![]() |
İşte CHP'nin muhalefet şerhi ve gerekçesi... Adalet Komisyonu alt komisyonunda 1/893 numaralı Basın Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısının görüşmeleri sırasında kısmi olarak önergelerle değişiklikler yapılmış olsa da aşağıda belirteceğimiz eleştirilere rağmen, AKP grubu tarafından olumlu bir tavır sergilenmemiş ve tasarıdaki sakıncalar giderilmemiştir. Bu nedenle grubumuz tarafından muhalefet şerhi verilmesi zorunluluğu doğmuştur. Tasarının gerekçesinde pek çok konuda bilgilendirme ve çabuk ulaşılabilme olanağını sağlayan internet haber sitelerinin, gazetelerin sunmuş olduğu kağıt üzerindeki haberleri sanal ortamda okuyucuların hizmetine sunduğunu, buna karşılık basılı gazetelere ve gazetecilere tanınmış olan haklardan yararlanamadığı belirtilerek bu tasarı ile internet haber sitelerine, çalışanlarına bazı haklar ve yükümlülükler getirildiği ifade edilmektedir. Ancak ne yazık ki tasarı, tüm ilgili tarafların görüş ve önerileri alınmaksızın aceleyle hazırlanmış olup, daha çok getirilen sınırlamalarla internet medyasını idari birimlerin yani iktidarın kontrolü altında tutmaya yönelik düzenlemeleri içermektedir. Tasarının çerçeve 1. Maddesiyle beyanname vererek basın kanununa tabi internet haber sitesi özelliğini kazanacak, haber sitelerinde çalışanların basın iş kanunu kapsamında gazeteci sıfatını kazanacağına ilişkin hüküm olumlu gibi görünse de, beyanname vermeyen ve basın kanununa tabi olmayacak internet haber sitelerinde çalışanların haklarının kısıtlanması sözkonusudur. Çünkü Yargıtay içtihatları uyarınca internet ortamındaki haber sitelerinin de gazete olarak nitelendirileceği ve burada fikir ve sanat işlerinde çalışanların Basın İş Kanunun kapsamında gazeteci olarak değerlendirileceğine ilişkin kararıyla gazeteci tanımı daha geniş olarak değerlendirilmekte iken tasarı ile sadece beyanname veren internet haber sitelerinde çalışanların gazeteci olarak nitelendirilmesi, var olan uygulamadan geriye gidildiği endişesini haklı olarak yaratmaktadır. Bu nedenle komisyonda bulunan basın örgütlerinin temsilcilerinin de beyan ettiği gibi, beyanname vermelerine bakılmaksızın, internet haber sitelerinde fikir ve sanat işlerinde çalışanların tümünün gazeteci olarak nitelendirilmesinin daha doğru olacağı kanısındayız. Öte yandan görüşmeler sırasında basın örgütleri temsilcilerinin, basın iş kanununda gazetecilerin aleyhine olan bazı eksikliklerin giderilmesine ilişkin önerileri de AKP grubu tarafından Örneğin hakettiği ücreti ödenmeyen gazetecinin iş aktini haklı sebeple feshetmesi, emeklilik için sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan gazetecilerin diğer çalışanlar gibi işten ayrılarak kıdem tazminatını alabilmesi gibi hakların gazetecilere de tanınmasına ilişkin önerilerin asıl komisyon görüşmelerinde dikkate alınması gerekmektedir. Tasarının çerçeve 3. Maddesiyle basın kanunu kapsamına alınacak internet haber sitesi tanımı çok muğlaktır. İnternet haber sitesinin tanımı için 5651 sayılı yasanın 2. Maddesinin (g) 5651 sayılı yasanının 2.maddesinin (g) bendi “ haberleşme ile kişisel veya kurumsal bilgisayar sistemleri dışında kalan ve kamuya açık olan internet üzerinde oluşturulan internet ortamı “ olarak düzenlenmiş olup, sonuç olarak “tanımlanan internet ortamında haber ya da yorum niteliğinde yazılı, görsel veya işitsel içeriklerin sunumunu yapan süreli yayın” olarak internet haber sitesi tarif Bu durumda örneğin belirli aralıklarla güncel olayları kendi internet sitesi üzerinden değerlendirerek yorum yazıları yayınlayan bir akademisyenin veya siyasetçinin sitesi internet haber Bu muğlaklığın giderilmesi için tanımlanan internet haber sitelerinin “beyanname vermiş olan” şeklinde belirtilmesinin uygun olabileceği kanısındayız. Tasarının çerçeve 5. Maddesinde AKP grubu tarafından verilen önerge ile kısmi bir değişiklik yapılmış, ancak beyanname vererek basın kanunu kapsamına giren internet haber sitelerinin 5651 sayılı kanundan kaynaklanan yükümlülüklerinin de devam edeceği belirtilmiştir. Tasarının amacında basın kanunundaki haklardan