![]() |
İstanbul'da düzenlenen "Müslüman Toplumlarda Değişim ve Kadının Rolü Konferansı"nın açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, kadın hakları ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Konuşmasında kadınların tarihin her döneminde değişimin sahibi olduğunu söyleyen Erdoğan,"Kadınlara şiddet uygulayanlar insani, vicdani ve kutsal değerlerden yoksundur" değerlendirmesinde bulundu. Kadın haklarının önemine değinen Erdoğan, Hz.Muhammed'in “Cennet annelerin ayakları altındadır” hadisini hatırlatarak, "Anneler ayaklarının altı öpülecek varlıklar. Ben, şu anda ayağının altını öpeceğim anneden mahrumum" dedi. İsrail askerlerinin anneleri çocuklarının gözü önünde aşağıladıklarını, hatta öldürüldüklerini örnek veren Başbakan Erdoğan, “Türkiye bizim işimize niçin karışıyor” sözlerine de sert tepki göstererek, şunları söyledi: -"SARKOZY, TÜRK VE MÜSLÜMAN DÜŞMANLIĞI ÜZERİNDEN SEÇİM KAZANMAYA ÇALIŞIYOR"- Konuşmasında dün Fransa'da kabul edilen sözde soykırım tasarısına da değinen Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Türk ve Müslüman düşmanlığı üzerinden seçim kazanmaya çalıştığını söyledi. Fransa'da bugün yaklaşık 5 milyon Müslüman bulunduğunu, tasarının kabul edilmesi ile Müslüman karşıtlığının ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığının ortaya konulduğunu dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: -SARKOZY'NİN DEDESİ BENEDICT MALLAR, OSMANLI'YA SIĞINDI- Erdoğan, 15.yüzyılın sonlarında İspanya'dan kaçıp Osmanlı'ya sığınan Musevilerin, bugün Yunanistan'da bulunan Selanik'e yerleştirildiklerini, binlerce Musevi ailenin kaçısı sırasında onlara Osmanlı devletinin kucak açtığını belirterek, "Bunu söylediğimizde bazı Museviler bundan da rahatsız oluyorlar. 'Niye bunu bize ikide bir hatırlatıyorsunuz' diye.. Tarih bilmiyorsunuz da onun için... Yüzyıllar boyunca Osmanlı devletinin tebası olarak sorunsuz şekilde hayat sürdürdüler" dedi. Selanik Osmanlı idaresinden ayrıldıktan sonra 1904'te Fransa'ya göç eden Benedict Mallar'ın ise Sarkozy'nin dedesi olduğunu söyleyen Erdoğan, "Sayın Sarkozy, Türkiye'nin tarihinde soykırım bulunmaz. Eğer kendi aile şeceresine göre bir derinliğe bakarsa, orada Türkiye'nin Türklerin yardımında, hoş görüsünden başka hiç bir şey görmez. Göremez" dedi. -FRANSA KRALI FRANCESCO'NUN, KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'A YAZDIĞI MEKTUBU OKUDU- Konuşması sırasında, birde belge açıklamak istediğini dile getiren ve konuşma yaptığı kürsünün altından bir de belge çıkartan Erdoğan, belgenin, işgal altındaki Fransa Kralı François’ya, Kanuni Sultan Süleyman'a gönderdiği mektup olduğunu açıklayarak, metni aynen okudu: -"SARKOZY, KENDİ TARİHİNE DE, FRANSA TARİHİNE DE BAKSA TÜRKİYE'NİN DOSTLUĞUNDAN BAŞKA BİRŞEY GÖREMEZ"- "İşte Türkiye'nin tarihinde bu vardır. Sayın Sarkozy, kendi tarihine de, Fransa tarihine de baksa, Türkiye'nin dostluğundan başka hiç bir şey göremez" diyen Erdoğan, Sarkozy'nin oy hırsıyla baktığını söyledi.
"Hepimiz ortak bir coğrafya kadar, ortak bir tarihi paylaşıyoruz. Bizim ortak tarihimizde asr-ı saadet var" diyen Erdoğan, bu ortak tarihte insan canının kudsiyetinin bilindiğini, insan öldürmenin, işkencenin, ırkçılığın ve ayrımcılığın reddedildiğinin bilindiğini ifade ederek, "Ancak bildiklerimiz, gördüklerimiz ve şahit olduklarımız arasında çok büyük uçurum var. Bosna'da kadınlar toplu halde işkencelere maruz kaldığında hepimiz sesimizi yükselttik. Filistin'de kadınlara yönelik şiddete hepimizin yürekleri yandı. Afganistan'da, Somali'de, Suriye'de, Mısır'da kendi din kardeşleri tarafından sözde zulme, işkenceye, haksızlığa maruz kalan kadınlar karşısında çok daha fazla müteessir olduk" dedi.
