![]() |
İZZET ÇAPA / HABERTÜRK PAZAR Yıl 1983… Yeni çıkan YÖK yasası ile üniversiteden atılan pek çok aydın arasında genç bir asistan da var. Üniversitedeki bu dalgalanma Serdar Turgut’un hayatında yepyeni bir sayfa açıyor… İşsiz Serdar, gazeteci olmak için başvurduğu Güneş gazetesinde Güneri Civaoğlu tarafından işe alınıyor ve yaklaşık 30 yıllık bir serüvene böylece adım atıyor. Bunca yıl içinde neredeyse dolaşmadığı gazete kalmıyor Serdar’ın. Hürriyet, Güneş, Cumhuriyet, yine Hürriyet ve aynı gazetenin Washington temsilciliği derken Akşam’a Genel Yayın Yönetmeni oluyor. Oradan da Habertürk’e geçen Serdar Turgut’un mesleğe bakış açısı…. Amerikan Rüyası'ndan uyanabildiniz mi yoksa Yeni Dünya aşkı devam ediyor mu? Doğru söyleyin Amerikan ajanı olabilir misiniz? "Bir türlü" nasıl oluyor? Aman 007 Bey, sorduğuma pişman oldum. Rana Hanım'la tanıştığınız zaman evliymişsiniz? Ne oldu da gözünüz karardı? SEKSÜEL MAZOŞİSTİM, FETİŞLERİM DE VAR Kolay tavlayabildiniz mi bari Rana Hanım'ı? Yazılarınızda Rana Hanım'ın çok konuşmasından şikayet ediyorsunuz… Her yerde seçebilir misiniz sesini? Siz de pek kolay bir adam değilsiniz herhalde! Ve zor adam zoru seçti. Mazoşist bir yanınız var mı? Bilseydim hediye kırbaç getirirdim. Aldattınız mı hiç Rana Hanım'ı? NEW YORK’TA TEK GECELİK İLİŞKİLERİM OLDU Peki siz bu çeki bozdurdunuz mu hiç? Hop hop durun bir dakika benim ahlak anlayışıma ters bu işler. Bedenlerin buluşması aldatma değil midir. Bunun Amerikalısı, Türk'ü mü var? Kucağında kedisiyle Marlon Brando'yu göremeyiz orada yani... Tövbe estağfurullah. Peki Rana Hanım aynı şekilde davransa rahatsız olmaz mısınız? Mazoşizm, fetişizm derken biraz da faşizm var sizde galiba… Ben yaparsam serbest, karım yaparsa yasak… Peki böyle bir durumda tepkiniz ne olur? Peki yapmayacağından emin misiniz? 500 KADINLA YATMA FIRSATINI KAÇIRDIM Bunun cevabı bende yok tabii… Peki korkak bir insan mıdır Serdar Turgut? Yazı yazarken mi gelir bu korku? En korktuğunuz şey ne? Kaç yaşında oğlunuz… Asosyal misiniz? Özür dilerim Bay Julio İglesias.Tek eşlilik sizin tabiatınıza uygun değil galiba. Rana hanımla bu kadar uğraşıyorsunuz; tam tersi ya o yazar olsaydı da sizi tiye alsaydı?… Ben karınızı soruyorum. Böyle bir durumda gece yatarken boğmak istemez miydiniz onu? Rana hanım gerçekten ‘cadaloz’ mu? İlk günlerde çok süründürdü mü sizi? Rana Hanım'ın kocası olmak mı zor, Serdar Turgut’un karısı olmak mı? ERTUĞRUL ÖZKÖK GİZLİ EŞCİNSEL OLABİLİR Şimdi hayatınızdaki bir başka önemli insana gelmek istiyorum. Ertuğrul Özkök… Hoppala...Yoksa dedikleri gibi çok mu çabuk insan harcıyorsun sen? Size gazetede ilk köşeyi veren Özkök değil miydi? Nasıl yani? Yani o vermedi, siz aldınız… Bu arada özel olarak görüşüyor musunuz? Arkadaşlığınızı dondurmuş durumdasınız yani? Siz nasıl tanımlarsınız