![]() |
“Meyve veren ağacı taşladılar. Baktılar ki bu ağaç inadına büyüyor yakmaya karar verdiler. Kurguladıkları senaryoyla beni F.Bahçe’den kopardılar.. Tükendim.. Ruhum ve bedenim artık iflas etti.”
F.BAHÇE Başkanı Aziz Yıldırım, 1998 yılından bu yana yürüttüğü görevi bırakma kararı aldı. Şike soruşturması çerçevesinde Metris Cezaevi’nde tutuklu bulunan Aziz Başkan, dün kaleme aldığı bir mektupla herkesi gözyaşlarına boğarken, gündemi sarsacak ifadeler kullandı. Sözü uzatmadan başkanın kulübün resmi sitesinden yayınlanan mektubuna geçelim:
“BEN Aziz Yıldırım, F.Bahçe Spor Kulübü Başkanı. 1952’de Diyarbakır’da doğdum. Bu ülkenin insanıyım. İnşaat mühendisiyim. Bugüne dek kendi ülkem ve milletim için çalıştım ve gözlerimi de vatanımda yumacağım.
BENİ eğip bükemeyenler, beni kendilerine benzetemeyenler meyve veren ağacı taşlayanlar baktılar ki taşladıkça ağaç inadına daha da büyüyor yakmaya karar verdiler ağacı. Kurguladıkları bir senaryo ile bugün beni hayatımın en büyük sevdası F.Bahçe’den kopardılar. Yaktılar ağacı, yanan ağacın yerine yenisinin dikilemeyeceğini bilmeyenler. Ama ben de tükendim. Bu süreç beni çok yordu. Ruhum, bedenim iflas etti, artık daha fazla taşı da ateşi de taşıyamaz hale geldim.
‘KİMSENİN ÖNÜNDE EĞİLMEDİM’
BU süreci atlattığımda hayatımın geri kalan bölümünde F.Bahçe artık sadece yüreğimde bir sevda olarak kalacak. Şimdi sadece bu yaşamakta olduğumuz süreçte yine kulübüme hizmet etmeye devam edeceğim. Bu geçiş sürecinin ardından da artık gururla taşıdığım ve namusumla, onurumla yerine getirmek adına gecemi gündüzüme kattığım şerefli görevim son bulacak. Ama içimdeki F.Bahçe sevdası asla bitmeyecek. Çok mücadele ettim; sağlığımı verdim. Ama F.Bahçe sevdamdan ödün vermedim. Ameliyat masasından kalkıp takımımın başında deplasmana gittim. Tribünde küfür ettirmedim, kavgaya, kargaşaya izin vermedim.
F.BAHÇE’YE hayatımı adadım. Eşimi, çocuklarımı, işimi bıraktım gece demeden gündüz demeden F.Bahçe’nin yolunda yürüdüm. Bu yolda hep doğru bildiklerimi yaptım. Hayatım boyunca kimsenin karşısında eğilmedim, bükülmedim. Çok eğilenler, çok sürünerek, yanımdan geçip gitmeye çalışanlar oldu ama zamanla hepsi ya ezildiler ya yok olup gittiler.”
‘Sporun her dalından ve betondan anlarım’
“SPOR sevdalısı, ama daha da fazla F.Bahçe sevdalısıyım. Betondan da, futboldan da anlamam ondandır. Ama voleyboldan da anlarım, yelkenden de anlarım, basketboldan da anlarım, masa tenisinden de anlarım, yüzmeden de anlarım, kürekten de anlarım, atletizmden de bokstan da anlarım.
42000’E yakın sporcu evladım vardır benim. Evlatlarımın hepsini ismen tanırım. Hepsi birbirinden değerlidir, çünkü onlar F.Bahçe forması giyerler.”
‘Hiçbir zaman yanlış yola sapmadIM!’
“1990’DAN bu yana kulübüme hizmet ettim. 1998’de ‘bir oy’ farkla seçimi kazanıp başkan oldum. Herkesten de ‘bir farkım’ oldu hep, çünkü ben F.Bahçe ’yi herkesten çok, canımdan çok sevdim. Sevenim de çok oldu sevmeyenim de. Beni kendilerine benzetemeyenler beni eğip bükemeyenler nefret etti benden. Kimsenin adamı olmadım, sadece F.Bahçe’nin Başkanı, F.Bahçe’nin adamı oldum.
HİÇ yanlış yola sapmadım, sapmak isteyene, beni yanlış yola çekmek isteyene de hiç müsade etmedim. F.Bahçe sevdam cehennem donana kadar sürecek. Darağacında olsam da son sözüm hep F.Bahçe olacak.”
Şehitleri unutmadı
“TÜM bu duygu ve düşüncelerin içerisindeyken, 14 vatan evladının hain saldırılar sonucu şehit olduğunu öğrenmem sıkıntımı ve üzüntümü daha da artırdı. Kaybettiğimiz, Mehmetçiklerimiz’e Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve ulusumuza da en derin duygularımla başsağlığı dileklerimi iletmek isterim.”