![]() |
ERCAN SAATÇİ/HÜRRİYET Eşitlik ve adalet istiyoruz - Hakem hatalarına bakış açınız nedir? Takıntılarla yaşayan biri değilim - Alex, Fenerbahçe futbol takımı için nedir? - Alex’in sözleşmesinin uzatılması onda bir rahatlama yaratmış mıdır? - Taraftar sana “Kral” dedi, Oğuz’a “İmparator”, Alex’e de “Profesör.” Bu hoşunuza gidiyor mu? - Alex, Brezilya Milli Takımı’nda oynayabilecek bir futbolcu mu? - Alex ile aynı dönemde oynasaydınız, Aykut Kocaman daha farklı olur muydu? “Trabzon’un penaltıları irdelenmeli” derken standarttan bahsettim - Bir yönetici çıksa ve “Hakemler hakkımızı yiyor” dese bu size manevi destek olur mu? F.Bahçe gibi bir takımda marka oyuncular olmalı - Tecrübeli mi yoksa başarıya aç futbolcu mu tercih edersiniz? - Oyuncular da mı sizin gibi yaşıyor? - Kaybedilen bir maç sonrası evde durum nasıl oluyor? - Kriz yönetmek konusunda kendinizi yeterli görüyor musunuz? Sıkıcı bir hayatım var - Dizi seyredebiliyor musunuz? Kazım umarım çok başarılı olur - Kazım ile yollar ayrıldı. Milli oyuncu artık G.Saraylı? O gün sahada işgüzar bir hakem vardı - Sizin Konya-spor’u çalıştırdığınız dönemde, Anelka’nın elle attığı golden sonra 3 büyük takım “El değmemiş bir lig istiyoruz” pankartlarıyla sahaya çıkmış ve F.Bahçe o sezon şampiyonluğu kaybetmişti. Bu olaylar sonuç verir mi? Güiza, “Ben formaya adayım” demek zorunda - Büyük umutlarla alınan Güiza ne olacak? İyi ve kötü ayrımından vazgeçmek zorundayız - Fenerbahçe’ye gelen her santrfor düşüş yaşıyor. Kezman, Güiza şimdi de Niang. Sebeplerini hiç irdelediniz mi? TT Arena’da etkilenmeyiz - G.Saray’ın yeni stadını görme şansınız olmadı. Oradaki atmosfer Fenerbahçe’yi negatif yönde etkiler mi? Başkanla birlikte Avatar’ı izledik - En son seyrettiğiniz film hangisi? BAŞARI SADECE ŞAMPiYONLUK Fenerbahçe teknik direktörünün başarısı şampiyonlukla ölçülür. Başarı, mutlu sondan geçiyor. Sezon sonunda zirvede olmalısınız. Bulunduğum makamın kriteri budur. - 8 aylık dönemde, Aykut Kocaman’ı başarılı buluyor musunuz? - Fenerbahçe’den ayrılırsanız, teknik direktörlüğe devam eder misiniz? - Fenerbahçe’de 4-4-1-1 sisteminden neden vazgeçilemiyor? - Geçen sezon Daum’un iki oyuncu istediği, ancak sizin istememeniz nedeniyle transferin yapılmadığı söylendi. Geçen sezon neler yaşandı? - Şampiyonluk şansınızı yüzde kaç görüyorsunuz? - Peki ilk üç nasıl şekillenir? Her oyuncu kendi hayatını yaşar - Oyuncuları özelliklerine göre sıralar mısınız? - Takım içinde kendinize en fazla benzettiğiniz oyuncu kim? KOCAMAN’IN GÖZÜYLE TAKIMIN EN’LERİ Emre Belözoğlu: En şık giyinen Akılsız kompleksler yapmam - Sportif Direktörlüğe vakit ayırabiliyor musunuz? Üstünüze bir sportif direktör getirilmesini kabul eder misiniz? Barcelona başka bir şey oynuyor - Bugün dünyada Barcelona çok üstün bir takım görünümünde. Sırları ne? Önemli olan zihinsel dönüşüm - Okan ve Gökay gibi genç oyuncuların arkası gelecek mi? Baskıyla yaşamak zorundayım - Aziz Yıldırım, kamuoyu baskısına dayanabileceğini ama sizin bu baskılara karşı ne yapacağınızı bilemediğini söyledi. Üzerinizde baskı hissediyor musunuz?
- Serdal Adalı’nın, “Biz daha iyi soyunma odası basarız”, Adnan Polat’ın “Biz de mi soyunma odası basalım” demesi ve Aziz Yıldırım’ın soyunma odası koridorlarında hakemlere serzenişte bulunmasına nasıl bakıyorsunuz?