onu... Aman Serdar Bey..! Küçük dilimi yutacağım. Şunu açalım biraz… Bir zamanlar Burhan Ayeri için de ‘gizli eşcinsel olabilir’ demişsiniz. Hâlâ buna inanıyor musunuz? PARASINI BAŞKASI ÖDÜYORSA EN İYİ ŞARABI İÇERİM Geç yaşta baba olmanın avantajları ve dezavantajları neler? Megaloman mısınız biraz? Entellektüel yanınıza hayransınız yani… Neyim varmış benim kıskanılacak? Aslında ben de çok asosyal bir adamım. Siz de asosyalim diyorsunuz ama mesela dünyanın en iyi şarabını yazıyorsunuz. Bunları evde rakınızı içerken işkembeden mi uyduruyorsunuz? Şaka bir yana hiç yaşamadan nasıl yazıyorsunuz lüküs hayatı? Peki kim götürüyor sizi? Ben sizin kadar bel altı düşünmüyorum... Mizahi yazılar yazıyorsunuz ama o kadar komik değilsiniz galiba… FİKİR OLARAK ANARŞİSTİM Yeri gelmişken soralım; standup’çılardan sizi en çok kim güldürüyor? Lütfen cevap Zerrin Egeliler olmasın Ama daha önce ‘Cem Yılmaz’ı beğeniyorsan Türksün’ diye yazmıştınız. Bu ne yaman çelişki? Biraz donuk bir insansınız galiba? Estağfurullah, donuk dedim. Yani o yazıları yazan adam başkasıymış gibi… Siyasi görüşünüz hangi partiye yakın? Yapmayın, kaldı mı artık anarşist filan… Haydi biraz daha ileri gidelim de dövün beni… Kötü ve acımasız bir insan olduğunuz söyleniyor. HASTAYKEN DUA ETTİM AMA YİNE DE ATEİSTİM Allah korusun bir daha hastalanırsanız Rana hanımdan başka kim gelir yanınıza? Bu acı bir durum değil mi? "Ateistim" diyorsunuz ama hastanede dua okumuşsunuz… Bu ne perhiz bu ne hamburger? İyileşince ateist oldunuz yine? Kurban kesen ateistsiniz ama... BABAMIN PARASINI KADINLARA YEDİRDİM Sohbetimizin tam burasında telefonu çalıyor Serdar Turgut’un. Arayan, Turgut’un yazılarında sıkça yer alan babası Hamit bey… O yazılardan öğrendiğimize göre son derece ilginç bir kişilik Hamit Turgut. Bu fırsatı kaçırmıyorum ve telefonu kapıp onunla da birkaç cümle konuşuyorum. Hamit bey izin verirseniz bir iki soru soracağım oğlunuz hakkında… Nasıl bir insan size göre Serdar Turgut? Hayırlı bir evlat mıdır Serdar bey? Kadınlara kızlara mı yedirdi paranızı? Neden cinselliği bu kadar çok takmış kafasına bir baba olarak en iyi analizi siz yapabilirsiniz? Lafı fazla uzatsam ayıp olacak, telefonu veriyorum Serdar beye. Baba - oğlun konuşması fazla uzun sürmüyor. Ve yine dönüyoruz sohbete… Çok parasını yediniz mi gerçekten babanızın? Ankara sizi Hamit Turgut’un oğlu diye tanıyor. Filozof ve ağır içen bir baba… Ama 17 ton diyor kendisi… EĞİLİMİM OLSAYDI BİR ERKEĞE AŞIK OLURDUM Babanızı seviyorsunuz ama bilinçaltınızda kızgınlıklarınız var mı? Küçükken de kavga eder miydiniz. Bir yerde sizi Oscar Wilde’a benzetmiş. Siz düşünüyor musunuz peki ‘genç olsaydım kadınlara değil erkeklere ilgi duyardım’ diye? Eee, neden yapmıyorsunuz o zaman, yaşlandınız diye mi? Bir erkekle aşk yaşar mıydınız? VASAT OLAN HER