KILIÇDAROĞLU'NUN SAĞ AÇILIMI TUTMADI!

13 Ağustos 2014 Çarşamba  09:12

Ders çıkartabilirseniz yenilgiler epey öğreticidir. CHP yönetiminin, Cumhurbaşkanı seçiminin sonucunu “tatilciler”e bağlaması ve özeleştiriden kaçınarak “Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı doğru bir projeydi” demesi ise bu son yenilginin ana muhalefet açısından pek öğretici olmadığını gösteriyor.
İslamcıyla Müslümanlık yarıştırmanın, sağla mücadele etmek için sağcılaşmanın, seçmene bir şeyin aslı yerine onun kısmen benzerini sunmanın iyi bir fikir olmadığını savunanlar haklı çıktılar. Ne 2007 ve 2011 seçimlerinde sağdan isimleri milletvekili yapmak, ne son genel seçimden beri kendini (bir kez daha) anti-AKP cephesi olarak kurmaya çalışırken her siyasi görüşün şemsiyesi olmaya çalışmak, ne de çok sayıda sağ kökenli adayla ve Cemaat’le yapılan adı konmamış işbirliği ile yerel seçime girmek işe yaradı.
Erdoğan’a karşı İhsanoğlu’nu aday göstermek topluma yönelik yanlış bir tahlilin sonucuydu. Seçmenin AKP’ye teveccühünün AKP’nin dinsel muhafazakârlığından kaynaklı olduğu zannıyla hareket edildi. Aday, halk sanki şeyhülislam seçecekmişçesine belirlendi.
 

Oysa ki AKP’ye olan desteğin, bu partinin dinsel muhafazakâr siyasi çizgisi ve İslamcı söylemiyle ilişkisi hiç de kuvvetli değil. Partiye desteğinin nedeni sorulduğunda pek çok seçmen dine ve geleneklere referansta bulunabilir. Ancak onların desteklerini böyle ifade ediyor olmaları dahi, AKP’ye verilen oyların, elde edildiğine ve edileceğine inanılan somut ve simgesel kazanımlardan kaynaklı oluşunu değiştirmez. Ambalajın rengi yeşil olabilir. Lakin zarfa değil mazrufa bakmak gerekir.
Kaldı ki zarfın yeşil olduğu da şüpheli… Metodolojisine dair rezervim olsa da, şu anda eldeki en taze ve derli toplu çalışma olmasından dolayı IPSOS’un seçimden hemen sonra yaptığı araştırmaya dikkat çekmek isterim.
Araştırmada Erdoğan’a oy veren seçmenlerden, bu tercihlerinin sebeplerini sıralamaları istenir. Katılımcıların yüzde 97,2’si “ülkeye önemli hizmetler yapmış olması” yanıtını vermektedir ve bu en sık dile getirilen gerekçedir.
Söylenme sıklığına göre çeşitli gerekçeler sıralanmıştır ve bunların ilk dokuzu arasında dindarlık ya da muhafazakârlıkla ilgili bir şey yer almamaktadır. Bu tür gerekçeler ancak 10’uncu, 13’üncü ve 14’üncü sıralarda yer bulabilmiştir: Sırasıyla “dini cemaatlere ve liderlere saygılı olması”, “dini mezhebinin bana uygun olması” ve “dindar olması”.

CHP’DE ULUSALCI KANAT-SOL KANAT ÇATIŞMASI YOK
Sağa açılmak eskilerin deyişiyle sadre şifa olmadığına göre çare ne olmalı? CHP’de şu anda bir çatlak var ama görüş ayrılığı, öyle görünmesine rağmen, partinin nasıl bir siyaset izlemesi gerektiği hakkında değil. Evet isyan bayrağını 'ulusalcı' diye adlandırılan, yani siyasi kimlikleri üzerinden tanımlanan bir grup milletvekili açtı. Onların temsil ettiği çizgi, CHP’yi uzun süre yüzde 20 düzeyine saplayan bir çizgi.
Bunun karşısında ise partiyi yüzde 25 düzeyine saplayan, sağa yatmış savrulmacı çizgi yer alıyor. Bu savrulmacı çizgi zaman zaman toplumsal gelirin yeniden dağıtımı ve hak ve özgürlükler bahsinde güzel şeyler söylüyor. Ama sosyal demokrat iddialı bir partiye yakışmayan söylem ve konumlanışları da oluyor. İşin kötüsü politik bir programı yok. AKP’ye karşı en geniş kesimi bir araya getirmeye çalışmak (ve bunu başaramamak) dışında tutarlı bir siyasi doğrultusu yok. Sağ iktidara karşı sağdan medet umuyor.
Eğer şu anda CHP içindeki çatışmanın özgürlükçüler yahut sosyal demokratlar ile ulusalcılar arasında olduğunu düşünen varsa fena yanılır. CHP’de böyle bir saflaşma yok.
AKP, hegemonik ve demagojik “elitlere karşı millet” söylemi bir yana, çok açık bir burjuva partisi. Vesayetçi azınlığa karşı milletin öz evlatları gibi bir “hikâye” ile bunu örtüyor. AKP’nin, maskesinin düşerek dolar yeşili yüzünün ortaya çıktığı kimi enstantanelerin kahramanı bizzat AKP’li bakanlardı:
“Fakirlere dağıtılan kömürü zenginler mi çıkaracak” diyen hükümet sözcüsü, okullarda serbest kıyafetin olası handikapları tartışılırken, “Çok zenginle çok fakirin aynı okula gittiğini mi düşünüyorsunuz?” diyen Milli Eğitim Bakanı, Yeniköy’de bir yalıda katıldığı zengin düğünü esnasında Gezi eylemcileri tarafında protesto edilince “İstanbul’un en seçkin iki ailesinin düğünü mahvoldu” diye yakınan Başbakan Yardımcısı…

