![]() |
MUSTAFA MUTLU Türkiye 1923-2001 arasında ‘her alanda esir alınma denemelerine’ rağmen ‘ayakta kalmayı’ başardı. Cumhuriyet’in değerlerini satıp, yok edip, ülkeyi borç batağına saplayıp sonra da ‘eleştirmek’, ‘İşte sizin Cumhuriyetiniz’ demek çok ama çok kolay! Yapılana ‘saldıranlara’ ve acımasız eleştirenlere söyleyecek tek bir şey var: Haddinizi bilin!” *** Başlığı ise “Hadi oradan be!” süre sonra bu gazeteden ayrıldı ve Habertürk TV‘nin başına geçti... Önce “Cumhuriyet değerleri”ne bakışı değişti de bu “ballı iş” öyle mi geldi; yoksa “ballı iş”i kaptırmamak için mi “Cumhuriyet değerleri”ne yaklaşımını farklılaştırdı; bilemiyorum ama... Tek bildiğim şey, bu arkadaşın aradan geçen 15 ayda inanılmaz bir hızla değiştiği! *** Bizde yazdığı dönemde gözünün yaşına bakmadan eleştirdiği Başbakan‘ı, yönettiği kanaldaki bir programda misafir etti. Ama... “Gazeteci” olduğunu unuttu ve örneğin son günlerin en önemli tartışma konusu olan “soy” meselesine girmedi... Başbakan‘ın karşısında öylesine ezilip büzüldü ki; “yandaş medya”nın “Başbakan’a çanak sorular sormakla görevli” kadrolarına bile rahmet okuttu! *** Bundan sonra konuşma yapmak için gittiğim her iletişim fakültesinde öğrencilere sadece bu kaseti izlettireceğim... *** ***** Gazeteler ve televizyonlar gündeme getirmiyor ama internet, Kamu Personeli Seçme Sınavı‘nda sorulan soruların bazı tarikat üyelerine önceden sızdırıldığı iddiasından geçilmiyor... Sorum ÖSYM Başkanı‘na: Bu iddialara yanıt vermeyi düşünmüyor musunuz? ***** Günlerce bu köşeden İstanbul Valisi‘ne çağrıda bulundum: Tam bu olay unutuluyordu ki; bu kez İstanbul Büyükşehir Belediyesi, valilikten geri kalmayacağını kanıtladı... Ama aynı temizlik ekipleri nedense, aynı “yasak” duvarlardaki “Evet” afişlerine dokunmadı! *** Allah bizi, bugünkü “hep kendine yontan” demokrasinin, “daha fazlası”ndan korusun!
2001-2008 arasında ise ‘elinde ne varsa sattığı gibi’, ayakta kalmayı bırakın ‘1923-2001 arasında esir almak isteyenler’ tarafından ‘her alanda yönetilir’ hale geldi.
Olaya bu açıdan bakınca özellikle 1923-2001 arasında ‘yapılan toplam borcun’, 2001 sonrası Cumhuriyet tarihinden fazla arttığı da düşünülünce ortaya çıkan tablo çok net:
Yukarıdaki bu yazı bana ait değil...
On beş ay öncesine kadar yan sayfamda köşesi olan Yiğit Bulut tarafından yazılmış ve 5 Aralık 2008‘de bu gazetede yayınlanmış...
***
“Yiğit” arkadaş, altına imzamı atabileceğim bu yazıyı yazdıktan bir
“Yiğit adam”daki bu değişim, önceki akşam “doruk” noktasına çıktı.
Eğildi, büküldü; Başbakan‘ın ve iktidarın düne kadar yerden yere vurduğu bütün uygulamalarını göklere çıkardı...
Sırf ona yaranmak için; başta TÜSİAD, sendikalar ve diğer sivil toplum örgütleriyle, muhalefet partileri olmak üzere, iktidarı eleştiren kim varsa, hepsine saldırdı!
Başbakan‘la uzun uzun iktidarın yaptığı ve yapacağı “projeler”i konuştu; hepsine methiye düzdü!
Başbakan‘ı karşısında bulmuşken, “Neden ‘Boy değil, soy önemli’ dediniz” diye sormadı; soramadı!
Dün gazeteye gelir gelmez ilk işim, “çakma yiğit” arkadaşın yaptığı o programın bir DVD kaydını edinmek oldu...
“Size nasıl gazeteci olacağınızı değil de, nasıl gazeteci olmamanız gerektiğini anlatmaya geldim” diyeceğim...
“Çakma yiğit” arkadaşı; bu eşsiz “dönme ve kıvırma şovu”yla, gelecek nesil meslektaşlarımızın yetişmesine yaptığı bu büyük katkıdan dolayı ayakta alkışlıyorum!
GÜNÜN SORUSU
İstanbul Belediyesi’nin ‘hayır’lı afiş alerjisi!
Türkiye Komünist Partisi‘nin referandum öncesi halkı ‘hayır’ oyu vermeye çağırmak için açmak istediği standı, neden yasakladığını açıklamasını istedim...
Ne Sayın Vali bir açıklama yaptı; ne de İçişleri Bakanlığı valiliğin bu antidemokratik uygulaması için soruşturma başlattı!
Belediyeye ait temizlik araçları tüm kenti sokak sokak dolaşarak duvarlara yapıştırılan ‘Hayır’ afişlerini topladı!
İşçiler; kendilerine itiraz etmeye kalkanlara da, “Biz yasak yerlere yapıştırılan afişleri yırtıyoruz” demekle yetindiler!
İşte; iktidarın “demokrasi” anlayışı bu...
Hani bazı liboş arkadaşlar, 12 Eylül‘de sandık başına gidip “daha fazla demokratikleşme” için “Evet” diyeceklerini söylüyorlar ya...