ŞEY BAŞTACI EDİLİYOR Cinsel hayatınız ne durumda şu an? Evde mi yoksa dışarı da mı? Anlaşıldı, konuyu değiştiriyoruz… Mizah yazılarınızın mı daha etkili olduğunu düşünüyorsunuz, yoksa ciddi yazılarınızın mı? Görebildiğimiz kadarıyla penis yazıları bitti artık. Neydi alıp veremediğiniz 'organınızla'? Yooo o soruldu. Başka ne olabilir? Sabah ereksiyon olmadan çok iyi düşünemediğiniz doğru mu? HER MAHALLEDE BİR PORNO DÜKKANI AÇILMALI “Ben cümlelerde sapığım” diye bir lafınız var. Cümlerlerde sapıklık ile hayattaki sapıklık arasında ne fark var? Nedir bunun çaresi? Çaktırmadan harbiden sapıkmışsınız siz de… Bir ‘sapık’ olarak ilk cinsel deneyiminizi nerede yaşadınız? Nasıldı? O niye? Kırbacınız evde mi kalmıştı? NICOLE KIDMAN’IN KÖLESİ OLMAK İSTERDİM Peki "Bay Sapık"ın fantezilerinizi süsleyen kadın kim? Diyorsunuz ki, Nicole elinde kırbaçla… Pardon ama bunlar bana gerçekten sapıkça geliyor… Ben böyle iyiyim… Peki Türklerden yok mu ‘fantezi giderici’ Mesela Hilal Cebeci? Hilal’i kadın olarak görmüyorsunuz madem Serdar Turgut’u ne olarak görüyorsunuz? Nasıl yani? Rusya’ya gittiniz mi hiç? Orada da Rus kadınları konusunda bazı etütler yaptınız mı diye soracaktım. Seks dürtüsü azalınca mı? PAHALILIKLA GELEN GÜZELLİK VE KEYİF YOKTUR Peki Brad Pitt'e benzeseydiniz yine halk plajına mı gidecektiniz? Siz genelde kaç liralık şarap içiyorsunuz? Başka bir soru sorayım. Amerika’ya business mı uçuyorsunuz, ekonomi mi? Şimdi gelelim meşhur lahmacun meselesine. En iyi şarabı içmekte bir sorun görmüyorsunuz, buissiness’da uçuyorsunuz… Peki rahat bir ortamda, keyif için lahmacuna o kadar para verilmesine neden kızıyorsunuz? Amerika'da Kobe eti yediniz mi hiç? En pahalı eti yediniz, bu lahmacunun üzerine konunca mı sorun oluyor? FETHULLAH GÜLEN’DEN ETKİLENDİM AMA CEMAATÇİ DEĞİLİM Bu konuda da eleştiriler aldınız yanılmıyorsam… Fethullah Gülen’in bu sözleri söyleyen bir insanı kabul etmesi de takdire şayan… *** Bu muhabbet sırasında Rana hanımdan o kadar söz ettik ki, kulaklarının çınlamasının önüne geçmek için Serdar bey’den rica ettim. Bir iki kelime de ben konuşmak istedim onunla. Serdar bey beni kırmadı ama konuşurken gerekli önlemleri almam için bir iki uyarıda da bulunmadı değil… Ama hiç birine gerek kalmadı, çünkü karşımdaki kibar ve çok sevecen bir hanımefendiydi. Rana hanım, kızmazsanız şunu sormak istiyorum, Serdar bey sesinizin çok sivri olduğunu söylüyor, doğru mu? Niagara şelalesinin sesini sizin sesinizi dinlemekten duyamamış. Peki yazılarda okuduğumuz kadar cadaloz musunuz? Rahatsız oluyor musunuz Serdar Bey’in bu tür yazılarından peki? Serdar Bey “Hiç arkadaşım yok, sadece Rana var” diyor. Kötü bir adam olduğu için mi? İyi bir arkadaş mı Serdar Bey Tanıştığınızda Serdar Bey evliydi, sizi nasıl tavladı? Fetişlerini yazmasına da kızmıyor musunuz?