Zaman zaman subjektif değerlendirmelerim olabilir. Sonuçta ben tarafım. Ancak değerlendirme yaparken mümkün olduğunca objektif olmaya gayret ediyorum. Bununla beraber de içimdekileri aynen söylemeye çalışıyorum. Geçen sezon takımla beraberdim. Son maçta hiç amacı olmayan ve kupa şampiyonu olmuş bir takım karşısında şampiyonluğu yitirmiş bir takımdı Fenerbahçe. 8 aydır bu takımda teknik direktörlük yapıyorum. Hakem hataları oldu. Lehimize de oldu, aleyhimize de. Benim bakış açıma göre Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray lehine yapılan hakem hatalarıyla bir standart tutarsak, bu yıl bizim lehimize yapılan hatalar çok az. Bir standart varsa biz bunun altındayız.
İstanbul BŞB maçında Alex’in, rakibine hareketi normal şartlarda kırmızı kartla cezalandırılabilirdi. Bunu çok net bir şekilde söyleyebilirim. Lehimize ofsayt bir gol, haksız bir penaltı ya da maçın gidişatına göre hakem faktörüyle kazandığımız bir maç görmüyorum. Yangın yerine çevrilen ligde bu anlamda Fenerbahçe çok geridedir. Ne başkan, ne de yöneticiler olarak hiç ses çıkarmadan bugüne geldik.
Kendini bilen, aklı selim, sağ duyu sahibi insanların düşünmesi gereken bir konu var. Mutlaka hakem hataları olacaktır. Ancak benim bulunduğum süre içinde bilinçli olarak bizim adımıza hata yapılmasını açıkçası istemem. Her şeyden önce bir Fenerbahçe taraftarı olarak ve bir futbolsever olarak böyle bir beklentim yok. İnsani hatalar olacaktır elbette ama mümkün olduğunce eşitlik ve adalet istiyoruz. Bu dün de böyleydi, bugünde böyle, yarın da böyle olmalı.
Takımın önemli bir parçasıdır. Alex’e takıntılı olduğumu düşündü pek çok insan. Oysa teknik direktörlük, takıntı yeri değildir. Takıntılarla yaşayan insanların mesleki yaşamları kısa sürer. Alex’in hakkını teslim etmek gerek. Alex’in bize gereken performansını vermesi bizim için sevindirici olan taraf. Benim için en önemli olay bu. Yetenekli oyuncular, yeteneklerini daha fazla vermelidir. Alex de bu yönde ilerliyorsa bu hem kendi için hem benim için ama daha çok Fenerbahçe için gerekli. Böyle olduğu sürece Alex’le ilgili olayların dışında kalmak da son derece normal.
Alex ikinci yarıda saha içi ve dışında aldığı sorumluluğunu biraz daha arttırdı. Sözleşmesinin uzatılması mutlaka bir rahatlama yaratmıştır. Bundan sonraki süreçte nasıl bir reaksiyon göstereceğini bilemiyoruz ama uzatmadan öte başka bir moda girdiğini görüyoruz. Daha fazla sorumluluk alıyor. Bunun ise sözleşme uzatmayla çok fazla bir ilişkisi olduğunu düşünmüyorum. Geçmişte sözleşmeyle oluşan bir performans artışının olmadığı gözüküyor. Alex’in çok duygusal bir tarafı var.
Gitmez mi. Alex oyun tekniği, top tekniği, oyun görüşü olarak dünyadaki sayılı oyunculardan birisi. Nedenini bilemediğim bir olay yüzünden standartının altında gidiyordu. Şimdi normal standardına yaklaştı.
Oynamış zaten. Şu an için bunu söylemek biraz daha zor. Çünkü yaş olarak biraz daha sınırda.
Golcülerin istediği en önemli şey doğru zamanda bulundukları yerde topun onlara en hızlı şekilde aktarılması. Tüm golcülar topu çok kolay kontrol edip kolay bir şekilde size aktaran oyuncularla oynamak ister. Alex de bunlardan birisidir.
Hata mutlaka olacak. Ancak bir standardı da olmalı bu hataların. Benim ağzımdan 4-5 hafta önce alevlenen bir tartışma vardı. Oradaki mesajımda söylemek istediğim çok netti. “Trabzonspor’un penaltıları irdelenmeli” dedim. Yani standarttan bahsettim. Başka bir derdim de yok. Ama insanlar duymak istedikleri şekilde duyuyorlar ve yorumluyorlar. Yönetimden bu anlamda bir beklentim yok. Gücümüzü ortaya koyalım yeter.