internet haber sitelerinin ve buralarda çalışan gazetecilerin de yararlanacağı belirtilmiş olup, basın kanunu 12. Maddesinde gazetecinin haber kaynaklarını açıklamaya zorlanamayacağı ifade edilmektedir. Basın Kanununun bu açık hükmüne rağmen tasarıda internet haber sitesi ve burada çalışan gazetecilerin 5651 sayılı yasadaki yükümlülükleri de yerine getirecekleri belirtilmektedir. Bu durumda 5651 s. yasanın 4, 5, ve 6 maddesinde belirtilen içerik sağlayıcının, yer sağlayıcının ve erişim sağlayıcının TİB’e talep ettiği bilgileri, talep edilen şekilde verme yükümlülüğü devam edecektir. Bunun anlamı ise gazetecinin haber kaynağı da dahil bilgileri TİB’e vermek zorunda kalması olabilir ki bu basın özgürlüğü ile asla Bu nedenle basın kanununa tabi internet haber sitelerinin ve bu sitelerde çalışan gazetecilerin gerçekten basın özgürlüğünden yararlanmaları isteniyorsa 5651 sayılı yasadaki 4, 5, 6 ve diğer maddelerindeki basın özgürlüğüne aykırı hükümlerin uygulanmayacağı açıkça belirtilmelidir. Bu konuda açıkça bir istisna getirilmediği takdirde tasarıda atıf yapılmasa dahi internet ortamındaki haber siteleri doğrudan 5651 sayılı yasaya tabi olacaklarından basın özgürlüğüne aykırı hükümlerle zaten karşı karşıya kalacaklardır. Tasarının çerçeve 6. Maddesinde AKP grubu tarafından verilen önerge ile beyannamenin incelenmesi aşamasında yasaya aykırılıklar ve eksiklikler sözkonusu olduğunda internet haber sitelerinin yayınının durdurulamayacağı belirtilirken, yayın durdurma müeyyidesinin sebeplerinin varlığı halinde kesinleşmiş mahkeme kararı çerçevesinde ilgilinin basın kartının iptali için basın yayın ve enformasyon Genel Müdürlüğünce işlem yapılması düzenlenmektedir. Tasarının ilk halinde çerçeve 7. Maddesinde yayın durdurma sebeplerinin ortaya çıkması durumunda adli makamlarca kovuşturmaya başlanması ve TİB tarafından aykırılığın tesbit edilmesiyle internet haber sitesinin resmi ilan ve reklam ile basın kartına ilişkin haklarının ortadan kalkacağına ilişkin madde tasarı metninden çıkarılmıştır. Bu madde zaten çok ağır eleştirilmiş ve mahkeme kararı dahi olmaksızın bu hakların ortadan kaldırılmasının internet medyasının tamamen baskı altında tutulmasına yönelik bir düzenleme olacağı belirtilmişti. Bu nedenle çerçeve 7.maddenin tasarı metninden çıkarılması olumludur. Ancak çerçeve 6. Maddede önergeyle yapılan değişiklikle yayın durdurma sebeplerinin ortaya çıkması halinde internet haber sitesinin yayınının durdurulmayacağı, bu durumun kesinleşmiş mahkeme kararıyla tesbit edilmesi halinde, basın kartının iptali için Basın- yayın ve enformasyon Genel Müdürlüğünce işlem yapacağı belirtilmektedir. Yazılı basında beyannamenin incelenmesi sonucunda yasaya aykırılık tesbit edildiği takdirde gazetecinin basın kartının iptali yoluna gidilmezken ,internet medyasında çalışan gazetecinin neden basın kartının iptali yoluna gidilmektedir? Bu eşitsiz uygulamanın hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Tasarının çerçeve 8. Maddesinde internet haber sitelerinin yayınladıkları içerikleri 6 ay süre ile muhafaza ve gerektiğinde talep edilen yetkili mercilere teslim etme zorunluluğu getirilmiştir. Basın kanununun 10 maddesinde yapılan bu değişikliğin başlığı “Teslim ve muhafaza yükümlülüğü” olup, yazılı basın için Cumhuriyet Başsavcılığına teslim yükümlülüğü varken internet haber sitesi için neden yetkili mercii denilerek bu konu muğlak bırakılmıştır. Kimdir bu yetkilli mercii? TİB mi, MİT mi bir başka kurum mu? İnternet haber sitelerinin haklarının kısıtlanmaması açısından yetkili mercinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Tasarının çerçeve 9.maddesinde düzeltme ve cevap hakkı internet haber siteleri açasından düzenlenmektedir. Ancak son fıkra ile internet haber sitelerinde içeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi konusunda yine 5651 sayılı yasaya atıf yapılmıştır. 