Diye bir giriş yapacaktım bu röportaja ama onunla konuşmaya başlayınca bütün bu cümlelerin nasıl abes kaçacağını hemen anladım. ‘Salaklığın alemi yok’ dedim kendi kendime. Çünkü karşımda gerçekten uçuk bir insan, pek çok şeyi aşmış bir hayat filozofu vardı. Ben de biraz ona ayak uydurmaya çalışınca ‘uçuk üstü’ bir söyleşi çıktı ortaya. Onun gibi halk plajına gidemedik ama Nişantaşı’nın göbeğindeki bir AVM’de mangal yaptık, birlikte lahmacunları indirdik mideye. Kısacası bu muhabbeti emniyet kemerlerinizi bağlayarak okumanızı tavsiye ederim. Serdar Bey biraz hız biraz da ahlak sınırını aştı, bendeniz de ağzım açık dinledim. Ama baştan söyleyeyim, sözün mülkü muhatabında değil sahibindedir.
Severim Amerika’yı ama aşığı olduğum söylenemez. Amerikan yaşamı berbattır. Sadece popüler kültürü ilgimi çekiyor artık.
Ben onlara akıl danıştığıma göre bir türlü ajanım herhalde
Ajan olma ihtimali bulunan bazı Amerikalılarla görüşüyorum. Onlar da bana bilgi almak için zaman zaman sorular soruyorlar.
Gazetede oturuyordum. O da bir iş için gelmiş. İlk görüşte aşık oldum. “Hapı yuttun oğlum Serdar” dedim… Ve işte gördüğünüz haldeyim.
Oldukça zor bir süreçti. Evli olmam da işleri güçleştiriyordu. Toplumsal baskılar, boşanmalar filan derken aştık hepsini…
Yahu Amerika’da ünlü Niagara şelalesine gittik. Onun sesinden şelalenin sesini duyamadım. Öyle sivridir sesi. Yazmıştım da bunu…
Kesinlikle. Sen de duyarsan anlarsın. Bir kere bağırttır kendine bak gör…
Ben de onu diyecektim, değilim!
Tabii… Seksüel mazoşistim. Fetişlerim de vardır. Fetişizm ile mazoşizm bir noktada buluşur bende.
Eskiden onun bana yazdığı açık bir çek vardı. "Yurt dışına çıktığın zaman ne istersen yap ama benim etki alanımda, yani İstanbul’da yasak" derdi…
New York’ta yaşadığım tek gecelik ilişkilerim olmuştur. Ama aldatma sayılmaz bu..
Aldatma daha farklı bir olay. Bir açıklık getirelim şuna… Benim orada bir yer altı dünyam var. Bildiğin yeraltına inerim. Orası seksüel ilişkilerin olduğu bir dünyadır.
Yok, Godfather'ın yer altı dünyası gibi değil… Kendine özgü kuralları vardır o yerlerin. Parasız cinsel ilişkiye giren de vardır, fahişesi de… Ama normal gündelik hayatını yaşayan insanlar da gelir. Bunlar özel kulüplerdir. Ben yaşayacağımı orada yaşarım. Yani parayla seks filan değil… Yanlış anlaşılmasın.
Olurum tabii…
Yasak demedim, rahatsız olurum dedim.
Valla hiç bilemiyorum…
Hayır, hem neden olayım ki?
Oldukça…
Tam aksi, yazarken hepsi geçer. Hayattan korkularım var benim…
Şimdi çocuğumla ilgili korkularım var.
10… Akıllı ve zeki olduğu için çok mutluyum. Sosyal ortamlarda benden çok daha iyi.
Maalesef. Sadece konuşamadığım ve sormaya zorlandığım için hayatımda en az 500 kadınla yatma fırsatını kaçırmışımdır.
Bırak beni, tek eşlilik kadının da, erkeğin de ruhuna aykırıdır.
Hayatımda en zevk aldığım şey şudur; karşımda bir köşe yazarı olsun, onunla kavga edeyim…
Hayır, yazıyla boğardım.
