![]() |
‘El birliğiyle’ star yaratma mekanizmaları ABD’nin aksine Türkiye’de pek işlemiyor. Jennifer Lawrence tansiyonuna az çok hakimseniz, fark edebilirsiniz bunu. Son 1 senedir en ciddisinden, en sulusuna bütün medya kuruluşları ‘tombul yanaklı yeni yıldız’ büyüsünün peşinde; medya bu kadar ölüp bitince bu kızcağıza hayran grupları da kayıtsız kalamıyor haliyle… Herkes ölümüne âşık; “Biraz abartıyor olabilir miyiz?” diyecek olanı mızraklara oturtuyorlar; öyle bir el birliği… Çünkü vatandaşından, medyasına bütün Amerikan kültürü, ülkesini dünyaya en iyi pazarlama yönteminin ‘şov dünyası’ olduğunu, ‘yeni yıldız verme’ sorumluluğunun kendilerine atfedildiğini biliyor; arı gibi bilinç altından üstünden çalışıyorlar. Bizde durum farklı… Biri çok sevildiyse birden kazara; ondan nefret edenlerin sayısı 2 kat hızla artıyor. “Çok abartıyorsunuz!”ların canı çıkarılıyor, “Bundan star olduysa benden neler olur?” iç savaşları başlıyor peşi sıra… Amaaa… Bir istisna var bu denklemde. Biz de bir zamanlar çok sevdik birini… ONU SEVMEK SAPIKLIK DEĞİLDİ Kadını, erkeği, yaşlısı, genci çok şey bekledi Nurgül Yeşilçay’dan… ‘Kızım için en iyisini istiyorum’ hassasiyetindeki ebeveyn misali ‘en iyi dizilerde oynamasını’ istedi herkes. Parlak bir ‘lise dönemi’ geçirmişti ‘İkinci Bahar’da; ‘Asmalı Konak’la üniversiteden dereceyle mezun olmuştu