![]() |
ABD’li yetkili yaptığı açıklamada “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tasarısının veto edilmesinin ardından biz Esad’ın düşmesini hızlandırma çabalarında muhalefete destek olmaya odaklanacağımızı ve ortaklarımızla yakın işbirliği içinde Esad’ın düşmesinden sonrasını ciddi bir şekilde planlamaya başlayacağımızı net olarak söylemiştik. İstanbul ziyaretinin çerçevesi de bu olacak. Dışişleri Bakanı Clinton Türk liderlerle derin, uzun ve detaylı görüşmeler yapmak ve Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile stratejimizin üç ana ayağı hakkında konuşmak için kolları sıvamaya hazır” dedi. Yetkili izlenecek üç ayaklı stratejiyi ise şöyle açıkladı: - BİRİNCİ AYAK: Türklerle iki taraf olarak şu anda neler yaptığımızı ve muhalefeti desteklemek açısından yaptıklarımızın etkinliğini nasıl değerlendirdiğimizi konuşacağız. Ayrıca yaptığımız çalışmaların Türkiye’nin içindeki muhalefete sağlanan desteğin uluslararası topluluk ile koordinasyonu ve verimliliğe nasıl uygun olabileceğini ele alacağız. Bu silah içermeyen lojistik destekle ilgili olan bölüm. Rejimin izolasyonu için yapılan bu desteğin başka bir önemli şekli de ekonomik yaptırımlar, çok kısa sürede bunları daha da sıkılaştıracağız. - İkinci AYAK: İnsani yardımlar. İnsani koşullar çatışmalar yaygınlaştıkça kötüleşiyor. Şu anda Türkiye’nin yardım sağladığı 50 binden fazla mülteci var ve hem maddi hem de başka şekillerde uluslararası yardıma olan ihtiyaç büyüyor. Geçen hafta ABD, bir bölümü Türkiye’deki mülteciler için kullanılacak, 12 milyon dolar ilave yardım açıkladı. Yarın (bugün) da Dışişleri Bakanı, Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği’ne yapılacak olanlar ve özellikle Türkiye’nin başvurusuna bağlı olarak Uluslararası Göçmen Örgütü kanalıyla bu konuda ilave yardımlar açıklayacak. Başkan Obama ve Başbakan Erdoğan da 30 Temmuz’daki görüşmelerinde uluslararası topluluğun Türkiye’nin mülteciler konusunda artan yüküne nasıl katkı sağlayabileceğini görüşmüşlerdi. - ÜÇÜNCÜ AYAK: Geçiş dönemi planlaması ve sonraki gün planı. Dışişleri Bakanı, Esad’ın gidişi için bir tarih belirlemek istemediğimiz konusunda çok netti. Çünkü yapamayız. Bugün ne zaman gelecek bilmiyoruz. Ama güçlü bir şekilde kanaatimiz, o gün gelecek ve uluslararası topluluk yeni Suriye’ye geçişteki zorluklar nedeniyle Suriyelileri desteklemek zorunda kalacak. Bu konuda Türkler ve diğer önemli aktörlerle işbirliğimizi yoğunlaştırmak istiyoruz. Bunların hepsinin amacı da ortak bir operasyonel resme kavuşmak.