Sert bir kadındır. Güçlü bir karakterdir. Evde evle ilgili her türlü kararı o verir.
Hem de nasıl… Düşünsene bir yandan evliyim ama o zamanki karım yurtdışında. Rana ile gayri meşru bir ilişkimiz var topluma göre. Onu ikna etmeye çalışıyorum. O da beni bir an önce kafasına göre düzene sokmaya çalışıyor. Beni süründürerek adam olacağımı düşünürdü. O zamanlar gerçekten alkolik oluyordum.
O benim karım olmaktan, ben onun kocası olmaktan çok hoşnut olmayabiliriz zaman zaman.
O eskiden önemliydi.
Biraz düşündükten sonra harcıyorum.
Yayın yönetmeni oydu, başkası veremezdi zaten. Ama belki de ben almışımdır.
Hürriyet’in Washington temsilcisiydim. Amerika’daki evime misafir olarak geldi. Haftada bir de gazeteye mizah yazıları yazıyordum. Türkiye’ye dönmek istediğimden, ‘yazıları 7 güne çıkaralım’ dedim. Ben formüle ettim yani meseleyi.
Ertuğrul’un yaptığını küçümsemek istemiyorum ama durum aynen anlattığım gibi…
Son günlerde değil. Zaten genelde o aramaz ben arardım. Sıkıldım galiba tek taraflı aramaktan. Ben de aramıyorum artık.
Ben hiçbir şeyi dondurmadım. O kendisi için yaptığı bazı tanımların içinde yaşıyor şimdi…
İ…dir o (gülüyor).
Herkes gizli eşcinsel olabilir. Ertuğrul ise özellikle olabilir. Onun da benim de kadın yönümüz vardır. Kendi yazdığı için söylüyorum.
Ruhunun bir yanında kadın olduğunu biliyorum. O da söylüyor zaten. Zaten iyi insanlar, iyi erkekler öyle olur.
Bu çok eskide kaldı. O zaman gazeteye aldığım ve eşcinselliklerini deklare etmiş insanlara öyle sert tepkiler veriyordu ki “Bu kadar tepki koyan insanın içinde gizli eşcinsellik duyguları olmalı" demiştim.
Eşcinsellere sert tepki koyan ve cinsel tercihleri anlamayan insanlara daima böyle tepki koyarım. Bu Burhan’a özel bir şey değil
Avantajı şu; maddi birikimleriniz fazla olursa çocuğunuza daha iyi imkanlar sağlayabiliyorsunuz. Ama onun büyüdüğünü görmeden ölmek riski de var tabii..
Büyük ihtimalle. Kendimi severim evet. Sevdiğim yönlerim kitap okumam ve okuduğumu anlamam falan
Pek entelektüel demeyelim de… Aslında seni de kıskanıyorum…
Rahat yaşamanı kıskanıyorum. Hem bu ortamlardasın, hem de gazetecilik yapıyorsun.
Yok canım. En iyi şarabı eğer ortam iyiyse ve parasını da başkası ödüyorsa içerim tabii… (Gülüyor)
Arada bir yaşıyorum canım…
En son… Aaa, sen şarap içmeye kim götürüyor diyorsun. Ben başka şey anladım (gülüyor)
Hiçbir mizah yazarı günlük konuşmalarının içinde mizahi olamaz. Mizah üzerinde ciddi ciddi düşünülerek yapılması gereken bir iştir. Ben mizah yazdığım zaman güldürebilirim ama konuşurken sizi güldüremem. O stand up komedi olur.
Cem Yılmaz’ı tabii…
Fikrim neden değişmesin? Eskiden beğenmiyordum, şimdi beğeniyorum. Ama yazı yazarken benim dilimin kemiği yok. Her şeyi yazarım. Başıma da çok şey geldi bu yüzden.
Aptal gibi mi görünüyorum?
Donuğumdur evet. Zaten mizah yazıları da, siyasi yazılar da kurgudur.
