![]() |
Ödülünü 9 Kasım Salı günü Kraliçe Elizabeth’in elinden alacak olan Gül’e “patron”, yani Kraliçe’nin imzaladığı bir belge de verilecek. Bu Chatham House’un ne olduğunu daha önce anlatmıştık. İlgili haberimiz için TIKLAYINIZ Bir-iki ilave yapalım. Resmen 1920 yılında kuruldu. İlk yöneticileri de Paris Barış Konferansı, açıkçası Sevr’i hazırlayan ekipten şu iki isimdi; İngiliz Propaganda Bakanlığı’dan Robert Cecil ve siyasi-istihbarat bölümünden Orta Doğu uzmanı, halen Ermeni soykırım iftiralarına dayanak yapılan Mavi Kitap’ın editörü Arnold J. Toynbee… Paris Barış Konferansı’nın başlangıcı için seçilen tarih başlı başına dikkat çekicidir. O tarih, Alman İmparatorluğu’nun kuruluş yıldönümü olan 18 Ocak 1918’dir. Cecil ve Toynbee’nin katkılarıyla hazırlanan Paris Barış Konferansı’nda ülkemizi ilgilendiren bölüm, Urfa, Antep ve Maraş’ın Fransızlara verilmesi, manda ve himayenin kabul edilmesi, Batı Anadolu’nun Yunan işgaline bırakılmasıdır. Chatham House’dan 1 yıl sonra ABD’de de CFR-Dış İlişkiler Konseyi kurulur. CFR için, “Chatham House’ın kızkardeşi” denir. ( KİMLER, NİÇİN ÖDÜLLENDİRİLDİ Medyamız Gül’ün alacağı ödülün tarih ve programını duyururken, nedense sadece geçen yılın ödüllendirilen isminden, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’dan söz etti. Biz Chatham House’un “yılın devlet adamı” seçtiği isimlerin hepsini kısaca anlatılım da daha sağlıklı bilgi ve fikir sahibi olalım. İngiliz Kraliyeti, ilk kez 2005’de Ukrayna Devlet Başkanı Yuşçenko’yu “yılın devlet adamı” seçti. Sebebi, Ukrayna’nın barışçıl bir süreçle 2006’da ödüllendirilen isim 1986-2005 yılları arasında tam 19 yıl Mozambik Devlet Başkanlığı yapan Chissano’ydu. Portekiz yönetimine karşı verilen savaş ve bu ülkede gerçekleyen “karanfil devrimi”yle beraber Mozambik’in bağımsızlığını Chatam House ödülü 2007’de ilk kez bir kadına, üstelik devlet başkanlığı yapmayan bir isme verildi. Bu isim Katar Emiri’nin eşi Sheikha Mozah’tı. Eğitim ve 2008’in “devlet adamı” olarak Gana Devlet Başkanı Kufuor belirlendi. İngiliz istihbaratına yakınlığı ile bilinen Exeter Koleji’nden mezun Kufuor, şu özelliklerinden dolayı seçilmişti: “Gana’da ilk barışçıl iktidarı kurması… Liberal, demokratik bir Tüm bu özelliklerine rağmen Kufuor da ödülünü ne yazık ki Kraliçe değil, Edinburg Dükü’nden aldı. -Türkiye’nin Orta Doğu ile geleneksel bağlarını derinleştirmesi, Ayrıca Chatham House Başkanı Dr. DeAnne Julius, “ SEMBOLLER ÜLKESİ İNGİLTERE Chatham House ödülünün sponsorlarının, “İngiliz ve ABD petrol şirketleri, BAT (British-American Tobacco) ve bazı finans kuruluşları” olduğuna da vurguladıktan sonra bir başka noktaya geçelim. Chatham House ödülleri genellikle Ekim ayı içinde veriliyordu. Nitekim Mart’ta 2010 ödülünün Cumhurbaşkanı Gül’e verildiği açıklandığında, törenin büyük ihtimalle Ekim’de yapılacağı beklentisi vardı. Bu beklentinin sebebi önceki yılların tören tarihleriydi. Mesela ödülü Yuşçenko’ya 17 Ekim 2005’te, Chissano’ya 16 Ekim 2006’da, Mozah’a 15 Ekim 2007’de, Kufuor’a 27 Ekim 2008’de verilmişti. Sadece Lula De Silva’nın ödülü Kasım’a sarkmış, o da 5 Kasım 2009’da olmuştu. Cumhurbaşkanı Gül’ün ödülü için ise 9 Kasım seçildi. Bu seçimin özel bir sebebi var mı yok mu bilemeyiz, ama şunu biliyoruz; İngilizler, diplomaside sembolleri en iyi kullanan ülkedir… Her adımında, duruşunda mutlaka bir mesaj vardır… Ancak bu günün, neredeyse Chatham House’la yaşıt tarihi bir önemi daha var. 9 Kasım 1918, İngilizlerin Çanakkale Boğazı’nı işgali ve dahi İskenderun’la, Antakya’ya asker çıkardığı gündür!.. Müyesser Yıldız
2009’un “lideri” seçilen Brezilya Devlet Başkanı Lula De Silva’nın ödüllendirilmesinin sebebi ise “Latin Amerika’nın istikrarı ve entegrasyonunda anahtar rol oynaması” bir de
“BM’nin Haiti’deki misyonuna” yaptığı katkılardı. Ödülünü ise Kent Dükü verdi.
Yuşçenko’dan sonra bizzat Kraliçe Elizabeth’ten ödül alacak ikinci isim olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün neden “yılın devlet adamı” seçildiğine gelince;
-Irak’taki grupları uzlaştırma çalışmaları,
-Afgan ve Pakistanlı liderleri biraraya getirmesi,
-Bölünmüş Kıbrıs’ın
-Ermeni muhataplarıyla biraraya gelip, Türk-Ermeni ilişkilerinde barışçıl bir süreci başlatması,
-Türkiye’nin AB’ye demirlenmesini tereddütsüz savunması,
-Onun liderliğinde Türkiye’nin sivil-demokratik yönetiminin güçlendirilmesi, devam ettirilen siyasi ve yasal reformlarla ülkenin demokrasi ve insan haklarında Avrupa standartlarına yaklaştırılması gibi uzun bir liste var.
Buradan hareketle 9 Kasım’ı mercek altına alalım. Ne tesadüf; Sevr’in çağdaş versiyonlarını, “demokrasi, hak ve
Odatv.com