![]() |
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, gündemdeki konularla ilgili olarak makamında basın toplantısı düzenledi ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yargıtay'daki iş yoğunluğu sorununun, yargılamaların makul süre içinde bitirilememesinden kaynaklandığını belirten Gerçeker, "Onun için öncelikle davaların kısa sürede bitirilmesinin, makul sürede bitirilmesinin çareleri aranmalı," dedi.
Gerçeker, tutuklu dosyalarının zamanında karara bağlanmadığı şeklindeki eleştirilerle ilgili olarak, şunları söyledi:
"Deniliyor ki, 'Bu dosyalar önemli dosyalardı. Bu uzatma sürelerinin 2010 sonunda yürürlüğe gireceği biliniyordu. Niye bunun çaresi aranmadı?' Bu doğru değil! Kesinlikle söylüyorum, altını iki kere kırmızı kalemle çizerek söylüyorum. Böyle bir iddia kesinlikle doğru değil. Bütün arkadaşlarımız, tutuklu dosyalar gelir gelmez gerekli işlemleri yapmışlar. Duruşma gününü vermişler, tebliğname tebliğe çıkarmışlar. Ama her dosyanın bir inceleme prosedürü vardır, yasal süreci vardır. Her dosya aynı şekilde incelenmez."
"ÖNCELİKLE DAVALARIN KISA SÜREDE BİTİRİLMESİNİN ÇARELERİ ARANMALI"
Yargıtaydaki iş yoğunluğu sorununun, yargılamaların makul süre içinde bitirilememesinden kaynaklandığını vurgulayan Gerçeker, "Onun için öncelikle davaların kısa sürede bitirilmesinin, makul sürede bitirilmesinin çareleri aranmalı" dedi.
“DAİRE SAYISININ ARTTIRILMASINA GEREK YOK”
Gerçeker, bölge adliye (istinaf) mahkemeleri hayata geçirilecekse, Yargıtay'da daire sayısının artırılmasına gerek olmadığını kaydederek, bölge adliye mahkemelerinin kurulmasıyla Yargıtay'ın iş yükünün azalacağını anlattı.
“MEVCUT KADROYLA MÜMKÜN DEĞİL”
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, gündemdeki konularla ilgili olarak makamında basın toplantısı düzenledi ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Gerçeker, yargı ve adalet sisteminin siyasi bir meta haline getirilmemesi gerektiğini belirterek, yargının sorunlarının devlet politikası şeklinde ele alınıp toplumun bütün kurumlarının sorunu olduğu bilinci ile çözümünün aranması gerektiğini ifade etti.
“ORTADA BİR HASTALIK VAR”
Yargıtay personelinin fedakarca çalıştığını, bu nedenle haksız bazı eleştiriler nedeniyle üzüntü duyduğunu ifade eden Gerçeker, "Ama elbette ortada bir hastalık var. Bir sakatlık var, bir yanlışlık var. Adalet hizmeti iyi yürümüyor, işlemiyor. Adalet hizmetinin birtakım yerlerinde tıkanıklıklar var. Önemli olan mazeret bulmak değil, mazeret bulmak kolaydır. Önemli olan çare üretmektir. 'Bu çareyi nasıl üretebiliriz, bu hastayı nasıl iyileştirebiliriz, adalet hizmetinin çarklarının dönmesini nasıl sağlayabiliriz', aslında bunları tartışmak lazım" diye konuştu.
“MEVCUT KADROYLA MÜMKÜN DEĞİL”
Ceza yasalarındaki değişikliklerin de etkisiyle Yargıtay'ın iş yükünün 5 yılda yüzde 232,1 oranında arttığına dikkati çeken Gerçeker, mevcut kadroyla ne kadar çalışılırsa çalışılsın, iş yükünü azaltmanın mümkün olmadığının altını çizdi.
“İSTİNAFLAR FAALİYETE GEÇERSE DOSYALAR BİRKAÇ AY İÇİNDE BİTİRİLİR”
İstinaf mahkemelerinin faaliyete girmesi halinde Yargıtay'ın daire sayısının artırılmasına gerek olmadığını, bu durumda Yargıtay'ın elindeki dava dosyalarını birkaç yıl içerisinde bitirebileceğini anlatan Gerçeker, "Yargıtay şu anda temyiz mahkemesi gibi çalışıyor, istinaflar kurulursa temyizi onlar yapacak, biz içtihat birliği için çalışacağız. Dünyanın her yerinde yüksek mahkemelerin görevi budur. İstinaf mahkemesi olmayan bir ülke görmedim" dedi.
VATANDAŞ TEPKİLERİ
Yaşanan süreçte vatandaşların tepki göstermesinin normal olduğunu ifade eden Gerçeker, şöyle konuştu:
"Çünkü vatandaşın devletinden beklediği hakkının bir an önce kendisine teslim edilmesi, suçluların cezalandırılmasıdır. Bunlar için hiçbirimiz mazeret üretme lüksüne sahip değiliz ama bu çareyi sadece bizim üretmemiz bugünkü olanaklarla mümkün görünmüyor. Yargı, adalet sistemi siyasi bir meta haline getirilmemeli. Bu sorunlar devlet politikası şeklinde ele alınarak, toplumun bütün kurumlarının sorunu olduğu bilinci ile ele alınıp çözülmeli. En kısa, süratli adaleti nasıl sağlayabiliriz bunu düşünmeliyiz. İktidar, muhalefet ve diğer kurumlar bu işe eğilmeli, en iyi yargı hizmetini nasıl sağlarız bunu düşünmeliyiz. Gecikmeden adımlar atılmalı, geciktikçe sorunlar büyüyor. Eleştirilere biz her zaman açığız ama eleştiri yapılırken herkes elini vicdanına koysun. Bütün bu koşulları görsünler, eleştirilerini öyle yapsınlar. Bizim elimizden gelen bu. Bundan ötesi siyasi iradenindir. Ne tedbir alınacaksa bunu bir an önce yapmalı."
“HAKİM VE SAVCI SAYISI AVRUPA STANDARTLARINA ULAŞTIRILMALI”
Türkiye'deki hakim ve savcı sayısının Avrupa ülkelerinin çok gerisinde olduğunu, Yunanistan'da bile Türkiye'nin 3 katı hakim ve savcı bulunduğuna dikkati çeken Gerçeker, Türkiye'deki hakim ve savcı sayısının mutlaka Avrupa standartlarına ulaştırılması gerektiğini kaydetti.
HİZBULLAH DOSYASI
Açıklamalarında, Hizbullah dosyasından da bahseden Gerçeker, söz konusu dosyanın adli tıpta da 5 yıl beklediğini, 100 bin dosyanın adli tıpta beklediğini anlattı. Gerçeker, Hizbullah dosyasının 5-6 aydır Yargıtay'da bulunduğunu belirtti.
08/01/2011