Düzeni kurmuş, oturmuş bir Fenerbahçe’de hem kendini, hem de takımı geliştirmeye çalışan oyunculara ihtiyacım var. Ama düzenini kurmuş bir Fenerbahçe’de marka oyuncuların da her zaman olması gerekiyor.
Hayır. Oyuncuların durumu böyle değil. Bizim zamanımızda da böyle değildi, şimdi de böyle değil. Onlar antrenman ve maç bittikten sonra daha sosyal yaşayabiliyorlar.
Büyük kızım futbolla daha ilgili, küçük kızım pek değil. Bulunduğum makam öyle bir makam ki kızlarım ne kadar ilgisiz olsalar da okul, arkadaşlık gibi etkenler onları futbolun içine itiyor. Ama işimiz direkt olarak hayatımızın içinde.
Kendimle ilgili ne söylediğimden çok insanların ne algıladığı önemli. Bu sorunun doğru yanıtını zaman ve kamuoyu verecektir. Kriz sadece Fenerbahçe’ye ait bir kavram değildir.
Hayır. Tüm hayatım maç seyretmek ve haberleri seyretmekten ibaret. Bir maç 1.5 saat zaten. Rakiplerin maçları var. Kendi oynadığımız maçlar var. Oyuncu izlemek için takip ettiğim maçlar ve canlı yayınlar var. Haftada 10’a yakın maç izliyorum. Benim hayatım normal şartlarda çok sıkıcı bir hayat. Samandıra’dayız. Burada işler bittiği zaman eve gidiyoruz. Sonra tekrar buraya geliyoruz. İnanın bana sosyal hayatım yok.
F.Bahçe için de Kazım için de en iyisi oldu. G.Saray için de doğru bir transfer olarak gözüküyor. Bundan sonra Kazım’ın başarılı olmasını dilemekten başka bir şey konuşmak anlamsız.
Beni biraz tanıyanlar, hakkımda biraz bilgi sahibi olanlar bilirler ki benim o gün derdim tamamen kendi antrenörlük dünyam, futbola bakışım, hayata bakış açımla ilgiliydi. O gün maçtan sonra şunu düşünmüştüm, ‘Çalışıyoruz, çabalıyoruz bişeyler yapmaya gayret ediyoruz. Fakat buna rağmen bu kadar iyi oynadığımız bir maçta dahi işgüzar bir hakem tarafından, kazanamıyorsak böyle bir düzen olmamalı.’ Bu maçtan yola çıkarak F.Bahçe’nin şampiyonluğu kaybetmesi arasında bir bağlantı kurmak ve ‘İlahi adalet’ demek doğru değil. Ancak bunun devamı olarak F.Bahçe üzerinde bir baskı ortamı oluştu.
Güiza’nın artık sağlık açısından bir problemi yok. Antrenman temposunu yükseltmesi gerekiyor. Bizim her futbolcudan beklentimiz var. Güiza gibi uluslararası çapta bir oyuncudan beklentimizin olmadığını söylemek yanlış olur. Güiza, çapında oyuncuya çok ihtiyacımız var. Devre arası kampındaki idmanlarda çok çok iyiydi. Sonra ufak bir gerileme oldu. Şimdi tekrar iyi duruma geldi. Oyuncu zaten kendisi, “Ben bu formaya adayım” demeli.
Türkiye de kötü olduğunuz zaman muazzam kötülük, iyi olduğunuz zaman da muazzam bir iyilik pompalanıyor. Futbolcunun her hafta performanslarını, “Bu iyi, bu kötü” diye ifade etmekten vazgeçebilsek daha iyi olur.
Fenerbahçe, 10 yıla yakındır hemen hemen benzeri bir atmosferde mücadele ediyor. Tabii ki orada top sizin ayağınızdayken müthiş bir uğultu kopacak. Ben etkilenmeyeceğimiz kanaatindeyim. Ama gerçekleri tahmin etmek başka, yüzleşmek başka. Galatasaray maçlarının havası stat neresi olursa olsun farklıdır. Türk Telekom Arena’da nasıl bir reaksiyon göstereceğimizi, birkaç hafta sonra hep birlikte test edeceğiz. Fenerbahçe seyircisi, yeni statla birlikte çok daha etkili olmaya başladı. Rakibi etki altına almayı beceren bir taraftara sahibiz. Bizim her sene en iyi transferimiz, taraftarımızdır.
Avatar’a gitmiştim. Onu da Aziz Yıldırım ile birlikte seyrettik. Çok radyo dinliyorum. Yöresel, enstrümantal ve yumuşak çok rahatlatıcı müzikleri severim.