Hiçbir partiye. Ben anarşistim…
Fikir olarak anarşistim, yaşam olarak değil
Hiç acımasızlık yoktur bende. Çünkü acımasız olabilecek kadar yakın ilişki kurduğum bir insan yok.
Hiç kimse…
Yooo. Kimseden arkadaşlık beklentim yok zaten. Ben biraz Nietzsche’nin yolundan gidiyorum.
Ya, ateist de bir gün hastaneye düşüp elinin ayağının tutmadığını görürse dua edebilir. O zaman da ateizmini sorgulaması gerekir. Ben o hastalıktan sonra çok sorguladım ve ateizm galip geldi.
İyileşmekle ilgisi yok. Kendimi sorguladım. ‘Dua ettiğine göre ateist olmaman gerekir’ dedim, sonra dediğim gibi ateizm baskın çıktı işte…
İyileşip gazeteye dönerken Rana’nın da zorlamasıyla kesildi bir kurban…
Aynen benim kadar deli…
Hayırlıdır hayırlı olmasına ama New York’da çok paramızı yedi…
Bana söylemiyor ama kesinlikle öyle
Ben de onun gibi genç kızlara çok düşkündüm. Hala da öyleyim.
Yedim, özellikle Washington’a son gittiğimde kadınlara yedirdim (gülüyor).
İçtiği rakı 4 tonu filan bulmuştur…
Kafam karıştı ya… 4 ton viskiydi… Rakı da 17 ton…
Tabii ki var. Kavga da ederiz ama kalıcı değildir kızgınlıklar…
Ederdik… Hatta bir kere beni gece kulübüne götürüp bir kadınla tanıştırmıştı. Sadece dans ettik kadınla. O zaman kızmıştım işte. Yatağa kadar götürseydi iyi olacaktı...
Siz de aklınızı fikrinizi yatakla bozmuşsunuz. Babanız cinsellik içerikli yazılarınız hakkında nasıl yorum yapıyor?
Onları hafif buluyor.
Beni mi? Babam da benim gibi cinsel tercihlerimin farklı olduğunu düşünüyor galiba.
Tabii, neden düşünmeyeyim?
Öyle bir eğilimim olsa yapardım. Ben eşcinselliğin sonradan tercih ile olan bir şey olduğunu düşünmem hiçbir zaman. O ‘gelen’ bir şey bence. Gelseydi olurdum zaten.
Tabii kesinlikle. Eğer öyle geliyorsa yaşarsın. Yaşamayan da kendinde bulsun sorunu.
Düşük düzeyde var.
Düşük düzeyde dedik ya…
Mizah yazılarımın. Ama artık mizah kayboluyor Türkiye’de. Gri düşünce hayatı mizahı etkiledi. Bir vasatizm hakim. Vasat olan her şey baş tacı ediliyor.
İktidarsız olup olmadığımı mı sormaya çalışıyorsun?
Küçük… Hem de arada bir iktidarsızlık da var. Neden olmasın ki. Bunu da hayatımda bir heyecan olarak görüyorum. Küçük işte, keşke büyük olsaydı (gülüyor)
Evet ama artık bu durum olmamasına rağmen yine de düşünebiliyorum.
Buna sapıklık denirse, hayatta da sapığım. Ben herkesin bir fetişi, bir cinsel takıntısı olduğuna inanıyorum. İnsanlar bunu keşfedemedikleri,ya da bilinçaltında kabul edemedikleri için mutsuz oluyorlar.
Her mahallede ortak kullanılabilen porno dükkanları açılmasından yanayım. Çünkü o dükkanlar insana özgürlük verir. Porno dükkanını gezerken kendi fetişinizi keşfedersiniz.
Nasıl çaktırmadan. Herşeyi anlattım işte. Çaktırarak sapığım.
New York’ta bir kerhanede…
Berbattı...
(gülüyor) Kırbaçlanma bence rutin bir şey. Gerçekten Türk erkeğinin tek bildiği kadının üzerine çıkıp dangul dungul bir şeyler yapıp erken boşalmak. Kadınlar adına ben şikayetçiyim.
Nicole Kidman’ın kölesi olmak isterdim.