5651 sayılı yasada yapılan son değişiklikler ile TİB tek başına erişimin engellenmesine karar verebilmektedir. Bu ise internet haber sitelerinin basın yasası çerçevesinde korunması gereken özgürlüğünü engelleyebilecek, sansür ya da Bu nedenle 5651 sayılı yasaya atıf yapılmaksızın, basın özgürlüğü ve kişilik haklarının dengeli bir şekilde korunacağı, yargı kararının esas alınacağı bir düzenlemenin bu madde içinde yapılması çok Tasarının çerçeve 11. Maddesinde düzeltme ve cevabın yayınlanmaması başlığı altında internet haber sitelerinin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesinin yaptırımı da düzenlenmektedir. Ancak kesinleşmiş mahkeme kararlarına rağmen düzeltme ve cevabın yayınlanmaması durumunda yazılı basın için var olan para cezası yükümlülüğü internet haber siteleri için önerilmemektedir. Ayrıca yazılı basında yayınlanmayan cevap ve düzeltme hakkının tirajı yüz bini geçen iki gazetede ilan şeklinde yayınlanacağı düzenlenmişken, internet haber sitelerinde basın kanunu kapsamında faaliyet gösteren iki internet haber sitesinde yayınlanmasına karar verileceği belirtilmekte, bu sitelerin izlenme oranından söz edilmemektedir. Bu da ciddi bir eksikliktir. Tasarının çerçeve 13.maddesiyle Basın Kanununun 11. Maddesindeki cezai sorumluluk, 13.maddesindeki hukuki sorumluluk ve 27. Maddesindeki görevli mahkemeler ve yargılama usulü maddelerine internet haber siteleri de eklenerek bu maddelerdeki yükümlülüklerin, internet haber siteleri açısından da geçerli olması sağlanmıştır. Ancak cezai sorumluluk açısından basın kanunun 19, 20, 2l, 22, 24, 25. Maddelerinde belirtilen suçlara atıf yapılmadığından suç ve cezada kanunilik ilkesi çerçevesinde internet haber sitesi vasıtasıyla işlenebilecek bu suçlardan dolayı cezai sorumluluk sözkonusu olmayabilecektir. Bu ise yazılı basın aleyhine, internet basını lehine bir eşitsizliğe yol açacaktır. Diğer yandan basın kanununda yazılı basına ilişkin cezai ve hukuki sorumluğun kimlere ait olduğu çok açıkça belirtilmiştir. Ancak internet haber sitelerinde cezai ve hukuki sorumluluğu paylaşan kişilerin ayrıntılı bir şekilde belirtilmemesi hatalıdır. SONUÇ OLARAK internet haber sitelerinin ve çalışanlarının basın kanunu kapsamına alınarak belli haklardan, basın özgürlüğünden, basın kartı, resmi ilan ve reklamlardan yararlandırılması ve bunun karşılığında da belli yükümlülüklerin getirilmesi iddiasıyla hazırlanan bu tasarı istenilen amaca ulaşılabilecek nitelikte değildir. Basın kanununun ruhuna uymayan, internet haber sitelerinin çok ciddi bir şekilde sansürlenebileceği sakıncalı maddeleri içermektedir. Üstelik cezai ve hukuki sorumlulukta olduğu gibi pek çok eksiklik ve boşluk bulunmaktadır. Bu nedenle tüm basın ve gazeteci örgütlerinin belirttiği gibi demokratik ,özgürlükçü, internet medyasıyla ilgili dünyadaki olumlu örneklerin de incelendiği yazılı basın ve internet medyasının özelliklerinin göz önünde alındığı yeni bir basın kanunu gereklidir. Ülkemizde anti demokratik uygulamalar sonucunda, fiili sansür ve oto sansürün sıradanlaştığı, gazetecilerin iktidarın talimatıyla işten atıldığı, ne yazacaklarına, nasıl yazacaklarına dahi Başbakanın karıştığı, muhalif gazetecilerin cezaevine atıldığı, basın özgürlüğünün rafa kaldırıldığı bir ortamda bu tasarının da aynı anlayışla hazırlandığını görüyoruz. İnternet ortamındaki yayınların ve işlenen suçların düzenlenmesine dair 5651 sayılı yasadaki son yapılan değişikliklerin ardından hazırlanan bu tasarıda, sürekli 5651 sayılı yasaya atıf yapılması nedeniyle internet haberciliğinin üzerinde ciddi baskıların uygulanmak istendiği, resmi ilan ve reklamlar yoluyla ekonomik olarak desteklenen yandaş bir internet medyası yaratılmak istendiği çok açık görülmektedir. Muhalif olan internet medyası ise basın kartının iptali, resmi ilan ve reklamlardan mahrum bırakılma, TİB tarafından haber kaynaklarını açıklamaya zorlamaya kadar çok ciddi baskılar altında kalabilecektir. Hazırlanan tasarı internet medyasına özgürlük değil, aksine çok ciddi baskılar getirmektedir. Bu nedenle Adalet komisyonunun çalışmalarında eleştirilerimizin dikkate alınarak, gerekli düzeltmelerin yapılması dileğiyle alt komisyon muhalefet şerhimizi sunuyoruz. Dilek Akagün Yılmaz Ali Rıza Öztürk Uşak Milletvekili Mersin Milletvekili