Başarı çok subjektif bir olaydır. Fenerbahçe teknik direktörünün başarısı şampiyonlukla ölçülür. Başarı şampiyonluktan geçiyor. Bu makamın kriteri budur. Benim gözümde F.Bahçe’nin başındaki teknik adamın başarı ölçüsü budur.
İşler iyi gitmediği zaman bir şekilde ayrılmak zorundasınız. Ancak 46 yaşındayken her şeyden çekilmek, futbolu bırakmak gibi bir mantığım yok. Teknik direktör olarak futbolun içinde olurum.
Alex varken bu dizilişle oynamak zorundasınız. Başka şansınız yok. Alex farklı oyun şekillerinde oynayabilen bir oyuncu değil. Oyun yapısıyla, sahanın merkezinde görev yaparak oynar. Forvet arkasındaki pozisyon onun için en uygun yer. Dolayısıyla, Alex varken bu sistemden kolay kolay vazgeçmek zor.
Benim istemediğim şeklindeki iddia doğru değil. Bir oyuncu için çok ciddi çabalarımız oldu. Ben transfer için 1 hafta Brezilya’da kaldım. Ancak çok ciddi bir rakam istediler, rakamlar uygun olmadığı için bu transfer gerçekleşemedi.
Bu istekli ve kombine halimizi korursak önümüz açık. Bireysel futbolcu kalitesi çok yüksek, tecrübesi çok yüksek bir takımız. Türkiye, Senegal, Uruguay ve Nijerya Milli Takım kaptanları bizde. Yüzdeye gerek yok. Bu kadar tecrübeli bir takım şampiyonluğun en büyük adayıdır.
Çok büyük sarsıntılar yaşanmazsa, şu anki ilk üç bir şekilde sıralanır gibi gözüküyor.
Bunları sağlıklı yapamam. Maçlardan sonra kimin ne yaptığıyla çok fazla ilgilenmiyorum. Kimisi ibadet eder, kimisi başka şekilde deşarj olur. Hepsinin meslekleri dışında kendi hayatları vardır ve onu yaşarlar. Ama sahaya geldiklerinde iyi çalışmak zorundalar.
Teknik olarak dünya standardında ama düşünerek konuşan, konuştuklarının sonuçları hakkında düşünen, hayatını kontrol altında tutan futbolcu sanırım.
Diego Lugano: En az konuşan
Alex De Souza: En çok okuyan
Gökhan Gönül: En çok gülen
Mehmet Topuz: En hayvansever
Kendi anladığım anlamda bir düzen kurulana kadar sportif direktörlük ceketi biraz daha askıda. Teknik anlamda, takım ve takımın sorunları çok daha ön planda. Geçen yıl son hafta kaçan şampiyonluktan sonra bu yıl mutlu son çok daha önemli bizim için. Camianın şampiyon olmaya çok ihtiyacı var. Bu nedenle sportif direktörlükten daha çok teknik direktörlük benim için önem taşıyor. Ancak ben burada olsam da, olmasam da sportif direktörlük olmalı.
Futbolun içinden gelenlerin, kılavuzluk ettiği bir düzene ihtiyaç var. Fenerbahçe bu konuda çok çok önemli bir adım attı. Ben böyle düşünüyorum. ‘Bir sportif direktörle çalışmayı kabul ederim’ diyorum. Bu işlerle ilgili akılsız komplekslere gerek yok. Yaşantımda da böyle bir şey yok ve olmayacak. Sportif direktörün faydası olur ama zararı olmaz.
Barcelona’yı oyun tarzı olarak çok beğeniyorum. Barcelona’yı seyrederken futbolun bir oyun olduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Bizde topu kullanmak üzerine değil, topu kullanmamak, kullandırmamak üzerine bir anlayış var.
Dünyanın en iyi takımının ilk 11’inde, 8 alt yapı oyuncusu var. Ben Okan ve Gökay konusunda risk aldım, onlar da da başarılı oldu. Gençler, “Biz de oynayabiliriz” demeliler. O zihinsel dönüşüm, en önemli değişimdir.
Bu meslek, futbolda en önemli makamlardan biri. Böyle bir yerin, dikensiz gül bahçesi olacağını hayal etmek mümkün değil. Burası, bu sıkıntılarla beraber yaşayan bir yer. Dolayısıyla bu baskının, stresin, sıkıntının, gerilimin olmasından doğal bir şey yok. Medyanın yarattığı baskıya çok girmeden, işe geliyorum, eve gidiyorum. Bütün hayatım bu. Bu büyük baskıyı azaltmaya, görmemeye, duymamaya çalışıyorum.
10 ŞUBAT 2011