-"TÜRKİYE NİÇİN İÇ İŞLERİMİZE KARIŞIYOR SÖZLERİNİ DUYMAK AYRI BİR ZİLLET, ALÇAKLIKTIR"-
"Dünyanın değişik yerlerinden, 'Türkiye niçin bizim iç işlerimize karışıyor' seslerini duymak ayrı bir zillettir, ayrı bir alçaklıktır. Siz bir kadını dipçiklerle bu şekilde dövemezsiniz. Hele savunmasız insanlara bu şekilde yaklaşamazsınız. Yabancılar tarafından değil, kendi dindaşları tarafından sokakta, pazarda camide topluca katledilen Iraklı erkekler ve kadınlar için özeleştiri yapmak zorundayız. Siirt'te, Batman'da, Ankara'da, İstanbul'da katledilen kızlar, karnında çocuğuyla öldürülen hanımlar, canlı bombanın üstüne atlayan kadınlar için de sesimizi yükseltmek zorundayız. Elbette İslamifobyayı, ırkçılığı, ayrımcılığı şiddetle eleştireceğiz. Afrikanın, Ortadoğu'nun kaynaklarını talan etme hırsındaki çevreleri eleştireceğiz. Fakta, kendi öz eleştirimizi de yapabilirsek sorunlara kolay çözüm üretebiliriz. Yoksulluk, kan, gözyaşı ve acı bizim ortak coğrafyamızın değişmez kaderi asla değildir."
"Cezayir'de 1945 yılından itibaren tahminen nüfusun yüzde 15'i orada Fransızların katliamına uğranıştır. Bu bir soykırımdır. Cezayirliler fırınlarda topluca yakıldı. Eğer Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Sarkozy, bu soykırımı bilmiyorsa gitsin babası Paul Sarkozy'ye sorsun. Babası 1940'larda Cezayir'deki Fransız lejyonunda askerlik yaptı. Eminim ki oğluna Cezayir katliamıyla ilgili söyleyecek çok sözü vardır."
"Ben ki sultanların sultanı, hakanların başı, krallara taç giydiren, Allah’ın yer yüzündeki gölgesi ve atalarımın fethettiği Akdeniz’in Karadeniz’in Rumeli’nin Karaman’ın, Sivas’ın Diyarbakır’ın, Kürdistan’ın, Şam’ın, Mısır’ın, Mekke’nin, Medine’nin ve de ateş saçan mızrağımın ve zafer getiren kılıcımın üstünde sahip olduğum nice ülkenin padişahi olan Sultan Süleyman Han. Sen ki Fransa ülkesinin kralı olan Françesko’sun. Kralların sığınağı olan kapıma mektup göndererek, esir edilerek hapse atıldığını söylemişsiniz. Benden yardım istiyormuşsunuz. Gönlünüzü ferah tutun. Ne yapacağımı elçinizden öğreneceksiniz. Selim’in oğlu Süleyman. 1526 – İstanbul.”
Bu tehlikeli tutuma karşı Avrupa ve AB'yi uyardıklarını ve uyaracaklarını açıklayan Başbakan Erdoğan, ayrıca ifadelerinin asla Fransız halkına yönelik değil, sadece ayrımcı, ırkçı ve hezeyan içinde olan yöneticilere karşı olduğunu söyledi. Fransa'da yapılan dünkü oylamanın manidar olduğunu dile getiren Erdoğan, Fransa'nın 557 kişilik parlamentosunda 55 kişilik bir katılımla oylamanın yapıldığını, 30 kişinin olur, 11 kişinin red oyuyla böyle bir netice alındığını vurgulayarak, "Eğer yüreğin varsa tüm tüm parlamentonla girer oylamanı öyle yaparsın. Ancak maalesef bunlarda o yürek, omurga yok. Böyle sulandırılmış, gayri ciddi bir oylama olabilir mi?" diye sordu.
Türkiye'nin AB ile ne kadar birlik olmak istiyorsa, AB'nin de Türkiye ile birlik olmak istediği sürece bir güç ifade edebileceğini dile getiren Erdoğan, aksi taktirde AB'nin de eksik kalacağını kaydetti. (ANKA)