Polisin yakalama kararının “infialle verilmiş” olduğunu belirten Pekdaş, “ Türkiye ’nin son bir haftadır yaşadıklarında, neyin tahrik olup olmadığı bütünlük içinde değerlendirilmeli” diyerek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in göstericiler için Twitter’da yazdığı, “Sizi bir kaşık suda boğardık ama…” ifadesini hatırlattı. Pekdaş, “Tüm Türkiye demokratik muhalefetini gösterirken fatura gençlere çıkarılmamalı” dedi.

'SOSYAL MEDYANIN ETKİSİNİ AZALTMAK İÇİN'
Öte yandan bilişim uzmanı hukukçu Gökhan Ahi de İzmir’deki gözaltı vakalarını Radikal’e değerlendirdi.

“Sadece İzmir’de belli sayıda kişinin sosyal medya paylaşımlarından dolayı gözaltına alınması, oradaki soruşturmayı yürüten savcının takdiridir” diyen Ahi, gözaltındaki gençlerin, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılacaklarına inandığını söyledi.

Bu soruşturmaların, sosyal medya kullanımını doğal olarak azaltacağı yorumunu yapan Ahi şöyle devam etti: “Ancak, anayasal haklarını kullanarak, başkasının haklarını ihlal etmeyerek yapılacak her paylaşımın da kamuoyunun bilgilenmesine katkısı olacağı unutulmamalıdır” dedi.

Ahi sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak, gözden kaçırmamak gereken bir şey daha var. Sadece bu soruşturmanın ve gözaltının yapılması dahi, kamuoyunda insanların Twitter ve diğer sosyal medya kullanımlarını etkilemeye ve sosyal medyanın etkisini azaltmaya yönelik bir dikkat çekme çalışması da olabilir. Hakaret etmeden ve insanları galeyana getirmeden paylaşım yapan kimsenin korkmasına ve çekinmesine gerek yok. Tam aksine ünlü kişilerin ve belediye başkanı gibi kamu görevlilerinin halkı galeyana getirici paylaşımlardan kaçınmaları gerekir. Çünkü bir vatandaşın veya öğrencinin sosyal medya kullanımıyla, ünlü kişilerin ve kamu görevlilerinin kullanımları arasında etki bakımından çok fark vardır.”