Kırbaca gerek yok… Tavrı yeter…
Ben senin için seks hayatı çok renksiz diye yazacağım…
Onu kadın olarak bile görmüyorum. Ben Şebnem Ferah’ı beğenirim.
Kendimi de erkek olarak görmüyorum. Uzun zamandır erkek olmaya çalışan bir insanım.
Her an, her durumda baş kaldırma mücadelesi.
Gittim tabii… Ne alaka şimdi?
Yaptım ama başarılı olamadım. Eşyalarımı çalıp kaçtı kadın… Ama ben komünizm döneminde gittim, o zaman bir dolar versen 10 tane kadın geliyordu. Onun için sayılmaz yani.. Şimdi hayatımı daha keyifli yaşıyorum.
Öyle… Gençken gittiğim zaman yurtdışına aklımda ön planda hep seks olurdu. Şimdi hayatımın her alanından zevk almaya çalışıyorum.
O yüzden halk plajlarına gitmeye başladınız?
Halk plajında da deniz, kum, güneş aynı. Her şey çok daha demokratik. Hiç kimsenin cinsel tercihine, vücut yapısına doğal görünümüne karışmıyorlar. Herkes istediği gibi davranıyor.
Hayır canım, kulüplere gidip karı kaldırırdım
Gündelik yaşamımda 30 lirayı geçen şarap içmem. Biri ısmarlarsa da ne olursa onu içerim.
Upgrade oluyorsam business uçuyorum. Her ikisi arasında rahatlık açısından çok fark var.
Bunun rahatlıkla ve keyifle bir alakası yok. Burada konsept satıldığından söz ediliyor. Pahalıkla gelen hiç bir güzellik, keyif yoktur. Güzellik, keyif her ortamda sağlanabilir. Ben mesela, Yalıkavak’ta halk plajına gidiyorum.
Tabi ki yedim…
Ben lahmacunu ve etini sorgulamıyorum ki… Bir konsept oluşturulmasını, pahalılığın kaliteyle ve iyi yaşamakla özdeşleştirilmesini eleştiriyorum.
Fethullah Gülen’i ziyaretiniz de çok konuşuldu. Etkilendiniz mi Gülen’den?
Etkilendim, Çünkü hem hakkında çok konuşuluyor hem de kendisinin hitabet gücü çok fazla. Ama bu düşüncelerimi değiştirecek kadar güçlü bir etkilenme değildi.
Etkilendiğimi yazınca hemen cemaatçi olduğumu sanıyorlar. Ben yıllarca dindar değilim, Allaha inanmıyorum demişim üstelik.
Ben de onu anlatmak istiyorum zaten. Bu adam önemlidir çünkü kapitalizmden etkilenmiş insanlara hazırlıyor Türkiye’yi. Bir de benim gibi insanlarla bile oturup konuşuyor. Böyle bir Türkiye’de böyle insan önemlidir. Bir çevrenin duyarlılığını ortaya koyuyorum ve bunu
yazıyorum diye cemaatçi oluyorum.
Neden kızayım…Doğru tabii…
Durumu biraz karikatürize ediyor ama gerçek payı da vardır her halde…
Ee biraz öyle oluyor.
Yok canım… Çok komik, üstelik bu durum beni mutlu ediyor.
Belirli seviyelere gelen ve kendini kandırmayan insanlar bir yaştan sonra arkadaşı olmadığını fark ederlerse rahatlarlar. Serdar rahatladı. Ayrıca eşler arasında kurulan arkadaşlıktan daha önemlisi de yoktur.
Her zaman değil…
Karşılıklı bir etkileşim söz konusuydu. Flört edebiliriz sonra da kendi yollarımıza gideriz diye baktığım bir ilişkiydi. Serdar kadar ciddi düşünmüyordum. Serdar'ı çok evli gibi görmemem de risk alabilmeme yardımcı oldu.
İnsanın kendine karşı dürüst olması bazı duygularını saklamasından çok daha iyi. Sinsice davranacağına en azından dürüst olarak dışa vuruyor kendisini.