman

zaman halkın rızası, zaman zaman emrivakiler ve bazen de dini yasakları uygulamaya koyarak

veya hatırlatarak sağlamaktan geçiyor.

Geçişler zorlama ile mi olacak, halkın genel istekleriyle mi gerçekleşecek?

Bu sorulara yanıt bulmak zor.

Yeni bir Türkiye çok güzel bir duygu.

Geride kalan 12 yılda hayata geçirilemeyenler, acaba 2023'e kadar mı uygulamaya konulacak?

Acaba bunun için mi yarı başkanlık sistemi üstünde bu kadar duruluyor?

Kavramak zor.

Anlamak zor.

Hayal etmek daha zor.

Hani “En iyisi beklemek” demek de tevekkül etmekle eşdeğer bir temenni.

Bence beklememek gerek.

Endişe dolu duygu ve korkuları üzerinden atamayan yüzde 48'lik kitleyi ikna edecek açıklamalar

ve uygulamalar Bu hükümet ve kadrosu tarafından hayata geçirilmedikçe beklemenin anlamı yok.

Sivil toplum kuruluşlarına bu noktada çok büyük sorumluluklar düşüyor.

Nedeni çok açık.

Ülkede muhalefet yok.

Kalmadı da...

Küçüğü de yok...

Büyüğü de...