![]() |
CHP'nin, TBMM Başkanlığı'na sunduğu gensoru önergesinin gerekçesinde, 25 Ağustos'ta bazı milletvekilleri de dahil CHP'li bir heyetin, Hatay'da Suriye'den gelen geçici sığınmacı kamplarını ziyaret amacıyla Afet ve Acil Durum Yönetimi Daire Başkanlığı'na resmen başvurduğu ve iznin alınması üzerine kampı ziyaret etmek istediği anımsatıldı. Bu kampın farklı olduğu ve ziyaret edilemeyeceği belirtilince, Türk dış politikasında uzun süredir iddia düzeyinde kalan bazı savların da geçerlik kazandığının ifade edildiği gerekçede, yetkililerin, kampta Suriye ordusundan ayrılan subayların aileleriyle birlikte kaldığını savunduğu belirtildi. Gerekçede, ancak bu kampın aynı zamanda öteden beri Suriye'de silahlı mücadeleyle rejimi devirmek isteyen ve “kimi zaman birçok katliamı yapan” Özgür Suriye Ordusu'nun karargahı olduğu, komutanlarının da burada kaldığı iddiasına yer verilerek, şu ifadeler kullanıldı: “Nitekim komutanların isimleri sayılmakta ve bazı yabancı gazeteciler içeriye sızarak bunlarla mülakatlar yapabilmektedir. Aileleriyle kalan ve yetkililere göre artık sivil olan eski subayların bulunduğu bir kampı milletvekillerinin bile ziyaretine izni verilmemesi bu iddiaların gerçek olduğunu göstermiştir. Hatay'da askeri giysili kişilerin kol gezmesi, bunun yerli ve yabancı medyada konu olması, sınır kapılarının kontrolsüz hale gelmesi Türkiye'nin, Suriye'nin içinde silahlı bir mücadeleyi açıkça desteklediğinin göstergeleridir. Bu bağlamda Türkiye'nin silahsız bir keşif uçağının düşürülmesi karşısında hiçbir karşılık veremeyip ciddi bir tepki gösterememesi, hem ulusal itibarımızı ve bölgedeki caydırıcılığımızı önemli ölçüde zedelemiş, hem de ulusal güvenliğimizi riske sokmuştur. Bugün Suriye içindeki çeşitli silahlı muhalefet güçleri kurtarılmış bölgeler oluşturmakta, bu gelişme bir taraftan Suriye'nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırırken, diğer yandan da Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü ve güvenliğini tehdit etmektedir.”