AKP’NİN ÇEKİLECEĞİ MİNDER
Sağlık, eğitim, sosyal yardım, sosyal güvenlik, toplu ulaşım gibi alanlarda on yıllar boyu ihmal edilmiş ihtiyaçlara kimi yanıtlar verebildiği için böylesine popüler olan AKP’nin en sert hırpalanacağı minder gene sosyal politika minderidir.
Sağlıkta kimi “reformlar” yapan ve halkın önemli bir kısmı tarafından başarılı addedilen AKP, öte yandan yakın gelecekte bir maliyet kriziyle karşı karşıya. Dahası popülist reformların bir bedeli var. 2002’den 2011’e Türkiye’de kayıtlı taşeron işçi sayısı 5 kat arttı. En korkunç artış sağlık sektöründe. AKP iktidara geldiğinde bu sektörde yaklaşık 10 bin taşeron işçi varken 2013’te sayı 130 bini geçti.
Taşeron çalıştırmayı tamamen kaldıracağım yahut istisnaileştireceğim diyecek bir CHP’ye çok sayıda insanın kulak vereceği belli değil mi? Ama bunun için evvela tek bir CHP’li belediyede bile taşeron işçi çalıştırılmaması, halka bu sayede bir alternatif sunulması gerekir…
TÜİK çeşitli rakamsal cambazlıklarla işsizlik oranını yüzde 10 civarında gösteriyor, ancak söz gelimi DİSK Araştırma Enstitüsü’ne göre gerçek işsizlik yüzde 16’dan fazla. Genç işsizliğinde durum daha kötü. AKP meseleye basitçe “ekonomi büyüsün, yatırımlar artsın, böylece istihdam artar” diye bakan sağcı-piyasacı bir parti.
Peki CHP’nin işsizlik politikası nedir? Evet partinin yayımladığı kimi raporlarda bu konu ele alınıyor. Ancak Genel Başkan partisinin işsizlik politikasını gündeminin başat konusu haline yeterince getiriyor mu? Grup toplantısı kürsüsünde, özel röportajlarda bu meseleyi gündemleştiriyor mu?

SOSYAL YARDIMLAR VE CHP
Türkiye’de esas geliri sosyal yardımlar olan 2 milyondan fazla insan var. Bunu TÜİK söylüyor. Öyle veya böyle bir geliri olduğu halde Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’nden ve başka kuruluşlardan destek alan insanlarla beraber toplam sayı 10 milyona yaklaşıyor. CHP’nin, AKP’nin partizanca uygulamalarına karşı, objektif kriterlere dayalı bir sosyal yardım sistemini savunduğunu biliyoruz.
Peki bu, partinin lideri ve ileri gelenleri tarafından ne ölçüde gündemleştiriliyor? CHP’nin elindeki zengin belediyeler söz gelimi her yoksul aileye ayda 200 liralık nakdî destekte bulunacak bir fon yaratamaz mı?
Düz liselerin kaldırılması büyük sıkıntılara yol açtı. Meslek liseleri ve imam hatip liseleri yaygınlaştırılarak eğitim sistemi ucuz işgücü yetiştirme ve muhafazakârlaştırma makasına alınıyor. Eğitim yoluyla sosyal mobilite, yani sınıf atlama gitgide zorlaşıyor. Ama bunun sebebi, kamu kaynaklarının öyle değil de böyle kullanılması.
Bir yandan tablet dağıtmak gibi gösteriş projelerine büyük paralar harcanıyor, diğer yandan kamu okullarının taleplerine “kaynak yok” cevabı veren devlet önümüzdeki öğretim yılında özel okullara gidecek 250 bin öğrenciye 800 milyon liralık destek vereceğini açıklıyor. Ortada zaruret yok, tercih var. Eğitim hizmetinin kamusallıktan çıkıp piyasalaşması hedefleniyor. Sözleşmeli öğretmenlik yaygınlaşarak da emek sömürüsü artıyor.
Mecliste 4+4+4 yasasına gösterdiği direnişten (2012) beri CHP’nin eğitim meselesini ana gündem maddesi haline getirdiğini gören var mı? Oysa ki siyasi söylem ve eyleminin merkezine bunu koyan bir parti bir anda on milyonlarca insanın kendisine kulak kesilmesini sağlar.

SOLCULUK BİR TABU MU?
Prof. Yılmaz Esmer’in, TESEV’in ve diğer pek çok kişi ve kuruluşun siyasal kimlikler üzerine yaptıkları araştırmalar Türkiye’de kendilerini solda tanımlayan insanların net bir şekilde azınlıkta olduğunu gösteriyor. Ama bu, sol politikaları savunmamanın gerekçesi olamaz. Sabah akşam sol demeden de solculuk yapmak mümkündür.
Amerika’yı yeniden keşfetmeye de gerek yok. 12 yıllık AKP iktidarında CHP’nin siyasi gündemi belirleyebildiği ender anlardan birinin, 2011’de Aile Sigortası projesinin açıklanması olduğunu hatırlamak, arif olana çok şey anlatır.(BURAK COP/RADİKAL)



Sayfa Adresi: http://www.medyaspot.com/haber/KILIÇDAROĞLU-NUN-SAĞ-AÇILIMI-TUTMADI/184941